16 Temmuz 2010 00:00
Hayallerimin gerçek olması
GÜNÜN YAZILARI
Uluslararası gençlik kampını konuşmak ve genç işçilerin tatillerini nasıl geçirdiklerini öğrenmek, tatil deyince akıllarına ne geldiğini anlamak için Çağlayanın yolunu tutuyoruz.
Genç işçiler tatilden ne bekler, sezon boşluklarında ne yaparlar, daha doğrusu ne yapmayı hayal ederler, bunları konuşmaktı niyetimiz.
DOKTORCULUK OYNAYACAK HALİMİZ YOK YA!
Atölyenin kapısında 3 çocuk işçi oturuyor, yanlarına gittiğimizdeki Siz burada çalışıyor musunuz? sorumuza Doktorculuk oynayacak halimiz yok ya diye yüzünde hafif gülümseme ile cevap veriyor Gülperi.
Gülperi 13 yaşında. Batmanlı. 11 yaşındaki kardeşi Kader ile birlikte yeni çalışmaya başlamış. Daha bizim soru sormamıza fırsat bırakmadan anlatmaya başlıyor; Çok çalışmak istiyoruz, ailemize yardım etmek istiyoruz. Köyümüzde ev yapmak için okul tatillerinde tekstilde çalışıyoruz diye anlatıyor. Anne babasına toz kondurmak istemeyen Gülperi, ailesinin onların okumasını istediğini, cahil olmalarını istemediğini, kendilerinin evin geçimine ve köydeki eve yardım etmek için kendi istekleriyle çalıştıklarını vurguluyor.
BEN DE GELEYİM Mİ?
Elimizdeki kamp broşürlerini, uzatıyoruz. Gülperi, yanındaki Haşim, kardeşi Kader de duysun diye yüksek sesle okumaya başlıyor.
Kampın içeriğini okuduktan sonra bizlere dönüp Ben de geleyim mi? sorusu aslında Çağlayandaki bir çok işçi ve genç gibi Gülperinin de tatile ne kadar ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Gülperi daha evvel hiç denize girmemiş, Ama Çanakkaleye gittim, anıtları gezdik diye öğretmenleriyle yaptıkları geziyi anlatıyor. Uluslararası Gençlik Kampına gelmek istiyor Gülperi, ama 15 ve 21 yaşlarındaki tekstil işçisi ablaları ve kardeşi Kader ile birlikte. Tatil deyince aklına ne geliyor sorumuza yanıtı ise Rahatlık, eğlence, sanki hayallerimin gerçek olması gibi bir şey diyor.
TATİL BİZİM ADETİMİZ DEĞİL
Çağlayandaki bir çok tekstil işçisi için tek tatil yazları belli dönemlerde köylerine gitmek Çağlayandaki işçilerin yazları köylerine gitmelerinin en önemli nedeni memleket hasreti, herkes tatilde denize, yaylaya, memleketlerinden başka yerlere giderken, İstanbula göçle gelen işçiler, köyleri kalmışsa oradaki işleri yapmak, ana, babalarını, akrabalarını görmek üzere memlekete gidiyorlar.
20 yaşındaki Erkan Ataoğlu da yazları köylerine gidiyor. Tatile gitmek adetimiz değil diyen Erkan, tatilde köydeki işlerle uğraştığını aslında çalıştığını söylüyor.
Erkan, daha evvel bir kez İzmire akrabalarının yanına tatile gitmiş. Tatilin arkadaşlarıyla birlikte gidilince daha güzel olacağını düşünüyor, kampa gelmek istiyor. Kampa gelirse müzik atölyesine katılmak isteyen Erkan, saz çalmak istiyor.
Kampta farklı insanlarla tanışmak istediğini, söyleyen Ataoğlu, en çok da Almanyada çalışan işçilerin nasıl çalıştıklarını merak ediyor.
Dilan 16, Aslı ise 14 yaşında. Aslı İlköğretim Öğrencisi, çalışmaya yeni başlamış, Dilan ise, köyünde okul olmadığı için 5. sınıftan sonra okulu bırakmak zorunda kalmış. İkisi de Batmanlı. Tatilde nereye gitmek istersin dediğimizde Aslı, Köyüme gitmek isterim diyor. Köyümde doğdum, büyüdüm, oraya alışmışım diyen Aslı, İstanbulda yaşamanın kendisine zor geldiğini söylüyor, aslında Aslı için de tatil, özlemini çektiği memleketi demek oluyor.Bu sırada söze Dilan giriyor ve 2 yıldır memleketten göçtük, göçmez olaydık, burada yaşamak çok zor, dilini konuşamıyor, kültürünü yaşayamıyorsun, Kürtüm diyemiyorsun, insanlar seni hor görüyorlar diyerek yaşadığı sıkıntıları aktarıyor.
KADINLAR DA HALKLAR GİBİ EZİLİYOR
Aslı kampın içeriğini çok beğendiğini böyle bir kampa katılmanın kendisini çok mutlu edeceğini ama ailesinin buna izin vermeyeceğini ifade ediyor. Böyle bir kampı tüm gençlerin hak ettiğini söylüyor.
Dilan hiç denize girmemiş, küçükken Diyarbakırda sulara girerdik derken, gözleri gülümsüyor. Uluslararası Gençlik Kampına katılmak istediğini söyleyen Dilan Kampta gençlerle kardeşlik sevgi, dillere, kültürlere özgürlük için yan yana olmak isterdim, ama ne yazık ki şu an sürünmekle meşgulüm diye duygularını ifade ediyor.
Kampa ailesi izin verse bile, eş dost akrabanın, genç kızların katılmasına iyi bakmayacağını söyleyen Dilanın bundan çıkarttığı çok güzel bir sonuç var, Kadınlar da halklar gibi eziliyor.
(İstanbul/EVRENSEL)
SEN DE KATIL ARAMIZA
Ayşen Güven/Sinem Uğurlu
BU yıl Dünya gençleri İzmir Selçukta, yaşamak istedikleri dünya özleminin bir örneğini görmeye ve göstermeye hazırlanıyor. İzmirde yaşayan gençler ev sahipliği nedeni ile telaşı ve heyecanı bir başka. Hararetli bir biçimde kamp hazırlıkları sürerken kamp komitesinden gençlerle Uluslararası gençlik buluşmasının çalışmalarını ve içeriğini konuştuk. Gençler büyük buluşma için kamp alanlarının inşasını kendi elleri tamamlamak üzereler. Ve tüm gençlere sesleniyorlar, Sen de katıl aramıza!
İHTİYACIMIZ BİRLİK VE DAYANIŞMA
Hem ülkemiz hem dünya gençliğinin yaşamak istediği dünyanın bir minyatürünü burada göstereceklerini söyleyen 2010 Uluslar arası Gençlik Kampı Komitesi Üyesi Ümit Kartal, çağrılarının bu yönde olduğunu söylüyor. Kartal sözlerini şöyle sürdürüyor, Yani dünya gençlerinin yalnızlaştırıldığı, işsizlikle, eğitimsizlikle terbiye edilmeye çalışıldığı ve birbirine düşmanlaştırıldığı bir süreçten geçiyoruz. Ülkemiz ve dünya gençlerine çağrımız şu ki, yalnızlaşmak değil daha fazla dayanışmak ihtiyacımız olan, siz de aramıza katılın. Dünyanın dört bir tarafından gençler olarak ortak sorunlar etrafında neler yapabileceğimizi, nasıl bir dünya hayalini kurgulayabileceğimizi, sonrasında da böyle bir dünyanın mücadelesini birlikte verip-veremeyeceğimizi tartıştığımız bir gençlik buluşması olacak. Bunun için heyecanla çalışıyoruz.
KENDİ YETENEKLERİMİZİ KEŞFEDECEĞİZ
Kampa katılacak olan gençleri 10 gün boyunca nasıl bir ortamın ve ne gibi etkinliklerin beklediğini yine kamp komitesinden Gizem Örnek anlatıyor. Örnek, Bir kere 30 ülkeden binlerce arkadaşımız burada olacak. Ve müthiş bir kültürel paylaşım olanağı olacak. Yemeğinden, temizliğine, kamp alanının güvenliğinden, kamp programının düzenlenmesine her şeyi biz birlikte yapacağız. Kampımız sabahları atölye çalışmaları ile panellerle, söyleşilerle, ufak forumlarla başlayacak. Bunun yanı sıra kültürel faaliyetler oldukça yoğun. Üniversitelerden katılan akademisyenlerin, aydınların, yazarların, şairlerin, sanatçıların, sendikacıların katılımları ile tonlarca konuda atölyeler gerçekleştireceğiz. Mesela kampımızda resim, müzik, fotoğraf, drama, modern danslar ve daha birçok atölye olacak diye anlatıyor. Gençlerin kendi yeteneklerinin farkına varmaları için de kampın bir fırsat olacağını ifade eden Örnek şunları söylüyor, Biz kampta şunu göstereceğiz, eğer biz gençler kendi yeteneklerimizi geliştirebileceğimiz ve kendimizi ifade edebileceğimiz bir platformda buluşabilirsek bu dünyanın tamamını kendi yaratıcılığımızla yeniden şekillendirebiliriz. Çeşitli coğrafyalardan, farklı kültürlerle yoğrulmuş gençleriz. Bunları orada birleştireceğiz. Örneğin, Egenin İki Yakası diye bir etkinliğimiz olacak. Yunanistandan ve Türkiyeden arkadaşlarımız bu vesile ile kültürlerini ortaklaştırma olanağı bulacaklar. Kampın tamamını böyle düşünebiliriz.
EGENİN TÜM RENKLERİNİ KAMPA TAŞIYACAĞIZ
İzmirden Kamp Komitesi Üyesi Salih Deniz Islakoğlu ise, öncelikle Dünya gençlerini ağırlayacak olmanın heyecanı ve mutluluğu ile hazırlandıklarını belirterek, Şu an kamp alanındaki hazırlıklar hızlandı. Az da bir zaman kaldı ve yavaş yavaş çevremizde bir çadır kent intibası uyanmaya başladı. Onun dışında kampımızı biz bütün İzmir halkı ile başta Selçuk halkı olmak üzere, ayrıca tüm yerel kurumlar, demokratik kitle örgütleriyle beraber gerçekleştirmeye hepsini bu kampın bir parçası haline getirmeye çalışıyoruz. İlk günden beri kampımızı duyurmak, tanıtmak, onlarında desteğini istemek için, gezdiğimiz hemen hemen tüm Belediyelerden, sendikalardan, odalardan kurum ve kuruluşlardan destek aldık. Örneğin, Petrol-İş Aliağa Şubesi PETKİM ve TÜPRAŞta çalışan yaklaşık 45 genç işçi ile aramızda olacak diyor. Egenin tüm renklerini kamplarına taşımak istediklerini söyleyen Islakoğlu, Ege denizi yıllarca birbirilerine düşman edilmek istenen Türk ve Yunan halklarını barındırdığı iki yakasını hep birleştirmiş. Biz bu anlamlı topraklarda farklı dillerden, halklardan, inançlardan gençlerin bir arada barış için de kardeşçe yaşayabileceğini göstermek istiyoruz. Egede barış ve kardeşliğin topraklarında bu kampa ev sahipliği yapmak daha bir anlamlı diye düşünüyoruz diyerek sözlerini tamamlıyor.
(İzmir/EVRENSEL)
Beyza Metin Neslihan Karyemez
Evrensel'i Takip Et