03 Mayıs 2010 00:00
Yeni sistem!..
11 Nisanda girdiğimiz YGS, öncesi ve sonrasıyla bir kez daha ülkemiz eğitim sisteminin çöktüğünü göstermiştir.
11 Nisanda girdiğimiz YGS, öncesi ve sonrasıyla bir kez daha ülkemiz eğitim sisteminin çöktüğünü göstermiştir. Sınavdan önce gittiği dershanenin parasını ödeyemeyen annesinin hapse atılması karşısında kendisini suçlu hisseden ve intihar ederek yaşamına son veren Sonerde 18 yaşında bizler gibi öğrenciydi. Hayatlarının baharında hayatlarını kaybeden, satmak zorunda kalan binlerce genç daha bu sınavlı eğitim sistemi yüzünden benzer bunalımlara sürükleniyor. Yeni YGSnin sonucu da şimdiden belli olmuştur, yine barajı geçemediği için 12 yıllık emekleri 0 olarak adlandırılan, yani sıfır çeken yüz binlerce öğrenci, sayısı şimdiden dördü bulmuş hayalleri yıkıldığı için intihara sürüklenen yüzlerce genç ve dershane çıkmazında boşa harcanan trilyonlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da sınavın sonuçları olacak.
Bu katil sistemin bugünkü yürütücüleri de öyle düşünceliler ki Soner öldükten sonra annenin borcunu ödeyerek Anneyi kurtardık diyerek övünüyorlar. Aynı düşünceliler yine biz öğrencilerin sınavdan önce olumsuz etkilenmemesi için 0.12-0.15 katsayılarının da hakkında açılan yürütmeyi durdurma davasını kamuoyuna duyurmuyorlar, sınavdan sonra beklenen açıklamalar yapılıyor tabi.
Açıkçası biz teknik okul öğrencilerini bu karar çok şaşırtmadı, hatta bunu bekliyorduk, zira bir önceki iptal davası 0.13-0.15 katsayıları içindi, katsayıların iptalini isteyen kesimleri de 0.01lik farkın ikna etmeyeceği bellidir. Yani aslında YÖK şu anda meslek liselilerini sadece oyalamakla yetiniyor, artık bellidir ki bu sorun katsayılara oran vermekle çözülemeyecektir.
Katsayı krizini hâlâ çözemeyen YÖK, bununla da kalmayıp başkanının Meslek liseliler dört işlem bile yapamaz sözleriyle bizleri açıkça aptal yerine koymaktadır. Ayrıca aynı hükümetin ÖSYMsi de daha asal sayının ne olduğunu bile bilmemektedir. YÖK Başkanımızdan bununla da ilgili bir açıklama bekliyoruz tabi.
Fye kadar planı olduğunu söyleyen ve imam hatip liselerini arka bahçesi olarak gören hükümetin, YÖKü herhalde bu işi her defasında 0.01 daha çıkartarak köşe kapmaca oynamaya devam edecektir.
Bu sorunun da çözümü diğerleri gibi parasız, bilimsel, demokratik eğitim, sınavsız üniversitedir, yani eğitim sisteminin topyekun bu sistemin temeli olan öğrencilerin talepleri etrafında yeniden inşasıdır. Aksi çözümlerde yıllarca nelere sebep olduğuna tanık olunmuştur.
Böyle bir çözümün de tek yolu bizlerin örgütlü mücadelesinden geçmektedir. Hiç vakit kaybetmeden okul çıkışlarında kitlesel basın açıklamalarıyla, ders boykotlarıyla, imza kampanyalarıyla, genel grev günü 26 Mayısı da mücadelemizin mevziisi haline getirerek mücadelemizi güçlendirmeliyiz. Bilmeliyiz ki bizim dışımızda hiç kimse Sonerin katilinin sistemin kendisi olduğunu söylemeyecek, bizim dışımızda hiç kimse hiçbir zaman hayatımızın baharında bize yaşatılanları anlamayacak. Yani kimse bize geleceğimizi biz almadıkça vermeyecek.
İyi bir gelecek, yaşanılabilir bir dünya için mücadeleye!
Halil Bandırma
(İzmir Mithatpaşa Meslek Lisesi Okul Başkanı)