30 Nisan 2010 01:00
GENÇLİĞİN SESİ
Geçtiğimiz yıldan bu yana, etkisini her geçen gün daha fazla hissettiren kapitalist krizle birlikte sermaye, işçiler ve emekçiler üzerindeki baskısını git gide artırmakta. Özellikle Bursa gibi sanayisi gelişmiş olan ve yüz binlerce işçinin yaşadığı bir kentte, kriz nedeniyle artan işsizlik ve yoksulluk, bütün Bursa emekçilerini gün geçtikçe daha fazla etkisi altına alıyor.
Artan yoksulluk ve işsizliğin yanında, Türkiyede artan bir işçi mücadelesi de söz konusu. TEKEL işçilerinin 78 günlük direnişi, Antepli Çemen Tekstil işçilerinin zaferi, İzmirli Kent AŞ ve TARİŞ işçilerinin mücadelesi; Diyarbakırlı tuğla işçileri, Esenyurtlu belediye işçileri ve bunların yanında birçok yerelde süren işçi mücadeleleri, yükselen bir işçi hareketi olduğunu bizlere gösteriyor.
İşte böyle bir ortamda bizler Bursada, 2010 1 Mayısını karşılıyoruz. Yıllardan beri ısrarla vurguladığımız her ilde, her ilçede, her mahallede 1 Mayısın kutlanması gerekliliği; yükselen işçi hareketiyle, artan işsizlikle ve yaklaşan genel grevle birlikte bu yıl daha da önem kazandı.
Marmaranın her bölgesinde olduğu gibi Bursada da, birçok siyasi örgüt ve sendika için 1 Mayısı kendi yerelinde kutlayıp içeriğini doldurmak için çaba göstermek yerine, Taksime gitmek tek devrimci kutlama biçimi oldu. İktidar perspektifinden uzak sol örgütler, işçi mücadelesini bütün Türkiyeye yaymak yerine Taksime sıkıştırmak çabası içindeler.
Geçtiğimiz günlerde TKPnin yayın organı olan soLda bu konuyla ilgili; Bursada 1 Mayıs kutlanmamalı başlıklı bir yazı yer aldı. Yazının başlığı bile, Bursada yaşayan binlerce emekçiyi önemsiz sayan nitelikte. Yazının içeriğinde de Bursada kutlanacak 1 Mayısın büyük kandırmaca olacağı ve patronların ekmeğine yağ süreceği söylenmekte.
1 Mayıstaki bu tartışmalar, sadece alan tartışması değil her örgütün işçi sınıfına bakışını yansıtan, ideolojik bir tartışmadır. İşçi sınıfıyla bağı olmayan, işçileri yok sayan siyasi anlayış, 1 Mayısı da solcuların bayramı olarak görüp kutlamaları da bu doğrultuda gövde gösterisine dönüştürme çabası içinde. Oysa ki 1 Mayıs, işçilerin alanlarda taleplerini haykıracağı; krize, yoksulluğa, işsizliğe karşı kitlesel bir biçimde Hayır diyeceği bir gündür. İşçi sınıfının bayramında, kentindeki işçileri yok sayan bu anlayışa karşı; Bursadaki sendikalar ve siyasi partiler, 1 Mayıs günü saat 12.00de Gökdere Meydanında toplanacaklar ve Bursalı işçiler, kendi taleplerini Fomaraya kadar olan yürüyüş güzergahında Bursa halkına haykıracaklar. 1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak; ana gövdesiyle, yani işçi sınıfıyla birlikte Bursada kutlanacak.
Geçtiğimiz günlerde gazetemizde yer alan bir haberde; Renault patronunun, işçilere emeklerinin karşılığı olarak oyuncak araba verdiği anlatılıyordu. 1 Mayısta eminim ki Renault patronunun istediği şey de, fabrikasında çalışan işçilerin Bursada 1 Mayısı kutlamamaları olacaktır. Renault işçilerinin, Bursada kendi taleplerini haykıramamaları; 1 Mayısta bu işçileri Taksime çağırmakla mümkün olacaktır. Bu durumda bu sol oluşumların çağrısı, fabrika patronlarının isteklerini karşılar nitelikte olmaktadır. Bu nedenle soLda yazanın aksine; 1 Mayısı Bursada kutlamak değil, 1 Mayısı Bursada kutlamamak patronların ekmeğine yağ sürecektir.
Bunun yanı sıra önümüzde işçi sınıfını ve emekçileri bekleyen 26 Mayıs genel grevi var. 26 Mayısı daha da güçlendirmek, 1 Mayısı güçlü bir şekilde yerellerde kutlamakla mümkün olacaktır. 1 Mayısta işçileri, emekçileri kendi kentlerinden ayırıp Taksime çağırmak, 26 Mayıstaki grevi güçsüzleştirmektir. Bu nedenle bugün yapılması gereken şey; 1 Mayısta yerellerde binlerce işçiyle yapılacak kutlamalardan alınacak güçle, 26 Mayısı güçlendirmek olmalıdır.
Yükselen işçi hareketi, kapitalist krizin artan etkisi ve yaklaşan genel grev, bu 1 Mayısta her birimize daha büyük sorumluluklar yüklüyor. Bu nedenle yerellerde 1 Mayıs kutlama politikası, bu yıl daha da büyük önem kazanmış durumda. İşçi hareketiyle buluşma, krizin bedelini kapitalistlere ödetme ve genel grevi daha güçlü bir şekilde örgütlemek için; 1 Mayısta her mahalledeki, her fabrikadaki, her ilçedeki, her ildeki kutlamaları güçlendirmeliyiz.
Buradan bir kez daha vurgulamak gerekiyor; Bursalı işçiler, emekçiler ve gençler olarak, saat 12.00de kendi taleplerimiz için Gökdere Meydanında olacağız.
(*) Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü
ÖNEN ERSİN*
Evrensel'i Takip Et