18 Haziran 2010 00:00
40. YILINDA 15-16 HAZiRAN DiRENiŞi 5
15-16 Hazirandan TEKEL Direnişine
Bundan tam 40 yıl önce 1970 yılında Meclisteki iki büyük parti AP ve CHP, sermayenin kendilerine verdiği bir emir üzerine elbirliği ederek 274 ve 275 sayılı Yasalarda işçilerin sendika seçme ve sendika değiştirme hakkını engelleyen bir yasal düzenleme yaptı. Amaç yükselmekte olan işçi sınıfı hareketini ve özellikle de bu hareketin öncülüğünü yapan DİSKi engellemekti. İşçiler sendikalarına ve haklarına sahip çıkmak için 15-16 Haziranda başta İstanbul olmak üzere Ankara, Adana, Bursa ve İzmirde direnişe başladılar. Sonuçta sermayenin kapalı kapılar ardındaki oyunuyla çıkan yasayı işçi sınıfı sokakta yürüttüğü mücadeleyle geri aldırdı.
15-16 Haziranın Türkiye işçi sınıfı hareketi içindeki önemini birkaç başlık altında toplamak mümkündür. Her şeyden önce emekçilerin haklarına yönelik bir saldırı karşısında sınıfsal bir tepki vermiş olması, 15-16 Haziran direnişinin en önemli özelliğidir. Zira özellikle 1947 Sendikalar Yasasının çıkması ve Türk-İşin kurulması sonrasındaki sendikal anlayış (Kavel direnişi hariç) yasal mevzuat içerisinde hareket eder ve mevzuatı aşacak bir talep ortaya koymadığı gibi mevzuata rağmen mücadeleye de girişemezdi. Oysa 15-16 Haziran direnişiyle yasalaşmış bir düzenlemeye karşı mücadele yürütülerek yasayı çıkartanlar yasayı geri çekmek zorunda bırakılmıştır.
ÖRGÜTLENME HAKKI SAVUNULDU
Direnişin, örgütlenme hakkının savunulması için yapılmış olması,15-16 Haziranı önemli kılan özelliktir. İşçiler ekonomik hakları ya da sosyal hakları için değil, örgütlenme hakkı için bu mücadeleyi yürütmüşlerdir. Çünkü onlar, örgütlenme hakkı olmadan diğer hakların geliştirilemeyeceğinin ya da korunamayacağının bilincindedir. Elbette bu bilincin kazanılmasında en önemli etken sınıf ve kitle sendikacılığını savunan ve emekçilerin mücadele aracı olarak güvendikleri, inandıkları bir örgütün, DİSKin var olmasıdır.
15-16 Haziranın Türkiye işçi sınıfı hareketi içindeki diğer bir önemi, direnişin sendikaların planladığı ve işçiyi yönlendirdiği değil işçinin sendikayı harekete geçirdiği bir eylem olmasıdır. Neden işçilerden önce sendikanın direnişi başlatmadığı konusunda DİSK yöneticileri sıklıkla eleştirilmişlerdir. Ancak işçinin sendikayı harekete geçirmesi son derece doğaldır. Eğer işçinin mücadele talebine karşı sendikacılar bunu engellemiş olsalardı o zaman eleştiriyi hak ederlerdi.
DARBE ENGELLEYEMEDİ
Ve nihayet 15-16 Haziranın bir başka özelliği de 1970li yıllar boyunca artarak güçlenen işçi sınıfı mücadelesinin nirengi noktası olmasıdır. 15-16 Haziran direnişiyle birlikte ortaya çıkan işçi sınıfının gerçek gücü sermayeyi ve onun temsilcilerini korkutmuş ve 12 Mart 1971 darbesiyle işçi sınıfının önü kesilmeye çalışılmıştır. Oysa darbeye rağmen işçi sınıfı, 15-16 Haziranda haklarını korumak ve yeni haklar elde etmek için eğer doğru mücadele yollarını kullanırsa yasaları dahi değiştirebileceğini görmüştür. Ve Türkiye işçi sınıfı, sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışıyla tekrar önünün kesildiği 1980 darbesine kadar pek çok hak elde etmiştir.
15-16 Haziranın anılarda kalmış bir direniş olmaktan çıkması için maalesef tam 40 yıl beklemek zorunda kalınmıştır. Büyük direnişin 40. yılında TEKEL işçileri çok benzer bir direniş ortaya koymuşlardır. 15-16 Haziranda olduğu gibi TEKEL direnişinde de haklara karşı yasal bir saldırı mevcuttur ve direniş bu saldırıyı engellemeye yöneliktir. TEKEL direnişi henüz sona ermemiş ve kaybedilen haklar tam olarak geri alınamamışsa da uzun yıllar sonra sadece düzeltme biçiminde de olsa- 4-clilerin özlük hakları iyileştirilmiştir. Ayrıca yılbaşında çıkartılması planlanan kıdem tazminatının kaldırılması ve özel istihdam bürolarının yasallaşması TEKEL direnişiyle oluşan mücadele ortamından çekinilerek rafa kaldırılmıştır.
TEKEL direnişinin 15-16 Hazirana çok benzeyen diğer bir özelliği işçilerin sendika yönetimlerine rağmen sendikaları mücadeleye sürüklemiş olmasıdır. Ancak TEKEL direnişinin 15-16 Hazirandan en önemli farkı ise sendikaların tutumudur. Sendikalar 1970te gösterdiği dirayeti gösterip TEKEL direnişini sahiplenmemiş ve hatta TEKEL işçisinin mücadelesini engellemek için elinden geleni yapmıştır.
SENDİKA BÜROKRASİSİNE KARŞI MÜCADELE
15-16 Haziranın 40. yılında TEKEL direnişi Türkiye işçi sınıfı için yeni bir nirengi noktası olmalı ve sınıf mücadelesi bundan güç alarak yükseltilmelidir. Bunun gerçekleşebilmesi için koşullar 1970ten çok daha uygundur. Çünkü emekçilerin ellerinden en temel hakları alınmakta ve yoğun bir sömürü içinde güvencesizliğe, yoksulluğa itilmektedir. Ama bugün eksik olan; sendikaların sınıf ve kitle sendikacılığını benimsemek yerine sermaye ve iktidarla uzlaşma içinde işçi sınıfı hareketinin önünde engel oluşturmasıdır. TEKEL direnişiyle birlikte uzlaşmacı sendikal bürokrasiye karşı da anlamlı bir mücadele başlamıştır.
Umudumuz, işçi sınıfının önündeki engelleri de kaldırarak 15-16 Haziranları aşacak çok daha büyük mücadeleleri gerçekleştirmesidir.
(*) Yrd. Doç. Dr./ Marmara Üniversitesi
Yarın: 40 yıl öteden 26 Mayıs'a ışık!
15-16 Haziranın 40. yılı kutlandı
15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 40. yıl dönümü dolaysıyla DİSK İşçiler Konuşuyor başlıklı bir şölen gerçekleştirdi. Şölene binden fazla kişi katıldı. Kartal Meydanında gerçekleşen şölene işten atılan işçiler, çeşitli sendikaların çok az sayıdaki üyeleri katılırken, EMEP, ÖDP, TKP, EDP, CHP üyelerinin yanı sıra dergi çevreleri de destek verdi. CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, İstanbul İl Başkanı Berhan Şimsek, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz de şenliğe katıldı.
Maltepe, Kartal CHP ilçe pankartları eşliğinde alana gelen CHPliler kendileri şölen yapıyorlarmış havası yarattılar. Buna alandakilerin ezici çoğunluğu ıslıklarla, yuhalamalarla tepki gösterdi. Şölende sendikalaşma çalışmaları nedeniyle işten atılan DİSKe bağlı sendikaların birer üyesi konuşma yaptı.
İşçilerin yanı sıra DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de bir konuşma yaptı.
Çelebi, 15-16 Haziran direnişinin 40. yılını kutladıklarını ifade etti. O zamanki gibi sermayenin saldırılarının bugün de çok yoğun bir şekilde sürdüğünü ifade eden Çelebi, hala örgütlenme önünde engeller olduğunu, barajların kaldırılmadığını dile getirdi. Çelebi, bu saldırılara boyun eğmeyeceklerini ve mücadeleyi 15-16 Haziran ruhuyla sürdüreceklerini kaydetti. Daha sonra Bandista müzik grubu ile Onur Akında konser verdi. (İstanbul/EVRENSEL)
Temsilciler biraraya geldi
Çiğlide örgütlü işyerlerinden işyeri temsilcilerinin bir araya gelerek aldığı karar doğrultusunda, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin yıldönümü ve gazetemizin 15. yılı dolayısıyla bir etkinlik düzenlendi. Birleşik Metal-İşin,Tek Gıda-İşin, Genel-İşin, Haber-Senin Çiğlideki işyerleri temsilcilerinin gazetemiz Evrenselin ortaklaşa düzenlediği etkinliğe, Kent AŞ işçileri ve Park Bahçe İşçileri ile örgütsüz işyerlerinden işçiler de katıldı. Gelincik Düğün Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte bir konuşma yapan Gazetemiz İzmir Temsilcisi Emine Uyar, Evrensel gazetesinin işçi sınıfı mücadelesinde üstlendiği role değinerek, işçi mücadelelerinin kamuoyuna duyurulması, ortaklaştırılması ve daha ileri noktalara taşınması açısından üzerine düşeni her zaman yapmaya çalışacağını belirtti. Etkinlikte konuşan Kafe San İşyeri Temsilcisi Ayhan Tural, Alliance One İşyeri Temsilcisi İbrahim Bircan, Kent AŞ işçilerinden Servet Fırat, Park Bahçe İşçisi Kemal Köroğlu da birer konuşma yaptı. 15-16 Hazirana ilişkin kısa bir belgesel gösteriminin de yapıldığı etkinlik Yel Değirmeninin ezgileri ve halaylarla devam etti. (İZMİR)
Özgür Müftüoğlu *