22 Temmuz 2010 01:00
Almanyada federal ve eyalet parlamentoları tatile girdiği halde siyaset kazanı kaynamaya devam ediyor. En çok da Başbakan Angela Merkelin partisinde.
Demek ki, hayat yaz tatili, izin dinlemeden kendi kurallarına göre işlemeye devam ediyor.
2005den beri şansölye koltuğunda oturan Merkel, geçen yıl yapılan genel seçimlerin ardından Gönlündeki ortak Hür Liberaller (FDP) ile yeni bir hükümet kurunca ülkeyi dört yıl boyunca sorunsuz bir şekilde idare etmenin artık çok kolay olduğunu hesaplıyordu.
Ne var ki; ekonomik kriz ve ona bağlı olarak ortaya çıkan gelişmeler adeta iki uyumlu ortağın arasına kara kedinin girmesine neden oldu.
Sermayenin çıkarlarını en rafine ve pervasız şekilde savunan FDP, genel seçimlerde elde ettiği başarıyı arkasına alarak, daha fazla hak gaspını, kesintiyi gündeme getirdi ve bunların bir kısmını da meclisten geçirmeyi başardı. Merkel ve partisi CDU ise aynı görüşte olmasına rağmen sürekli ölçüyü fazla kaçırmamaya, oy kaybetmemeye gayret etti.
Ama nafile...
Bu kadar temkine rağmen oy kaybetmeye devam ediyor. En son Kuzey Ren Vestfalyada ağır bir yenilgi alındı.
Daha dün yayınlanan seçim anketlerine bakılırsa bir yol zafer sarhoşluğu içinde olan hükümet partileri tepetakla olmuş durumda. 10 ay önce yüzde 15 oyla genel seçimlerde en büyük çıkışı yapan FDPnin oyu yüzde 5 barajının altında düşmüş.
Umarız bu hep böyle kalır ve Federal Almanyada bir ilk daha gerçekleşir.
Merkelin partisinin oyu da en düşük seviyeye, yüzde 30a kadar inmiş.
Bununla kalınmamış, partinin vitrinini süsleyen 6 eyalet başbakanı son 10 ay içinde ya istifa etmiş ya başka görevlere atanmış ya da seçimle devre dışı kalmış.
En son hafta başında Hamburg Eyalet Başbakanı Ole von Beust istifa etti.
Merkelin en güçlü rakipleri birer birer devre dışı kalmışa benziyor.
Parti Merkele kalmış görünüyor, ama örtü biraz kaldırılınca altında derin bir çöküş süreci olduğu görülebiliyor.
Benzer bir tablo, Gerhard Schröder zamanında SPDde yaşanmıştı. Emekçilere karşı başlatılan kapsamlı saldırı dalgası partide çözülme, dağılma, ayrılma sürecini başlatmıştı. Ve bu süreç, muhalefete düşmesine rağmen halen durdurulmuş sayılmaz. Son anketlere bakılırsa FDP ve CDUnun oy kaybı en çok Cem Özdemirin eş başkanlığını yaptığı Yeşiller partisine yaramış bulunuyor.
Oyu yüzde 19a kadar çıkmış. Her iki partinin oy kaybından Yeşillerin yararlandığı 9 Mayısta yapılan Kuzey Ren Vestfalya seçimlerinde de görülmüştü.
Yani; Hıristiyan Demokratlardan ve Hür Liberallerden umudunu kesen Yeşilleniyor.
Bu her iki partinin seçmeninin sol kaymasından çok Yeşillerin sağa kaymasından kaynaklanıyor.
Hükümet partilerine karşı biriken ve Merkelin tahtını sallayan gelişmelerden en çok faydalanması beklenen Sol Parti/Die Linke ise oy oranı bakımından yerinde saymaya devam ediyor. Bu yaz sıcağında üzerine tartışma yürütülen siyasi gelişmeler, mevcut hükümet partilerine karşı emekçiler arasında alttan alta büyük bir hoşnutsuzluğun olduğunun ve bunu kendisini değişik biçimlerde ortaya koyduğunu gösteriyor. Bakalım bu tepkilerin ne kadarı yaz tatilinden sonra krizin faturasının emekçilere çıkarılmasına karşı yapılacak eylemler sırasında kendisini sokakta gösterecek.
Eldeki veriler, sonbaharda Dünyanın en güçlü kadını Angela Merkelin işinin çok zor olduğunu gösteriyor. Bakarsınız bu En güçlü kadın halk tarafından, şimdiden konuşulmaya başlanan bir erken seçimle tahtından edilir ve güçsüzleşir.
Partisinin toparlanması, kendine gelmesi zaman alacak.
Koşullar krizin faturasının halka kesilmesine, neoliberal politikalara, baskı ve sömürü sistemine karşı çıkanların güçlenmesi için olgunlaşıyor.
YÜCEL ÖZDEMİR
Evrensel'i Takip Et