13 Temmuz 2010 00:00
GÜNCEL
Anayasa Mahkemesinin kararı herkesi şaşırttı. Erken seçim beklentileri de gündemden çıktı. Tabii, mahkemenin kararını açıkladığı ana kadar perde gerisinde neler yaşandı şu anda bilemiyoruz. Fakat, bir şeylerin değiştiği çok açık. Çünkü, Anayasa Mahkemesinin paketi görüşmesi dahi Anayasaya aykırı idi. Çünkü henüz yürürlüğe girerek yasa haline gelmemiş bir düzenlemenin Anayasa Mahkemesine götürülmesi ve AYMnin de karar vermesi mümkün değildi. Bunu açıklamak en basit şekilde açıklamak için şöyle bir örnek vermek yeterli sanırım: Anayasa Mahkemesi, anayasa paketi ile ilgili başvuruyu 13 Eylül günü incelemeye karar verseydi ve 12 Eylül günü referandumda anayasa paketi reddedilseydi, AYM neyi inceleyip karar verecekti?
AYMnin paketi incelemeye karar vermesi, herkese en azından AYM ve HSYK ile ilgili düzenlemeleri iptal edeceğini düşündürdü. Fakat, çıkan sonuç AKP tabanını dahi şaşırttı. Yöneticilerini şaşırtmamıştır. Çünkü, böyle bir kararda onların mutlaka dahli vardır.
Dünyanın en pişkin hükümeti yarışmasını açık farkla kazanabileceğini düşündüğüm AKP, mahkeme üyelerinin AKP MYK üyeleri olması halinde çıkabilecek bir karardan bile mağduriyet yaratmaya kalktılar. Muhtemelen kapalı kapılar ardında zil takıp oynarken, basın önünde karardan memnuniyetsizliklerini dile getirdiler.
Anayasa Mahkemesi ve HSYKyı ele geçirme planı olan Anayasa Değişikliği Paketinde Anayasa Mahkemesinin yaptığı küçük değişiklik, AKPnin bu iki kurumu kendi adamları ile doldurmasının önünde engel değildir. Baksanıza, daha şimdiden Anayasa Mahkemesi AKPnin dümen suyuna girmiş.
Şimdi, referandum tartışmaları maniple edilecek. AKPnin en çalışkan propagandacıları eski solcu, yeni liberaller. Ya da solculuğun moda olduğu günlerde solcu görünmeyi tercih etmiş eski liberaller. Dün, bunlardan biri Hrant Dinkin duruşmasını izlemeye gelmiş grup içinde canhıraş bir biçimde haykırıyordu: 12 Eylül Anayasasından bir kelime bile değişse evet demeliyiz. vs.vs. Oysa, 12 Eylül Anayasasından cümleler değil seksen küsur maddede sayfalarca değişiklik yapılmıştı daha önce. Üstelik bunların bir kısmını MHPnin de ortağı olduğu koalisyon hükümeti yapmıştı. Bu ve benzeri liberaller o zaman MHPyi destekleriz düşüncesiyle o değişiklikleri böylesine candan kutsamıyordu. Bir çoğunun o değişikliklerden haberi dahi olmamıştı. Çünkü, bunlar aynı zamanda cahildir. Sadece esen rüzgardan kulaklarına çalınan birkaç sesi tekrarlamakla yetinirler. Bunların taptığı idollerden biri geçenlerde Tarafta yazdığı köşesinde yasa ile Anayasayı karıştırmış, Anayasa Mahkemesinin incelediği bir yasayı ancak şeklen inceleyebileceği konusunda döktürmüştü.
Liberallerin halkı etkilemesi söz konusu değil elbet ama solcu aydınları ciddi bir biçimde etkiliyor. Geçenlerde demokrasi güçleri içinde etkili bir yeri olan bir dostumuz referandumda evet demek AKP-BBPyi desteklemektir, hayır demek ise MHP-CHP ve statükoyu desteklemektir demiş. Oysa, referandumda boykot ediyorum diye sandığa gitmemek, evet cephesini güçlendirecektir. Şöyle bir örnek vereyim: referandumda evet oyu yüzde 52, hayır oyu yüzde kırk sekiz, boykot edenlerin alabileceği muhtemel oy ise yüzde beş olsa, AKP referandumu boykotçular sayesinde kazanmış olacaktır.
Gelelim Anayasa Paketinin demokratikleşmeye etkisine. Bu konuda çok yazdık, muhtemelen 12 Eylüle kadar da yazacağız. Özetle söylersek, 12 Eylülde referanduma sunulacak anayasa değişikliği paketi önceki seksen küsur maddede yapılan değişiklik demokratikleşmeye ne kadar hizmet etti ise o kadar hizmet edecektir. AKP bu değişikliği sadece partisinin kapatılmasını engellemek ve kendi aleyhine açılacak davalarda yandaş bir yargıdan yararlanmak istemiştir. İktidardan düştüğünde Yüce Divanda yargılanmak AKPnin en büyük korkusudur. Bu paket işte bu korkunun eseridir. Hiçbir konuda demokrat olmayan, (Demokrasinin sözlük manası halkın iradesi ise) halkın hiçbir talebini yerine getirmemekle övünen AKP nasıl bir demokrat partidir? Ve bu parti Kürt meselesinde, emeğin taleplerinde, üniversitelerde, köylülüğe karşı en gerici politikaları izlerken, nasıl Anayasa konusunda böyle demokrasi şampiyonluğu yapabilmektedir?
Nasıl 12 Eylül Anayasasına Askeri Cunta Rejiminden iyidir. 12 Eylül Anayasasına evet diyelim de darbeci generallerin yönetiminden kurtulalım. vb. gerekçelerle evet demediysek, boykot etmediysek, baştan aşağı gerici bir partinin yargıya YÖKte olduğu gibi kendi adamlarını geçirme operasyonuna da evet demeyeceğiz, referandumu boykot ederek evetçileri güçlendirmeyeceğiz.
KAMİL TEKİN SÜREK
Evrensel'i Takip Et