06 Haziran 2010 00:00

Madencinin karası kömürdendir, sizinki yüz karası…

Başbakan Erdoğan’ın Zonguldak’taki grizu patlamasında ölen maden işçileri için “Kader” demesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dİnçer’e ilham vermiş olmalı ki, bakan konuyla ilgili tarihe geçecek bir açıklama yapmış:- Güzel öldüler!..

Paylaş
Başbakan Erdoğan’ın Zonguldak’taki grizu patlamasında ölen maden işçileri için “Kader” demesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dİnçer’e ilham vermiş olmalı ki, bakan konuyla ilgili tarihe geçecek bir açıklama yapmış:- Güzel öldüler!..Hani gören duyan da maden işçilerinin ölüme güle oynaya gittiklerini sanacak! Sayın bakan sıkılmasa, “Şemmamme oynuyorlardı” diyecek! Doğrusu insanın aklı hayali almıyor! Bir insan, üstelik de bir bakan, böylesine önemli bir olay karşısında hangi soruya karşılık böyle bir cevap verebilir ki, anlamak bir hayli güç:- Efendim nasıl öldüler?- Güzel öldüler!- Peki onlar ölürken yanlarında mıydınız?Öyle ya, birinin böyle bir cevap vermesi için ancak ölenlerin yanında olması gerekir! Üstelik maden işçileri yerin yüzlerce metre altında öldüler. Yüzlerce metre aşağıda insan nasıl güzel ölebilir ki? İnsan bir bakanın ağzından bunu duyunca, beterin beteri de olabilirdi diye düşünüyor! Ya şöyle cevap verseydi:- Efendim nasıl öldüler?- Bayağı öldüler!- Nasıl yani?- Basbayağı!Zonguldak’ta yerel bir televizyona konuşan Bakan Dinçer’in konuşmasını baştan aşağı iyice okuduğunuzda, konuyla ilgili en yetkili ağız denilecek kişinin, aslında ne kadar da yetkisiz bir ağız olduğunu anlıyorsunuz! Hani Türkçede “Ağzı olan konuşuyor” diye bir deyim vardır! Evet, bakanın da bir ağzı var ama insan yine de düşünmeden edemiyor:- Gerçekten ağzı olduğu için mi konuşuyor?Ya da:- Ağzının söylediğini kulağı duyuyor mu?İşte, aslının aynısı olmasa da her kelimesini yorumladıkça başka başka anlamlar çıkarabileceğiniz açıklamalarının bende kalan yansımaları. Siz de aslını bir yerlerden bulup okuyun bakalım, bende kalan yansımalar sizde de kalacak mı? - Sayın bakan, grizu patlamasıyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?- Düşünmüyorum ki! Düşünsem böyle konuşur muyum?- Nasıl yani?- Sen sormaya devam et, birazdan anlarsın!- Efendim nasıl öldüler? Biraz anlatır mısınız?- Güzel öldüler! İlk 20 ceset üzerinde bahsettiğiniz türden bir şey yoktu! Hani öyle korkulacak, telaşlanacak, paniğe kapılacak bir şey yoktu! Acı çekmemişler! Güzel öldüler!- Aman sayın bakan, ölümün güzeli çirkini mi olur? Sonuçta ölmüşler ama!- Tamam ama kötü de ölebilirlerdi yani! Bakın Afrika’ya açlık var değil mi? Yeni doğan hiçbir çocuğun yaşayacak diye bir garantisi yok!.. Yaa demi?.. Beterin beteri var demişler!.. Allah korusun!.. Amin!.. - Ya kurtarma çalışmaları, sizce yeterli miydi?- Patlamadan kaynaklanan şok, galeriye ve asansöre zarar vermiş! Şu an asansör sensörleri bakım ve onarımda!- Nasıl yani?- Ne sensör ne ben söyleyeyim!- Cesetlerin karıştırıldığı söyleniyor. Bu konuda neler diyeceksiniz?- İlk çıkartılan 20 kişinin kimlik tespitinde sorun çıkmadı. Diğerlerine DNA testi yapmak zorunda kaldık. Testler laboratuarda incelenirken arkadaşlar “Cenaze beklemez, günahtır” diyerekten göz kararı cenazeleri dağıtmışlar! Ufak tefek hatalar olmuş ama sonuçta güzel ölmüşler! Allah geride kalanlara… Buna da şükür!.. Demiii?.. Amin!..- Peki hâlâ ulaşılamayan 2 kişinin cesedi?..- Onların hâlâ yeraltında olduğundan şüpheleniyoruz! Elde ettiğimiz bazı bilgiler, onların yeraltıyla birtakım ilişkileri olduğu yönünde! Yok bizden habersiz çıktılarsa o kadarını da bilemeyiz! Arkadaşlarımız konuyla ilgili çalışmalarına devam ediyor!- Ölen madencilerin ağızlarında ıslak mendil olduğu söyleniyor, bu doğru mu efendim?- Evet bu doğru! Ama biz onlara ulaştığımızda mendiller kurumuştu!- Yüzlerine maske takmışlar mıydı?- Yok! Maskeyi biz takıyoruz! Yoksa bu kadar saçmaladıktan sonra nasıl çıkacaktık milletin karşısına!.. Demi?..
Veli Bayrak
ÖNCEKİ HABER

Fethullah Gülen İHH’yi suçladı

SONRAKİ HABER

3 YARALI DAHA TÜRKİYE’YE GELDİ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...