02 Mayıs 2010 00:00
Asya-Pasifikte Bu hafta
ki Asya ülkesi olan Vietnam ve Japonyada kadın sorunları, kimi farklı kimi benzer özellikler taşıyor.
ki Asya ülkesi olan Vietnam ve Japonyada kadın sorunları, kimi farklı kimi benzer özellikler taşıyor. Vietnamda kadınları doğrudan etkileyen toplumsal yönelimler şunlar:
- 85 milyonluk Vietnamda 1.2-1.6 milyon bebek aldırma olayı var ve bunların yüzde 20sinde bebeği aldıranlar, onlu yaşlardaki anneler. Vietnam, dünyadaki en yüksek çocuk aldırma oranlarından birine sahip. Bunun altında, ataerkil toplum yapısı ve kılgıbilimsel (teknolojik) ilerleme yatıyor: Soyaklar (aile), erkek çocukları yeğliyor ve geçmişteki durumun tersine, bebeğin cinsiyeti, doğum öncesinde bilinebiliyor.
- Vietnamda, erkek çocuğun yeğlenmesinin genel olarak üç nedeni var: Birincisi, erkeğin ekmek kazanan olarak görülmesi ve erkek çocuğa, ana-baba için yaşlılıkta güvence olarak bakılması. İkincisi, soyla ilgili kimi dinsel törenleri yalnızca erkeklerin yönetebiliyor oluşu (bu, kadın imam tartışmasının bir benzeri). Üçüncüsü, soyadını erkeklerin sürdürmesi.
- Vietnamdaki evliliklerin beşte birinde ev içi şiddet var. Ev içi şiddetin temel öncülleri, içki, uyuşturucu bağımlılığı, kumar, aldatma ve kıskançlık.
- Vietnamda, kalkınmayla birlikte, üç kuşağın (anneanne-anne-kız vb.) bir arada yaşadığı evlerin oranı düşüyor.
- Vietnamda yakın zamana dek pek görülmeyen boşanma olgusu yaygınlaşıyor.
- Vietnamda kentli nüfus oranı, 1999-2009 arasında yüzde 23.5ten yüzde 29.6ya sıçradı. Bununla birlikte kız-erkek oranı düşüyor.
- 2009da Vietnamda, bebeğin cinsiyetinin doğum öncesinde açıklanması yasaklandı; ama birçok hastanede bu bilgi, gizlice veriliyor.
- Vietnamda işyerinde kadın-erkek ayrımcılığını yasaklayan yasalar yeni yeni çıkıyor.
Japon kadınlarını etkileyen gelişmeler ise şunlar:
- Tokyo Yüksek Mahkemesi, bir şirketi, 1992-2008 arasında, kadın çalışanlarına cinsiyet ayrımcısı ücretler ödediği için 72 milyon yen (yaklaşık 800 bin dolar) ödence (tazminat) cezasına çarptırdı. Osaka Mahkemesi ise 2005te, başka bir şirketin 4 kadın çalışana 63 milyon yen (yaklaşık 700 bin dolar) ödence ödemesini kararlaştırdı. 2009daki bir başka davada bir şirket, Tokyo Mahkemesinden çıkan karar dolayısıyla, 50 milyon yen (yaklaşık 560 bin dolar) ödence ödedi. Yine de, Japonyada kadın çalışanların aylığı, erkek çalışanlarınkinden yüzde 33 daha düşük ve Japonyadaki aylık uçurumu, dünya ortalamasının iki katı. Japonyadaki uçurum, Çindekinden ve Güney Koredekinden bile daha kötü. Bu eşitsizliği besleyen iki olgu daha var: Birincisi, esnek üretim kipçikleri (model) dolayısıyla, Japon iş gücü, yarı-zamanlılaşıyor. Yarı-zamanlı çalışanların 2/3ü kadın. Bu süreçte, kadın-erkek eşitliği gözetilmiyor. İkincisi, birçok Japon şirketinde kadınlar, sekreterlik gibi işlere yönlendirilirken; erkekler, yönetici olmak üzere yetiştiriliyor. İşte bu ve benzeri nedenlerle birçok araştırmacı, Kalkınmış bir ülke olan Japonya, kadın-erkek eşitliği konusunda gelişmekte olan bir ülke diyor.
- 2006da Japonyada, şirketlerin kadın çalışanları gebelik gerekçesiyle atması yasaklandı.
- Aynı yetenek ve düzeyde kadınlara daha düşük ücret veren şirketlerin para cezasına çarptırılması yasalaştırıldı.
- Japonyada, boşanmış bir kadının yeniden evlenebilmesi için 6 ay beklemesi yasal bir zorunluluk. Erkekler içinse böyle bir zorunluluk yok.
- Japonyada doğum oranı düşük. Bu, iki biçimde açıklanıyor: Birincisi, dünyanın en pahalı ülkelerinden olan Japonyada çocuk büyütmek için çok para gerekiyor. İkincisi, aynı pahalılık nedeniyle, erkeğin de kadının da çalışması bir zorunluluk. Çalışan kadınların çocuk yapmak yerine işlerine odaklandığı ileri sürülüyor. (Gerçi bu görüş çok tartışmalı; çünkü hem çocuk büyüten hem de çalışan birçok başarılı örnek var.)
Vietnamda yasamacıların (milletvekili) yüzde 26sı, üniversite mezunlarının yüzde 40ı, yüksek lisans derecelilerin yüzde 30u ve doktoralıların yüzde 10u kadın. Bu oranlar, Japonyada daha düşük. Japon Alt Yasama Kurulunun (Millet Meclisi) yüzde 9.4ü ve Üst Yasama Kurulunun yüzde 18.2si kadın. Kadınların Yasama Kurulundaki oranı açısından Japonya, 189 ülke arasında 106. sırada (Ruanda, yüzde 48le birinci). Japonyada uray (belediye) başkanlarının yalnızca yüzde 0.9u kadın ve ülkedeki kadın mezun oranı, OECD ortalamasından daha düşük. Oysa Vietnam, Asyadaki en yüksek kadın yasamacı oranına sahip. Gerçi, siyasal katılımın artması, sorunları kendiliğinden çözmüyor. Birçok ülkede kadın siyasetçiler, kadın hakları adına çaba göstermiyor; kimi kadın siyasetçiler, erkekten de erkekçi.
Vietnam ve Japonya kadınlarını karşılaştırdığımızda, bunların dışında iki nokta dikkat çekiyor: Birincisi, Japonyada dişilci (feminist) hareket cılız; Vietnamda ise hiç yok. Ancak, Vietnamda generkin (devlet) bir kolu olan kadın örgütleri güçlü. İkincisi, Japonyada savaşlarda kadınlar, evlerinde oturdular; en eşitlikçi örneklerde hemşirelik yaptılar. Vietnam-Amerikan savaşında ise kadınlar, erkeklerle aynı askeri görevlerde yer alıyordu. Vietnamda günümüzde de, tüm lise mezunu gençler, kız-erkek demeden 1 ay atış eğitimi alıyor.
Kalkınma, iki ülkenin kadınları için farklı anlamlar taşıyor; ama tek başına kalkınma, toplumun değil yalnızca erkeklerin kalkınması anlamına geliyor.
DR. Ulaş Başar Gezgin