Geç olmadan sen de katıl!

Kamu çalışanlarının, hatta sendikaların bile haberdar olmadığı, kapalı kapılar arkasında konuşulan ve biz kamu emekçilerine dayatılmaya çalışılacak yeni kanun tasarısıyla, yaklaşık 1.3 milyon kamu emekçisinin iş güvencesinin ortadan kaldırılmaya çalışılması, bazı göstermelik düzenlemelerle asıl gerçeğin gizlenmeye çalışılması kafalarımızda soru işaretleri yaratmıştır.
Elbette ki işin buraya geleceği çok çok öncesinden aşikardı. Peki, biz kamu emekçileri olarak ne yaptık? Bizi bölmeye çalışan, sırtımızdan kırbacını eksik etmeyen sermaye yanlılarına karşı birlikte karşı çıkabildik mi? Üretimden gelen gücümüzü kullanabildik mi? Sermayenin ve yanlılarının kat ve kat artan saldırılarına karşı tek yumruk olabildik mi? Hayır.
25 Kasım bir günlük uyarı grevinde yakalanılan olumlu havayı, 26 Mayıs eyleminde yakalayamadık. Bırakın diğer sendikaları, kendi sendikamızdaki iç dinamiklerimizi ve aktivistlerimizi bile harekete geçiremedik. Dar bakış açılarıyla sekter tutum göstererek hep bakalım ne olacak diye seyrettik. Yapılması gereken çalışmayı doğru olarak yapmadık. Üye ile olan bağlarımızı geliştiremedik. Temsilciliklerimizi çalıştıramadık. Hep vitrindeydik. TV, gazete gibi iletişim araçlarını iyi kullandık ama yüz yüze iletişimin daha sağlam temeller oluşturduğunu kavrayamadık.
Artık bu gidişata dur demenin zamanı gelmedi mi? Daha neyi bekliyoruz, işsizler ordusuna katılmayı mı yoksa? Bu kadar uyuduğumuz yeter artık, uyanalım. Baskının, şiddetin, hak gasplarının artarak devam ettiği şu günlerde daha fazla gayret göstererek çalışalım. Yeniden örgütlenmek, yeni yüzler kazanabilmek için çaba sarf edelim. Üyelerimizle, temsilcilerimizle, yöneticilerimizle yüz yüze konuşarak, tartışarak sorunların çözümü için ortak kararlar alalım. Aktif sendika pasif üye sendromundan bir an önce sıyrılalım. Üye ve temsilcilerimizi sürekli eğitim çalışmalarına dahil edelim. Biliyoruz ki, sermaye ve yanlıları emekçiler üzerindeki kırbacını bir an olsun bırakmayacak ve bizleri köleleştirmek için daha fazla sömürebilmek için değişik taktikler geliştirecektir.
1.3 milyon kamu emekçisine reva görülen, içeriğinin ne olduğu açıklanmayan bir yasa tasarısı, bugün konuşulması gereken en önemli konudur. Bu tasarının bir an önce açıklanması; sendikalarda, işyerlerinde bunun için toplantılar, tartışmalar yapılması gerekmektedir. Sıra şimdi bize geliyor. Çok geç olmadan bir şeyler yapalım. Yoksa hepimiz yarın kafalarımızı vuracak taş arayacağız. Örgütlü örgütsüz tüm emekçiler; sorunlarımız, sıkıntılarız ortak. Bu mücadele hepimizin mücadelesi. İşimize, aşımıza, özgürlümüze yapılan saldırılara karşı gelin birlikte karşı duralım! Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için bu mücadeleye geç olmadan gel sen de katıl!
SERDAR BOZKURT Eğitim Sen Denizli Şube Eğitim Sekreteri