G 20’de ABD-Avrupa
gerilimi

KANADA’da bugün başlayacak G 20 zirvesi öncesinde ABD ile Avrupa ülkeleri arasında ekonomik krizin etkilerinin azaltılması için devlet kasasından tekellere yardım yapılmaya devam edilip edilmemesi konusunda tartışma başgösterdi. Tartışma özellikle Almanya ile ABD arasında devam ediyor.
Zirve öncesinde bir açıklama yapan ABD Başkanı Barack Obama, iktisadi büyümenin sürebilmesi için tasarruf planlarına karşı çıkmış bu konuda özellikle de kısa bir süre önce 80 milyar avroluk tasarruf paketini karar altına alan Almanya’yı eleştirmişti.
Obama, G 20 ülkesi liderlerine gönderdiği mektupta, yoğun tasarruf önlemleri ve harcamaların kısıtlanmasının iktisadi büyümeyi engelleyebileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.
Dün Kanada’da giden Almanya Başbakanı Angela Merkel ise seyahatinden önce ekonomi ağırlıklı gazetelere verdiği demeçlerde, Obama’nın bu önerisine karşı çıkarak 80 milyon avroluk tasarruf paketini savundu. Merkel, Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, “Almanya bir çok ülkeden daha fazla küresel ekonomik krizin aşılması için katkıda bulundu. Avrupalılar olarak sürdürülebilir büyüme için bütçe açığının kapatılmasının hayati önem taşıdığına inanıyoruz” dedi.
Obama’nın tasarruf planlarının hayata geçirilmemesi yönündeki isteğinin arkasında, Avrupa’da karar altına alınan tasarruf paketlerinin ABD piyasalarını etkilemesi yatıyor. Keza; devlet tarafından iflas etme tehlikesiyle karşı karşıya olan bankalara ve tekellere daha fazla para aktarmaması da dolaylı bir şekilde ABD piyasalarını etkiliyor. Obama bu yüzden de özellikle Avrupa ülkelerini, uyarma ihtiyacında bulunuyor.
Ancak, buna rağmen başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi yüksek bütçe açığı gerekçesiyle acıl reçeteler hazırlayarak, emekçilerin kazanılmış haklarını budamaya hazınlanıyorlar.
AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso da Toronto’ya hareketinden önce yaptığı açıklamada, Avro Bölgesi’ndeki bütçe açığının düşürülmesi için ülkelerin aldığı kararların doğru olduğunu, bu konuda ABD’nin talebinin yanlış olduğunu ifade etti.
BANKALARA DENETİM TARTIŞMASI
G 20 zirvesi kapsamında dün Toronto’da bir araya gelen G 8 ülkeleri arasında da tasarruf planları tartışma konusu oldu. Ancak Avrupa ülkeleri, bu konuda ABD ile uzlaşma niyetinde olmadıklarını bir kez daha gösterdiler. Toplantının bir diğer önemli tartışma konusu da krizin tetikleyicisi durumunda olan bankaların daha fazla denetim altında tutulması idi. Almanya, Fransa ile birlikte mali sermayeye ek vergilerin getirilmesini isterken ABD buna karşı çıkıyor.
Bu konuda G 20 ülkeleri de bölünmüş durumda. ABD’nin yanı sıra Japonya ve Avusturalya da bankalardan dünya çapında daha fazla vergi alınmasına karşı çıkıyor. Bu yüzden de Avrupa’nın vergi talebinin kabul edilmesi mümkün görünmüyor.
Özellikle Avrupa ile ABD arasında ekonomik kriz konusunda nasıl bir politikanın izleneceği konusunda yaşanan tartışmaların pazar gününe kadar sürecek G 20’ler zirvesinde sonuçlanması beklenmiyor.
Dünya ekonomisindeki gidişatın değerlendirileceği zirve öncesinde Avrupa basınında yer alan haber ve yorumlara göre, krizin etkisinin ABD ve Avrupa’da kısmen azaldığı, ancak Asya ülkelerinde kendisini güçlü bir şekilde hissettirmeye devam edildiğine dikkat çekildi. Bu yüzden de kararların çoğunun kasım ayında Güney Kore’de yapılacak G 20’ler zirvesine ertelenmesi bekleniyor. (DIŞ HABERLER)

---

ZİRVENİN MALİYETİ 1.1 MİLYAR DOLAR

Dünyanın 20 büyük ekonomisine sahip ülke sözde ekonomik krize karşı önlemler almak üzere Kanada’da buluşurken, zirvenin maliyetinin çok yüksek olması ülkede yoğun tartışmalara neden oldu. Kanada hükümeti tarafından verilen bilgiye göre G 20 zirvesinin maliyeti 1.1 milyar Dolar. Protestoların engellenmesi için 12 bin polis Toronto’yu adeta abluka altına almış durumda. Buna rağmen bugün ve yarın Downtown Toronto’da binlerce kişinin bir araya gelerek protesto gösterileri düzenlemesi bekleniyor. Protestolar sırasında G 8 ülkelerinin daha önce dünya çapında yoksulluğun azaltılması, çocuk ölümlerinin düşürülmesi konusunda verdiği vaatleri tutmadığı hatırlatılacak. G 8 ülkeleri, 2005 yılında beş yıl içinde “üçüncü ülkelere” 50 milyar dolar yardımda bulunacağını vaat etmiş, ancak bunu yerine getirmemişti.