29 Temmuz 2010 00:00

Yaralı zamanların dört tuzcusu

“Sürgün Edebiyatı”, Nazi döneminde, kendi ülkesini terketmek zorunda kalan Alman yazarlarının yarattığı bir gelenek.

Paylaş

“Sürgün Edebiyatı”, Nazi döneminde, kendi ülkesini terketmek zorunda kalan Alman yazarlarının yarattığı bir gelenek. Almanya’da Brect’ten, Mann’lara, Zweig’dan Franz Werfel’e, Benjamin’den Arnim Wegner’e ve diğerlerine uzanan uzun bir isim listesi var. Türkiye’de de 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbelerinden sonra bir çok yazar yurtdışına savrulduğu gibi, bir çok genç yazar da siyasal nedenlerle ülkeyi terk ettikten sonra yazma eylemine yurt dışında başladı.
Belge Yayınları, 1980’li yılların ortasından itibaren, cezaevindeki yazarlar yanında sürgünde yazan yazarlara da yayınları arasında yer vermeğe başladı. Son bir yıl içinde, Belge Viyana’da yaşayan Erdal Boyoğlu’nun “Ölümden Öte / Sol İçi Şiddeti Sorgulamak ve Aşmak”adlı kitabını, Strasbourg’da yaşayan Fevzi Karadeniz’in “Yaralı Zamanlar” adlı kitabını, Köln yakınlarında yaşayan Fikret Güneş’in “Güneşin Ağladığı Gün / Maraş 78 Katliamını Yaşayanlar Anlatıyor” adlı kitabını ve Paris’te yaşayan Nuray Bayındır’ın “Adımlar Atılmazsa” adlı kitabını yayınladı.
Türkiye’nin fiili bir iç savaş yaşadığı ve 12 Eylül’e götürüldüğü günlerde, hiç düşünmeden devrime adayan, yarınlara umutla bakarken askeri darbe duvarına çarpan ve her biri bir yana savrulan, yurt dışında yaşamak durumunda kalan dört sosyalistten günümüz sorunlarına da ışık tutan anılar, eleştiriler, özeleştiriler ve önerilerden derlenen dört kitap… Sorunlara çözüm isteyen dört kişiden yaraya basılan tuz gibi dört kitap…
SÜRGÜN EDEBİYATINDA YENİ ÜRÜNLER
Belge Yayınları’ndan çıkan bu dört kitaptan “Yaralı Zamanlar”da (460 sayfa) Fevzi Karadeniz, zamanın tekerinin birden hızlandığı çılgın yılları aktarırken, coşkunun ve isyancı ruhun olduğu kadar, zulmün de doruk yaptığı dönemlere tanıklık ediyor. Kitapta kazanılanlar da var, kaybedilenler de…Bu kitapta işçi sınıfının sendikal mücadelesi yanında uluslararası dayanışmasına da tanıklık edilmekte. “Zamanın tekerinin birden hızlandığı çılgın günler... Coşku ve isyan, zafer ve yenilgiler... Kazanımlar ve ödenen bedeller...Ve direniş. 12 Eylülün ayrıntılı biçimde gözlemlenmesi...
“Adımlar Atılmazsa”da (245 sayfa) Gazeteci Nuray Bayındır, Kürt sorununa çözüm bulunmamasının Kürtlere olduğu kadar, Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşların özgürlüğünü kısıtladığını söyleşi ve örneklerle anlatırken, “Eğer adımlar atılmazsa Türkiye’yi hiç de hayırlı bir gelecek beklemiyor” diye uyarıyor. “Kürt’ün özgür olması, Türk’ü de özgür kılacak. Kitap, “Kürt’ün köleliği, sonuçta tüm Türkiye’yi bütün yurttaşları ulusal güvenlik devletinin kulu haline getirmedi mi?” sorusunu yöneltiyor. Henri Alleg, Yves Ternon, Sarkis Seropyan, Pakrat Estukyan, Anille Mitterand, Amin Malouf, Eren Keskin, Chris Kutchera’nın 10 yıl önce ve 10 yıl sonra söylediklerini izlemek, ne kadar zaman yitirildiğini gösteriyor.
Erdal Boyoğlu’nun kaleme aldığı “Ölümden Öte-Sol İçi Şiddeti Sorgulamak ve Aşmak” (278 sayfa) adlı kitapta ise sol içinde bir tabu olan iç çatışma deşilerek tartışmaya açılıyor. Kendi yaşadıklarından hareketle “Hatasız sol olmaz” diyen, ama “etik solun” peşini hiç bırakmayan Boyoğlu, suçlamak yerine iç çatışmanın köklerine iniyor. “Solun da bir etiğe sahip olması gerek” diyen kitap “Birbirini suçlamak ve mahkum etmek yerine, bu olgunun köklerine inmek gerektiğini” savunuyor. Kitapta Gülten Kaya, Levent Tüzel, Celal Başlangıç, Bülent Uluer, Eşber Yağmurdereli, Erdal Aydın, Ayşe Düzken, Seyfi Öngider ve diğerleri ile yapılan röportajlar ilgiyle okunuyor.
Geçmişte kendisi de bedel ödeyen Fikret Güneş de, Maraş 78 katliamını yaşayanlara anlattırdıklarını “Güneşin Ağladığı Gün” (304 sayfa) adlı kitapta toplamış. Maraş katliamını “Herkes karalar giymişti. Herkes ağlıyordu; güneş de ağlıyordu. Siz güneşin ağladığını hiç gördünüz mü? O gün güneşin ağladığı gündü” diye aktarıyor Fikret Güneş... “Hatırlanmayan ve sorgulanmayan tarih tekrar tekrar yaşanır!” diyor kitap sonuç olarak.

Nuray Bayındır, Adımlar Atılmazsa, Belge Yayınları 2010.
Erdal Boyoğlu, Ölümden Öte / Sol İçi Şiddeti Sorgulamak ve Aşmak, Belge Yayınları 2010
Fikret Güneş, Güneşin Ağladığı Gün / Maraş 78 Katliamını Yaşayanlar Anlatıyor,
Belge Yayınları, 2010
Fevzi Karadeniz, Yaralı Zamanlar, Belge Yayınları 2010.

Fakir Baykurt’a saygıyla...

TÜRKİYE’nin Kentleri serisi içinde yer alan “Bekleyen Kent Burdur” kitabı Burdur’u gelenekleri, doğası, tarihi ve bugünüyle inceliyor; fotoğraflarla zenginleştirilmiş çalışma kentin içinde adım adım dolaşarak önemli köşelerini tanıtıyor. Yusuf Erkan’ın yeni kitabı Heyamola Yayınları’ndan çıktı.
Erkan doğduğu kentin belleğini ve yaşam döngüsünü yazıya döktüğü bu çalışmada, kentin güncel ve tarihi özelliklerini ortaya koyuyor. Uzun yıllar Burdur üzerine araştırmalar yapan Erkan, Burdur’daki anıtlar, caddeler, sokaklar ve insanlardan yola çıkarak kent merkezinin ruhunu veren bir çalışmaya imza atmış. Kitapta Burdur adının tarih içinde geçirdiği evreler, Burdur foklörünün kendine özgü değerleri, kentte icra edilen köklü bir geçmişe sahip geleneksel bakırcılık, Burdur Gölü ve Tekelioğlu efsanesi, yöreye gelen 19. yüzyıl gezginlerinin gözüyle Burdur izlenimleri, kadınların Hıdırellez kutlamalarında oynadığı bahtıvar oyunu, bin yıllık geçmişe sahip Hasanpaşa beldesinde sessiz sedasız sürdürülen çoban bayramı, 2008’de görülmesi tavsiye edilen müzelere verilen EMYA ödüllü Burdur Müzesi, GDO’lu ürünlere inat yerel tohumlarla üretimlerini sürdüren Burdurluların yetiştirdiği ürünleri sattığı Burdur pazarı ve diğer pazarlar, kentin merkezi Ulucami ve Alanpazarı, kentin resmi merkezi Cumhuriyet Meydanı, yapımı zor ama oldukça lezzetli gazel böreği, ünü bedelli askerler sayesinde tüm dünyaya yayılan Burdur şiş ve ceviz ezmesi, testilerde pişirilen testi kebabı gibi lezzetli Burdur yemekleri yer alıyor.
Burdurlu ünlü yazar Fakir Baykurt’a saygı duruşu niteliğindeki “Fakir Baykurt’ın Coğrafyası” bölümünde yazarın şu ana kadar yayınlanmamış ilginç anıları yer alıyor. Baykurt ve diğer fikir emekçilerinin anlatıldığı bölümlere de sahip olan kitap, içeriği ve sayfa sayısı ile Burdur temel taşı bir çalışma niteliğinde.
(KÜLTÜR SERVİSİ)


Ragıp Zarakolu
ÖNCEKİ HABER

Bir de kadınların yaşadıklarından okuyalım

SONRAKİ HABER

Adnan Yücel’e mektup

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...