13 Haziran 2010 00:00
İZMİR Büyükşehir ve Buca Belediyesinin ortak çalışması ile bir haftadır Aydın otobanı arkasındaki arazi evleri ve barınaklar yıkılıyor. Yıkım kararının 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesine (imarsız-ruhsatsız yapı) dayandırıldığı ve 42. maddeye göre de ceza uygulaması gerçekleştirildiği gözleniyor.
Belediye yetkililerinden aldığımız bilgilere göre, bu bölgenin uygulama imar planının dışında rekreasyon alanı (yeşil alan) olarak ilan edildiği, 1/2500 ve 1/5000 ölçekli planlarının yapıldığı, yalnız 1/1000 uygulama planının kaldığı belirtildi. Emekçilerin oluşturduğu bu yeşil alanda belediyelerin nasıl bir çalışma yapacağı ise sır gibi saklanıyor. Tapulu, tapusuz (2B) arazilerin içinde, çok katlı binalar olmasına karşın, genellikle küçük barınaklar yapılmış. Hepsinin kaderi aynı, mahkemeye verilecek ve yıkılacak. Arazi sahipleri ve çiftçiler üzgün, kızgın ve çaresiz. Yıkım ve sonrası için belediye yetkililerinden hiçbir bilgi alamadıkları için kızgınlar. Röportaj yaptığımız tarımcılarda da aynı duyguları gözledik.
Bucanın merkezindeki bağların betonlaşma ile yok edildiğini belirten Yaşar Çalışkan, Şimdi bizim kayalarda, tepelerde yetiştirdiğimiz bağları, damı yok edecekler. Bütün gelirimi buraya yatırdım, otuz yıldır emek sarf ettim gençlere yeşil bir Buca bırakmak için çabaladım. Başımı sokacak bir barınağı bile çok görüyorlar. Yetkililer, bize böyle bir yerde bu şartlarda tarım yaptığımız için ödülle destek vermeleri gerekirken cezalandırıyorlar. Bürokratlar oturdukları odalarda halk için plan proje yapmasınlar, gelsinler arazilere yanımıza dedi.
KAHVELERE MAHKUM OLMAK İSTEMİYORUM
İbrahim Yumuk da arazisini 1998 yılında tapusu ile sekiz dönüm olarak aldığını içerisinde ağaç bulunmadığını her tarafta pınarların olduğunu anlattı. Ziraatten 200 zeytin, 50 incir, 200 asma fidanı alarak yetiştirdiğini belirten Yumuk, Yaz kış devamlı tarlamdayım. Tarım aletlerimi defalarca çaldıkları için ve Buca eski belediye başkanının Tarım arazilerinde barınak yapabilirsiniz beyanı üzerine, 25 metrekare kapalı bir mekan yaptım. Buca Belediyesi yakın zamanda beni bu ev için mahkemeye verdi. Mahkemeden yıkım kararı çıkmamasına rağmen, belediye yetkilileri evi 14 Haziranda yıkacaklarını bildirdiler dedi. Yıkım için kendisinden 5 bin TL alınacağının söylendiğini dile getiren Yumuk, Binayı kendim yıkmaya başladım. Ben 71 yaşındayım böyle bir zulüm yaşamadım. Bu ağaçları memleketime faydalı olsun diye yetiştirdiğime mutluydum, şimdi ise cezalandırılıyoruz. Bizleri kahvelere mahkum etsinler, etimizi sütümüzü ve meyvelerimizi Avrupa göndersin dedi.
Kamil Güngör de, Bizler bu topraklara 1979 yılında, 3402 sayılı topraksız çiftçiyi topraklandırma kanunu kapsamında geldik. Amacımız Buca bağcılığının devamını sağlamaktı. İhtiyaçlarımı karşılamak ve tarım aletlerimi muhafaza etmek için küçük bir bağ evi yaptım. Kesinlikle çevreyi kirletme ve tahrip etme niyetinde değiliz. 30 yıldan beri sürdürdüğümüz, çalışmalarımızın ne seviyeye geldiğinin bilirkişi tarafından incelenmesini istiyoruz dedi.
KANSER GİBİ...
Erdal Gürgör de, Bucanın geçmişte tarihi dokusu ve bağları ile bütünleşmiş, üzüm şenlikleri ile anılan İzmirin mesire alanlarından biri olduğunu belirterek, 1923 mübadelesi ile Bucadan ayrılan İngiliz ve Yunanlıların bıraktığı tarihi binaların, bağların, yeşilliklerin 80li yıllara kadar genellikle korunduğunu dile getirdi. Ancak bu yıllardan sonra betonlaşmanın bir kanser gibi tarihi binaları ve bağları vurup geçtiğini, yok ettiğini dile getirdi. Bugün gelinen noktada yaklaşık 30 yıllık emek üzerine kurulmuş bu bağlarda bulunan barınma evleri ve barakaların belediye tarafından yıkıldığını ifade etti.
Gürgör, Bu arazilerdeki varsa lüks binaları kaçak diye yıkabilirsiniz. Büyük toprak işgalleri varsa engellersiniz. Bu çalışmaları biz de destekleriz. Bunları anlarız, ama küçük barınaklardan ve barakalardan ne istiyorsunuz? Tarım alanları Kaynaklar ve Belenbaşında, lüks binalar ve villalar yükselirken neredeydiniz? Yeşil alanlar delik deşik oldu dedi.
Gelişmelerle ilgili belediyelerin bilgi vermemesini de eleştiren Gürgör, seçimlerde halkçı belediyecilik yapacaklarını söyleyenlerin, halka rağmen bu işi götüreceklerine inandıklarını belirtti. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et