15 Mayıs 2010 00:00

‘DÜŞTE BİLE GÜNAHKAR’

13. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin kapanışından önce, “Bu sahilde” isimli belgesel ile “Sevişen Balıklar” isimli kurmaca filmi gösterildi, “Düşümde Bile Günahkarsın” konulu panel gerçekleştirildi.

Paylaş


13. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin kapanışından önce, “Bu sahilde” isimli belgesel ile “Sevişen Balıklar” isimli kurmaca filmi gösterildi, “Düşümde Bile Günahkarsın” konulu panel gerçekleştirildi.
Bu etkinlikler, festival kapsamında, Goethe Enstitüsü’nde gerçekleştirildi. “Bu Sahilde” bir yazlık kasabası olan Erikli’de geçiyor. Film bize çalışmadan evde oturan orta sınıf kadınlar ile zaman zaman da olsa emeğini satan kadınları yan yana göstererek gerçeklik duygumuzu korumamıza yardım ediyor. Filmin durağan yapısı, tartışmaların odağındaydı.
KORKULAN KADIN-NORMAL KADIN
“Düşümde Bile Günahkarsın” isimli panele Altyazı Sinema Dergisi Yazarları Ayça Çiftçi, Gözde Onaran, Senem Aytaç ve Zeynep Dadak katıldılar. Panelde, 1940’ların Amerika’sında kadınların ve erkeklerin karşılıklı korkularını konu alan ve dönemin ekonomik ve toplumsal durumunu da yansıtan karanlık bir tür olan “kara film”ler (film noir) ve filmlerin ana karakteri “femme fatale” mercek altına alındı.
Konuşmacılar, “Kötü kadın”a atfedilen akıllı, güçlü, “bağımsız”, ele geçirilemez ve bu yüzden de “mahveden”, “Bir kez bulaşınca kurtuluşu olmayan”, “ölümcül”, korkulan ama bir o kadar da arzulanan femme fatale kadın tipinin bu özelliklerini ve filmlerdeki simgesel anlatımları dönemin önemli filmlerden parçalarla örneklendirdiler.
Konuşmacılar zamanla bu güvenilmez kadın figürünün sınırları dışına çıkıp sinema tarihi boyunca başka coğrafyalarda ve dönemlerde tekrar tekrar üretildiğini ve hatta günümüz Türkiye sinemasında etkilerinin devam ettiğini ifade ettiler.
CENNET NEYE BENZİYOR
Daha sonra izleyici ile buluşan, senaristliğini ve yönetmenliğini Almut Getto’nun yaptığı bir Alman filmi olan “Sevişen Balıklar”; özellikle genç izleyiciye hitap eden bir film. 16 yaşında ve hastanede yanlış enjeksiyon nedeniyle HIV virüsü kapan Jan’ın 16 yaşındaki Nina ile tanıştıktan sonra değişen hayatını anlatıyor.
İlişkilerinde saflık ve doğallık, “Balıklar nasıl sevişirler” sorusuna birlikte cevap ararlarken çıktıkları bir yolculuğa dönüşür. Jan’ın HIV olduğunu öğrendikten sonra bile Jan ile birlikte olmaya devam eden Nina, Jan’ın “Ölümü beklemek seni gebertebilir” sözlerine “Yaşamayı beklemek de” diye cevap verecektir.
Filmin sonunda Nina’yı ve Jan’ı arabanın içinde köprüden özledikleri cennete uçarken görmek, yine bir rüya mı yoksa yaptılar mı sorusu ile izleyiciyi ortada bıraktı. Çıkışta fikirlerini sorduğumuz izleyicilerden bir kısmı “Mücadeleye karar vermişken intihar etmemişlerdir, yine suya yüzmeye girmişlerdir” derken, bazıları intihar ettiklerine inanıyordu. (Ankara/EVRENSEL)
Fulda Bol
ÖNCEKİ HABER

zama zingo

SONRAKİ HABER

‘Genç Cadı’ Damla Sönmez oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...