05 Mayıs 2010 00:00

UZUN MESAFE

Eski bir yazımda hekim muayenesine nasıl bir kıyafetle gidilmesi gerektiğini yazmıştım.

Paylaş

Eski bir yazımda hekim muayenesine nasıl bir kıyafetle gidilmesi gerektiğini yazmıştım. Vücudu tamamen saran tek parça iç giyimden, külotlu çoraba, türbandan fulara, balıkçı yaka kazaktan sutyene ipuçları sunmuştum sizlere. Ve demiştim ki kıyafet hastalık bulguları için bir örtüye dönüşebilir her an. İsterseniz yeniden hatırlayalım.
Hasta temelde bir yakınma veya hastalık için gidebilir hekime. Ama hekim kapsamlı bir muayene yapıyorsa hiç tanımlanmamış bir hastalık bulgusunu da fark edebilir. Sözgelimi siz ayağınızdaki bir mantar enfeksiyonu için gitmiş olabilirsiniz hekime. Eğer son derece kapalı bir kıyafetle gidiyorsanız; balıkçı yaka bir kazak giymiş ya da fular takmışsanız hekimin henüz sizin fark etmediğiniz bir guatrı tesadüfen fark etmesi mümkün değildir. Kimi zaman da mevcut yakınmanızda tanıya ulaşmayı erteletebilir tercih ettiğiniz muayene kıyafetleri. Örneğin öksürük yakınması ile gittiğiniz bir hekim akciğerlerinizi steteskopla dinlerken yukarıya doğru sıyırdığınız kıyafetiniz üst lopların dinleme bulgularına ulaşmayı engelliyorsa tanı gecikmesine yol açabilir.
Yazdığım bir başka husus makyajdı. Örneğin abartılı bir allık ve rujun kalp kapak hastalıklarında görülen “al yanak mor dudak” bulgusunu gizleyebildiğini, son anda kullanılan asetonun şeker koması öncesi izlenen aseton kokusunu örtebileceğini, tüm avucu kaplayan kınanın karaciğer sirozu dahil bir çok hastalıkta izlenebilen avuç içindeki “palmar eritemi” maskeleyebileceğini aktarmıştım.
Bir de soruna hasta gözü ile bakmaya ne dersiniz? İsterseniz kıyafetten ziyade kişisel bakım konusuna değinelim.Örneğin hekimler ve sağlık çalışanları tırnak uzatmalı mı? Ya da hangi koşullarda. Bir hastamın öyküsünü hiç unutmuyorum. Hemoroit yakınması ile gittiği bir hekimin rektal tuşe sırasında kullandığı eldivenin uzatılmış tırnaklarının verdiği acıyı önleyemediğini aktarıyordu.


....


Mobbing ya da polikliniklerdeki bilgisayarlar

Evet bir ideal muayene için gerekli önkoşulları en azından kılık kıyafet ve makyaj boyutu ile paylaşmış olduk. Bu arada muayene derken neyi kastettiğimi paylaşmak isterim. Tıp fakültelerinde muayenenin “inspection” yani gözlem ile başladığı söylenir. Hani dedim ya; ayak yakınmanız için gittiğinizde dahi doktorunuz siz fark etmemiş olsanız da guatrınızı fark edebilir diye; işte öyle bir şey.
Muayenenin ikinci kısmı ise “anamnez” yani öykü almaktır. Aslında bu kısım temeli oluşturur. Bunun içinse yeterli zaman ön koşuldur. Sonrasında elle muayene, dinleme cihazı ile muayene ve gerekiyorsa laboratuar ve radyolojik tetkikler istenir.
Ve gelelim ülkemiz tıp koşullarındaki dönüşüme. Dönüp baktığımızda son yıllarda muayenenin esasları başlığında son sırada gelen tetkik yani teknoloji kısmının son derece hızlı arttığını ama temeli oluşturan gözlem, öykü alma ve elle muayeneye ayrılan sürenin son derece azaldığını veya hiç yapılmadığını görüyoruz.
Muayene olabilmek, ama nasıl? Evet, tüm bu söylediklerim muayene olabiliyorsanız geçerli. Sahi muayene olabiliyor musunuz sağlıkta izlenen sağlıksız dönüşüm koşullarında?
Yeterli süre var mı yakınmalarınızı atlamadan anlatabilmek için?
Bırakın muayeneyi doktorunuz size dokunuyor mu yoksa aranızda bilgisayar ekranı mı var?
Doktorunuz size mi bakıyor yoksa bilgisayar ekranına mı?
Evet, artık iktidar hekimlerin hastalarına yüzlerini değil de sırtlarını döndüğü bir tıp ortamı yarattı. Adına teknoloji deniyor. Hekim yüzünü hastasına değil de gaipten haber bekler misali bilgisayarın derinliklerine gömünce karşısına bir insan değil de muhasebe ön kayıtları çıkıyor. İnanmakta zorlanacağınız gerçek çok yalın: “Hastanız için istediğiniz tetkiklerin toplam ücreti Sosyal güvenlik Kurumu’nun ödediği limiti aşmıştır?” Haddini aşmak? Sahi söylemek istedikleri bu olmasın? Peki haddini aşan kim? Bu halk bu oyuna daha uzun süre gelir mi sizce? Hele yeşil kartların toplatılması kapıda iken! Hele Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı ile toplum birden beşe yoksulluk yarışında sınıflanacak iken!
Dönelim muayene odalarındaki güncel hasta hekim konumlanışına. Hasta derdini anlatırken hekimin elleri klavyede, gözleri bilgisayar ekranında, kulağı ise kod avcılığındadır. Ne demek mi kod avcılığı? İsterseniz kısaca anlatayım. Her yakınma veya hastalık rakam ve harflerden oluşan resmi kodlarla kaydedilmektedir sisteme. Tüm işlemler bittiğinde hekim hastasına bir barkod yani etiket uzatır.
Evet, artık hasta ve hekim nerede ise hiç göz göze gelemiyor yeni sağlık organizasyonunda. Aralarında ise koca bir bilgisayar!
Sahi mobbing ne demek?
DR.ZEKİ GÜL
ÖNCEKİ HABER

1 Mayıs 2010 ve Taksim

SONRAKİ HABER

Dünya Kadın Yürüyüşü 30 Haziran’da İstanbul’da

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...