2 Temmuz 2010 01:00
GÜNÜN YAZILARI
Gaziantepte aylarca mücadele ettikten sonra sendikalı olan Çemen Tekstil işçilerinin, fabrikada yetkiyi Öz İplik-İşin almasından sorumlu tuttukları DİSK/Tekstil yöneticilerine olan öfkesi dinmek bilmiyor. İşçiler, patronun temmuz ayı başından itibaren 160 DİSK/Tekstil üyesi işçiyi işten çıkaracağını duyurması üzerine, önceki gün yeniden sendika binasını basarak yöneticilere tepki gösterdiler.
İşçiler, yetkinin kaybedilmesinden birinci derecede sorumlu tuttukları DİSK/Tekstil Genel Sekreteri Muzaffer Subaşının ve Şube Başkanı İbrahim Karacanın istifasını istiyorlar.
Geçtiğimiz hafta fabrikada yetkinin Öz İplik-İş Sendikasına çıktığını öğrenince sendikayı basarak Muzaffer Subaşı ve İbrahim Karacayı tartaklayan Çemen Tekstil işçileri, önceki gün vardiya çıkışı yeniden sendikaya geldiler. Çemen Tekstil patronunun sözleşme süresinin bitiş tarihi olan temmuz ayı başından itibaren 160 DİSK/Tekstil üyesi işçiyi çıkaracağını duyan işçiler, öfkelerini üç aylık sözleşme imzalayarak kendilerini sattığına inandıkları sendika yöneticilerine yöneltti.
Ancak sendikaya geldiklerinde karşılarında Muzaffer Subaşı yerine sendikanın genel başkan vekili ve genel merkez yöneticilerini bulan işçiler, sendika binasını dağıtarak tepkilerini gösterdiler. O sırada sendikada olan Şube Başkanı İbrahim Karacaya da tepki gösteren işçiler, Karacanın da Muzaffer Subaşının suç ortağı olduğunu belirterek istifa etmesini istediler.
DİSK/Tekstil Genel Başkan Vekili Recai Uğur, Genel Sekreter Yardımcısı Nuri Toprak ve Adana-Bossa Şube Başkanı Sedat Çetinin yanı sıra görevden alınan eski Örgütlenme Uzmanı Mehmet Türkmenin saatler süren çabaları sonucu yatıştırılabilen işçiler, daha sonra genel merkez yöneticileriyle toplantı yaparak yaşanan süreci ve sendikadan isteklerini anlattılar.
HATA DEĞİL İHANET
Çemen Tekstil işçilerinin sendikada örgütlenmeye başladıkları günden bugüne kadar bütün yaşananları ve Genel Sekreter Muzaffer Subaşı ile Şube Başkanı İbrahim Karacanın bu süreç boyunca yaptıklarını, aldıkları tutumları anlatan işçiler, 74 günlük grev sonucu örgütlenen işyerinin bugün bu durumda olmasının sebebinin, Subaşı ve Karacanın bilinçli olarak aldıkları bu yanlış kararlar ve tutumlar olduğunu söyleyerek, bu durumun hata ya da yanlış olarak tanımlanamayacağını; açıkça ihanet olduğunu söylediler.
Subaşının, mücadelenin başından itibaren işçilerin kendi aralarında sağladığı birliği dağıtmak için uğraştığını; grev sırasında işçilerin seslerini duyurmak için yapmak istedikleri yürüyüş ve benzeri eylemlere, grev çadırı kurulmasına sürekli karşı çıktığını; grev bitip işbaşı yapıldıktan sonra işten atılan 12 öncü işçi için hiçbir şey yapmadığını, arkadaşlarını işe geri aldırmak için direniş yapmak isteyen işçilere engel olduğunu, patronun içeride Öz İplik-İşi örgütlediği süreçte işçilerin bütün uyarılarına karşın hiçbir şey yapmadığını, en önemlisi de 3 aylık sözleşme imzalayarak açıkça işçileri sattığını belirten işçiler, İbrahim Karacanın da bu süreç boyunca Subaşı ile birlikte hareket ettiğini kaydettiler. İşçiler, Subaşı ve Karacanın istifa etmesini istiyor. Sendika yöneticileri tarafından kendilerine açıkça ihanet edilmesine rağmen yine de örgütlü mücadeleden ve DİSK/Tekstil Sendikasından vazgeçmeyeceklerini belirten işçiler, sendikanın işçilerin örgütü olduğunu söyleyerek orada bulunan genel merkez ve şube yöneticilerinden, bundan sonraki süreçte sendikanın kendilerine sahip çıkmasını istediler. İşçiler sendikanın yanlarında olması durumunda mücadeleyi bırakmayacaklarını ifade ettiler.
Sendika genel merkez yöneticileri de işçilerin anlattıklarını ve istifa taleplerini genel merkezde dile getireceklerini, sorunun çözülmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyerek, Çemendeki gelişmelerle bundan sonra kendilerinin ilgileneceğini ve işçileri yalnız bırakmayacaklarını belirttiler.
(Gaziantep/EVRENSEL)
Abdullah Çiloğlan
Evrensel'i Takip Et