07 Mayıs 2010 00:00
Cellat yalnız, Denizler binlerle...
Denizler bugün birçok ilde yapılan etkinliklerle anıldı. Yapılan etkinliklerde Denizlerin mücadelesinin bugüne ışık tuttuğu ifade edildi.
Üç Fidan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan bir 6 Mayısta daha, Karşıyaka Mezarlığında adeta miting gibi bir katılımla anıldı.
Binlerce kişi hep bir ağızdan Devrim ve sosyalizm diyerek, Denizlerin yolundan gideceğini ilan ederken, üç fidanın idam emrini veren Ali Elverdinin gazete köşelerinde ancak yer bulabilen ölümü akıllara geldi. Denizlerin yoldaşı Aydın Çubukçu, Denizlerin celladının sessiz, sedasız gömülmesine atıfta bulunarak, egemenlere hizmet ne kadar sefil bir şeymiş dedi.
Denizleri anmak için gelenler dün sabahtan itibaren Karşıyaka Mezarlığını, Denizlerin mezarlarını adeta miting alanına çevirdiler. Gün boyunca gruplar halinde ya da bireysel olarak gelenler Denizlerin mezarını çiçek bahçesine çevirdiler.
Ankaradaki ortak anma için Ankaranın dört bir köşesinden gelenler saat 11.30dan itibaren 2 Nolu Kapıda buluştular. Emek Partisi, Barış ve Demokrasi Partisi, EDP, SDP, ESP, TÖP, KESK Ankara Şubeler Platformu, 78liler Girişimi, Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Bektaşi Federasyonunun ortak anmasına, Denizlerin Şekibe Ablası Şekibe Çelenk de geldi. BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, Eş Başkan Yardımcıları Tuncer Bakırhan ve milletvekilleri Şerafettin Halis, Sebahat Tuncel, EMEP Genel Başkan Yardımcıları Haydar Kaya, Selma Gürkan ile Denizlerin yoldaşı Mustafa Yalçıner, Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun, Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Vicdan Baykaranın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi de katıldı. Keçiörenin Ovacık Mahallesinden vatandaşlar ve atık kağıt işçileri de anmaya pankart açarak katıldılar.
BUGÜNE IŞIK TUTUYORLAR
Özellikleri liseli gençlerin yoğun katıldığı anmaya, Emek Gençliği kitlesel katıldı. Emek Gençliği üyeleri Denizlerin son sözlerinin Türkçe ve Kürtçe yazıldığı pankartlar taşıdılar. Deniz, Yusuf ve Hüseyin için yapılan saygı duruşunun ardından kurumlar adına ortak açıklamayı 78liler Girişimi Sözcüsü Hüseyin Gevher okudu. Gevher, Bizler Denizlerin, Hüseyinleri, Yusufların önderlik ettikleri ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesini, özgürlük, demokrasi sosyalizm ideallerini yarına taşıma görevi ve sorumluluk bilinciyle bir aradayız dedi. Denizlerin 38 yıldır kurtuluşu uğruna can verdikleri işçiler, emekçiler ve ezilen halklar tarafından büyük bir coşkuyla kutlandığını vurgulayan Gevher, onların emperyalizme ve sömürüye karşı mücadelede işçi sınıfı ve emekçi halkı birleştirme çabalarının bugüne de ışık tuttuğunu söyledi. Gevher, İşte TEKEL, Sinter işçileri, taşerona direnen belediye ve hastane işçileri, Çemen Tekstil işçileri, üretici köylüler, besiciler...Bugün Deniz, Yusuf, Hüseyin olmanın yolu işsizliğe, yoksulluğa, örgütsüzlüğe karşı mücadeleden geçmektedir diye konuştu.
O KÖPRÜ BİZİ HALKLARIN KARDEŞLİĞİNE TAŞIYACAK
Gevherin ardından Denizlerin avukatı, ağabeyi Halit Çelenkin mesajını Denizlerin ablası Şekibe Çelenk okudu. Ardından Denizlerin yoldaşları Aydın Çubukçu ve Mustafa Yalçıner kürsüye birlikte çıktılar.
Aydın Çubukçunun ardından konuşan BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, Denizler öyle bir mücadele mirası ektiler ki, tüm devrimciler aynı mirastan beslenerek güçlendiler diye konuştu. Mazlum Doğan, Haki Karer ve Kemal Pirin de Denizlerin mücadelesini mücadelelerinde yaşattıklarını kaydeden Kışanak, bu ortak mücadele mirası nedeniyle tüm provokasyonlara, tüm ırkçı kışkırtmalara rağmen halkların kardeşliğinin zedelenmediğini söyledi. Kışanak, Bu ülkede halkların kardeşliğinin mayası öylesine güçlü çalınmıştır ki, bozmaya kimsenin gücü yetmez dedi.
Deniz Gezmişlerin Zap Suyu üzerine yaptıkları kardeşlik köprüsünün kontgerilla tarafından yıkıldığını hatırlatan Kışanak, O köprü bilincimizde, mücadelemizde yaşıyor. O köprü bizi aydınlık Türkiyeye, halkların kardeşliğine, eşitlik ve demokrasiye taşıyacak. Önümüz, yönümüz, ufkumuz, devrimci yoldaşlarımızın önümüze koyduğu hedeftir diye konuştu. Kışanak, Denizlerin hayalini kurduğu emeğin hakkının alındığı, adalet, eşitlik ve halkların kardeşliğinin yaşandığı bir Türkiyeye ulaşmak için güç birliği çağrısı yaptı.
BİLGİ VE DEMİRKOLDAN MESAJ
Daha sonra Kapitalin çevirmeni yazar Alaattin Bilginin 1 Mayıs öncesi gazetemizde de yayınlanan mesajı okundu. Anmada, yazar Vedat Demirkolun 6 Mayıs dolayısıyla Emek Partisine gönderdiği mesaj okundu. Mesajında, sağlık sorunları nedeniyle anmaya katılamamanın üzüntüsünü yaşadığını belirten Demirkol şunları ifade etti: Partili yoldaşlarım bilsinler ki, düşüncelerim ve duygularımla bu 3 fidanın savaşımını desteklemekteyim. Onlar hiç kimseyi öldürmeden savaşmışlardı. Suçları halkların ezilmemesi için savaşmaları idi. Tüm dostlarımın savaşımına candan katılır, saygılar sunarım. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmeden önceki son sözleri hep bir ağızdan okundu.
SEVGİ SELİ
Anmanın ardından kitle Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın mezarlarına karanfiller bıraktılar. Kimileri onlar için birer sigara yakarak mezarının başına koydu, kimi de onlar için türküler, marşlar söyledi. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk binlerce kişinin oluşturduğu kalabalık nedeniyle mezarlarının başında zaman zaman izdiham yaşandı. Emek Gençliği üyeleri de Denizlerin mezarları başında onların bağımsız, demokratik bir Türkiye, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya özlemleri hayat bulana kadar mücadele sözü verdiler. EMEP üyeleri de taşıdıkları dövizlerde 26 Mayıs genel grevine güçlü katılım çağrısı yaptılar.
Anmaya Türk-İşe bağlı Tez Koop-İş Ankara 2 Nolu Şube, Petrol-İş Ankara Şube ve Yol-İş Ankara 3 Nolu Şube yöneticileri, ASMMMO Yönetim Kurulu üyesi Erkan Arslan ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay da katıldı. DİSKe bağlı Genel-İş ve Sosyal-İş üye ve yöneticileri de anmada yer aldılar. Diğer yandan ortak anma öncesi CHP üyeleri de Denizlerin mezarını ziyaret etti. CHPnin katılımı geçmiş yıllara göre kalabalık olurken, CHP gençlik kollarının Denizlerin yolundayız sloganı atması dikkat çekti. TKP, ÖDP, EHP ve Halkevleri ise ayrı anma düzenlediler. (Ankara/EVRENSEL)
ONLAR O BÜYÜK GÜNDE DE ANILACAK
Denizlerin mücadele arkadaşı, EMEP Genel Başkan Yardımcısı, Hayat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçunun Karşıyaka Mezarlığındaki konuşması:
Denizlerin kardeşleri merhaba.
Bir 6 Mayısta yine beraberiz. Büyüyerek beraberiz, çoğalarak beraberiz, güçlenerek beraberiz.
Önümüzde ne kadar zorlu ve uzun bir yol olursa olsun, er geç sosyalizm hedefine ulaşacağımızın bilinciyle her 6 Mayısta Denizleri, binlerce çoğalarak, yanımıza katarak ilerliyoruz. Denizler çoğalıyor, Denizler güçleniyor, Denizler her gün daha genç, her gün daha güçlü olarak sosyalizmin, devrimin yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Onları asanlar ibreti alem olacak demişlerdi.
Yani bundan sonrakiler korkacaklar, bundan sonrakiler yılacaklar. Onların ipte sallanışını görenler bir daha bu yola girmeyecekler demişlerdi. Ne kadar yanılmışlar, ne kadar korkakmışlar aslında. İşçiler ve emekçiler yılmadılar. Onların istediği gibi bir ibret almadılar. Daha da güçlenerek ilerlediler.
Ama tarihte eğer ibret almak diye bir şey varsa biz yakın bir zamanda çok acı bir ibret aldık. Hakim sınıflara hizmet etmek ne sefil bir şeymiş arkadaşlar. Ne acınacak bir şeymiş. (Ali Elverdiyi kastederek) siyah bir tabutta doğru dürüst helalleşmeden gömüldü cellat. Böyle bir ibret, böyle bir dersi acaba onlar alacaklar mı?
İşte Denizler, Hüseyinler, Yusuflar, Mahirler, İbrahimler dimdik ayaktalar. Halkın kalbinde ve mücadelesinde her geçen gün daha diri, daha canlı ayaktalar.
(Cellatları kastederek) Ama onların yaşadığından bile haberimiz yoktu, ölünce duyduk ki yaşıyorlarmış. Meğer yaşıyorlarmış. Hizmetlerinde kullandıkları bir aracıyı nasıl değer bilmezce gömdüler, nasıl ibreti alem olsun diye önümüze koydular.
Büyük derstir ve bilelim ki egemen sınıflara hizmet ancak böyle ödüllendirilir. Hayattaki bütün değerleri çiğneyen, gençliği, kadınları, işçileri, emekçileri ezilen halkları hiçe sayan, bir zihniyetin hizmetinde olmanın sonucu ancak onların kendilerine verdiği değer kadardır.
Biz, bizim için mücadele edenleri, bizim için ipi göğüsleyenleri; niçin savaştıklarını bilerek bilincimizle olduğu kadar sevgimizle de sonsuza kadar yaşatırız. Biz halkız, biz işçileriz, biz ezilen halklarız. Kadınlarız, gençleriz, çocuklarız. Siz kimsiniz? siz kimsiniz? Hiç, hiç, hiç.
Tarihin önünde bir çöpten fazla değeriniz yok. Unutulacaksınız ve şimdiden unutuldunuz.
Biz intikam peşinde değiliz ama tarih öcünü almayı biliyor.
Deniz, Yusuf, Hüseyin her zaman olduğu gibi yine önümüzde, yine yanımızda güçlenerek bu mücadelenin zafere kadar gitmesinde bizimle beraber olacaklar. Tarih, kendisini ileri doğru çeviren o büyük tekerlek, işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen halkların büyük gücü egemen, barış ve sonsuz özgürlük dünyasını kurana kadar biz, sizi anacağız. Ondan sonra da anılacaksınız. O büyük günü görenler geriye dönüp baktıklarında, işte diyecekler, işte hayaliniz gerçekleşti.
Bu büyük güne ulaşana kadar, her gün daha büyük bir çığ halinde, ezilenlerin kavgası, ezenleri ebediyen tarihten silerek devam edecek.
Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm.
Yaşasın Deniz, Yaşasın Hüseyin, Yaşasın Yusuf
DENİZLERİN MÜCADELESİ EGEMENLERİ KORKUTUYOR
Halit Çelenkin 6 Mayıs 2010 Mesajı (Şekibe Çelenk okudu)
Denizseverler, Yusufseverler, Hüseyinseverler, Hepinize sevgilerimi sunuyorum.
Düştüm ve sol bacağım beş yerden kırıldı. Ameliyat oldum. Üç buçuk aydan beri evimde yatıyorum. Yürüyemiyorum. Bu nedenle çok istediğim halde sevgili Deniz, Yusuf ve Hüseyinin mezarına bugün gelemedim. Oysa infazlardan bu yana her 6 Mayıs sabahı oraya gelir, sevgili dostlarımla ve sizlerle birlikte olurdum. Bu kez bu beraberlikten yoksun kaldığım için çok üzgünüm.
Bursada Nilüfer Belediyesi tarafından Denizler anısına yaptırılan Üç Fidan heykelinin açılışına da davetli olduğum halde bu durumum nedeniyle gidemedim.
Karl Marxın Kapital adlı yapıtını dilimize kazandıran Çevirmen/Yazar Alaaddin Bilgi Evrensel gazetesinin 28 Nisan 2010 tarihli sayısında bu olayı ve bu toplantıya katılamayışımın nedenlerini anlattı. Tarihsel önemli kişiliğe sahip olan büyük insanlarla Denizleri karşılaştıran bu yazıda geçen yıl 6 Mayısta Denizlerin mezarında çekilen benim, Denizlerin ablaları Şekibenin ve Alaaddin Bilginin fotoğrafları yayınlandı. Bugün o fotoğraftaki yerimi alamamanın acısını yüreğimde taşıyorum. Bundan sonra her 6 Mayısta beraber olacağız.
Son yıllarda Denizlerle ilgili hemen her etkinlikle ilgili dava açılıyor. Onların onurlu duruşları, dünya görüşleri, inançları ve sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya için verdikleri mücadele, aradan bunca yıl geçmesine rağmen, sermaye sınıfı ve onun temsilcisi siyasal iktidarları korkutuyor. Ve yine bu nedenle, Denizler Türkiye emekçi sınıfının yükselen bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinde bayrak olmaya ve her yeni direnişte bir kez daha yeşermeye devam ediyorlar.
Denizi, Yusufu, Hüseyini kucaklarken sizlere de en içten sevgilerimi sunuyorum.