14 Mayıs 2010 01:00

ÖRGÜTLÜ BASIN


Önce partinin içinde “böcek” bulunduğu iddia edildi; hükümet, cep telefonu konuşmalarının, açık bırakılmasından kaynaklanan hata nedeniyle karşı tarafça kaydedildiğini ileri sürdü.
Ulaştırma Bakanı, yasal ya da yasa dışı olarak yapılan telefon dinlemelerini; “Benim saklayacak bir şeyim yok ki dinlenilmekten korkayım” diyerek hafifsedi.
Anamuhalefet partisinin genel başkanının en mahrem alanı olan evinin içine kadar girilip en ileri teknolojiyle donatılmış cihazlarla görüntü kaydı yapıldı; Başbakan “ahlak” çağrıları yaparak, özel yaşamın gizliliğine yönelik ihlalleri yok saydı.
Üstelik Başbakanın, bu görüntülerin yayımlanmamasını medyadan istediğini ve internet ortamında erişiminin engellenmesi hususunda da ilgili Bakana talimat verdiğini açıklaması; hukuk dışı uygulamaların, hukuk tanımazlığın ifşa edilmesinin bir başka çarpıcı örneğini oluşturdu.
Bu telekulakların ya da gizli kameraların bir gün kendisine dönebileceğinden endişe duymayanların ahlak havarisi kesilmelerine tanık oldukça, bütün bu yasa dışı eylemlerin ardında bulunan güçlerin ve makamların niteliğinden daha da ürker hale geliyoruz.
***
Suçluların dışarıda dolaştığı bir ortamda, görevlerini iyi yapma çabasındaki meslektaşlarımızın cezaevlerinde tutulması ise hepimizin içini yakıyor. Cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı öteden beri yapılıyor. Yargılamanın tutuksuz sürmesini talep ediyoruz. Ancak bu zamana kadar bu çağrılar yanıt bulmadı.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun 16-18 Nisan tarihlerinde İstanbul’da toplanan Genel Kurulu’nda da cezaevlerindeki gazetecilerin derhal salıverilmesi istendi.
Geçen hafta sonu İtalya’da yapılan Akdeniz Gazeteciler Konferansı’nda da bu konuda değerlendirmelerde bulunduk.
Sözler, talepler karşılanmayınca, meslek örgütleriyle birlikte, bu sorunu ulusal bir kampanyaya dönüştürme anlayışı ortaya çıktı. Önümüzdeki hafta içinde, meslek örgütlerinin ortak basın açıklamasıyla, gerek cezaevlerindeki gazetecilerin serbest bırakılması gerekse bu duruma neden olan ve gazeteciler hakkında yüzlerce dava ve soruşturma açılmasına, para cezaları verilmesine temel oluşturan Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapılması taleplerini içeren bir kampanya başlatılacak.
Bize düşen görev, bu ulusal kampanyayı yaygınlaştırmak ve uluslararası düzeye taşımak olacak.
25-29 Mayıs tarihlerinde İspanya’da yapılacak Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ) Genel Kurulu’nda bu konuyu tartışmaya açarak, tüm dünya gazetecilerinin kampanyaya destek olmalarını talep edeceğiz.
Bu kampanyada, kuşkusuz, meslek örgütleri ve gazetecilerin yanı sıra okuyucu ve izleyicilerin, diğer sendika ve kitle örgülerinin desteği de önemli bir yer tutacak.
ERCAN İPEKÇİ

Evrensel'i Takip Et