04 Mayıs 2010 00:00

Gazeteci örgütlerinden ‘dinleniyor muyum’ dilekçesi

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde gazeteciler Ankara’da Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak, “haklarında herhangi bir dinleme kararı” olup olmadığını sordular.

Paylaş

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde gazeteciler Ankara’da Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak, “haklarında herhangi bir dinleme kararı” olup olmadığını sordular.
G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu’nu oluşturan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Ankara Temsilciliği, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Foto Muhabirleri Derneği (FMD), Ekonomi Muhabirleri Derneği ( EMD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD), Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV), Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) üyesi gazeteciler dün Ankara Adliyesi önünde buluştular. Ellerinde “dinleniyor muyum” talepli dilekçeler açıklama yapan gazeteciler, Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığına dikkat çektiler.
Platform Sözcüsü Doğan Tılıç, Türkiye’nin, bir “Dünya Basın Özgürlüğü Günü”ne daha özgürlükler açısından hiç de gurur duyulamayacak bir tabloyla girdiğini söyledi.
TÜRKİYE’DEKİ TABLO
Tılıç, “Ne yazık ki cezaevinde gazetecilerin olduğu, bir gazeteci hakkında 500 yıl hapis cezaları istenen, gazetecilerin şiddete maruz kaldığı, demokratik bir hak olan greve katılan ATV-Sabah çalışanlarının yasa dışı olarak işten atıldığı, bu süreçte yargı kararlarının patronlar tarafından hiçe sayıldığı, kamu kanalı TRT’nin iktidar yanlısı bir kadrolaşmaya kurban edildiği, Show TV gibi büyük medya kuruluşları dahil kimi yayın organlarında gazetecilerin ücretlerini alamadığı, siyasi iktidarın kendisini eleştiren gazetecileri ve medyayı hasım gibi gördüğü, Başbakanlık binasının ve Genelkurmay’ın akreditasyon uygulamaları ve iptalleri ile bazı meslektaşlarımıza yasaklandığı, yüzlerce gazetecinin işsizlik ve güvencesizlik cenderesinde yaşadığı bir ülkedeyiz” diye konuştu.
YAYGINLAŞAN TELEFON DİNLEMELERİ
Yaygınlaşan telefon dinlemelerinin, gazetecilerin kaynaklarıyla iletişimini “tehlikeli” işler sınıfına sokarak, bütün toplumun iletişim özgürlüğünü yok ettiğini belirten Tılıç, “Tüm bunlar yaşanırken ‘basın özgürlüğü günü’nü ‘kutlanacak’ değil, gazetecilerin hak ve özgürlük mücadelesini yükseltmeleri gereken bir gün olarak görüyoruz” dedi.
Bu nedenle gazeteciler olarak savcılığa başvurduklarını belirten Tılıç, “Telefonlarımızın dinlenip dinlenmediğini öğrenmek, halkın haber alma hakkını ne ölçüde yerine getirebileceğimizi bilmek istedik” dedi.
Dilekçe vererek bilgi isteme hakkının bütün vatandaşlara ait bir hak olduğunu ifade eden Tılıç, vatandaşların, vatandaşlık haklarını kullanarak, telefonlarının dinlenip dinlenmediğini, iletişim haklarının ihlal edilip edilmediğini araştırabileceklerini ve sorgulayabileceklerini söyledi.
AKP FİKRİNİ BENİMSEYEN MEDYA
Fiili ve fiziki saldırılar, anti-demokratik yasalar ve yasa dışı telefon dinlemeleri, medya sahiplik yapısının gazetecileri mahkum ettiği iş güvencesizden yoksun çalışma koşullarının, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü haklarını kullanmalarına engel olduğunu belirten Tılıç, AKP iktidarının bunları dert etmek yerine, tüm gücünü Başbakan’ın ifade ettiği gibi, “AKP fikrini benimseyen” medya gücü yaratmak için kullandığını ifade etti. Tılıç, “Biz gazeteciler basın özgürlüğü mücadelemizi sadece kendimiz için bir özgürlük mücadelesi olarak görmüyor, herkesin doğru bilgiye ulaşması ve demokratik bir toplumda yaşaması için yürütülen bir kavga olarak görüyoruz” diye konuştu.
DİLEKÇELER VERİLDİ
Açıklamanın ardından gazeteciler, “sabit ve mobil telefonları ile e-posta adresleri hakkında iletişimin dinlenmesi, kayda alınması, iletişimin tespiti ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin olarak, verilmiş ve infaz edilmiş bir karar ile halen infazı devam eden bir karar bulunup
bulunmadığını, herhangi bir tedbir mevcut ise tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucuyla ilgili kendilerine bilgi verilmesi taleplerini” içeren dilekçeleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sundular. (Ankara/EVRENSEL)

TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 106. SIRADA
WASHINGTON Freedom House örgütü tarafından hazırlanan “2010 yılı dünya basın özgürlüğü” listesinde Türkiye 106. sırada yer aldı.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde yayınlanan listenin ilk dört sırasını Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç paylaştı. Türkiye, Maldivler ve Tanzanya’nın ardından listenin 106. sırasında yer aldı. Bu sıra ile Türkiye “kısmen özgür” ülkeler grubuna dahil oldu.
Listenin sonunda ise bulunan Burma, Türkmenistan ve Kuzey Kore ise basın özgürlüğünün hiç olmadığı ülkeler olarak öne çıktı.
ÖNCEKİ HABER

ÇETE OPERASYONU ÜLKÜ OCAKLARI’NAUZANDI

SONRAKİ HABER

ALBATROS

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa