01 Ağustos 2010 00:00

yoldan çıkanlar!...

Yazın kavurucu sıcaklığında tarlasında çalışan adamın canı zaman zaman hanımı ile oynaşmak istiyormuş! Hal böyle olunca da bırakıyormuş tapanı tırpanı koştura koştura evinin yolunu tutuyormuş. Bir süre böyle devam ettikten sonra bakmış ki bu iş böyle olmayacak çekmiş hanımını bir köşeye düşüncesini söylemiş:

Paylaş

Yazın kavurucu sıcaklığında tarlasında çalışan adamın canı zaman zaman hanımı ile oynaşmak istiyormuş! Hal böyle olunca da bırakıyormuş tapanı tırpanı koştura koştura evinin yolunu tutuyormuş. Bir süre böyle devam ettikten sonra bakmış ki bu iş böyle olmayacak çekmiş hanımını bir köşeye düşüncesini söylemiş:
- Bak hanım bu böyle olmayacak! Hep ben ayağına geliyorum bundan sonra sen geleceksin!
Hanımı tedirgin olmuş. Kaldı ki kocasının huyunu da çok iyi biliyormuş! Çekine çekine söylenmiş:
- İyide Bey, ben nerden bileyim ne zaman senin canın oynaşmak istiyor ne zaman istemiyor! Olmadık zamanda gelirim kötü söz edersin! Sonra gerisin geriye dönmek zor olur!
Oysa adam planı kafasında çoktan kurmuş! Öyle ya her defasında tarladan koştura koştura gelen kendisi. Biliyor tabi durumun ne kadar zor olduğunu:
- Bak hanım, bundan böyle tarlaya belimde tabanca ile gideceğim. Ne zaman havaya ateş edersem kop gel! Bil ki seni ben çağırıyorum!
Bir süre bu böyle devam etmiş. Günün birinde adam alış veriş yapmak için kasabaya gitmiş. Tanıdık bir manifaturacıya girmiş. Manifaturacı buyur edip bir köşeye oturtmuş adamı:
- Eeee hemşerim! Nasılsın iyi misin? Tarla tapan nasıl? Çoluk çocuk nasıl? Hanımın nasıl?
Adam bir hayli düşünceliymiş! Nasıl düşünceli olmasın ki hanımına verdiği son fikir hiç de yolunda gitmiyormuş:
- Sorma birader! Tarla tapan iyi! Çoluk çocukta iyi ellerinden öperler! Ama hanımı sorma!
- Niye yahu ne oldu ki! Kötü bir şey mi oldu!
- Daha ne olsun birader! Av mevsimi başladı hanım yoldan çıktı!
Bursa İnegöl ve Hatay Dörtyol’da yaşananlar biraz da buna benziyor! Meğer ne kadar vatanperver, ne kadar vatansever, ne kadar yurdunu milletini seven insanımız varmış da haberimiz yokmuş! Meğer hepsi bir fırsatını bekliyormuş! Eline Türk Bayrağını alan sokağa fırlamış! Sanırsınız cihan harbi var:
- Aallah Allah Allah!
- Tekbirrrrr!
- Aallah Allah Allah!
Bu insanların ruh hali öyle bir durumda ki işin aslı nedir, kim kime vurmuş, kavga neden çıkmış, kim haklı kim haksız sorup soruşturma yok! Yeter ki kısa öykümüzde olduğu gibi birisi havaya ateş etsin! Değneğini, sopasını, kibritini, çakmağını ve hatta silahını alan koşuyor:
- Allah Aallah Allah!
- Yahu birader ne oldu, Yunanlılar ile savaş mı çıktı! Kardak kayalıklarına çıkarma mı yapılmış!
- Allah Allah Allah!
Hani birisi çıkıp dese ki “Ey Ahali! Yunan askeri tankı, topu, tüfeği ile Ankara Konya Sokak’ta bulunan Elektronikçiler Çarşısı’na çıkarma yapmış! Çarşı düştü düşecek! Esnaf sizden yardım bekler! Koşun yardım edelim” dese işin aslı nedir astarı nedir hiç düşünmeden koşturacaklar:
- Allah Aallah Allah!
Sakın bu işlerin kendiliğinden olduğunu, daha önceden inceden inceye hazırlıklar yapılmadığını falan düşünmeyin! Bu işler organize işler! Ama yetkililere bakılırsa hiçte öyle değil! Yetkililere göre olayların hemen hemen hepsi de yanlış anlaşılma sonucu gerçekleştirilmiş olaylar! Örneğin İç İşleri Bakanı Beşir Atalay’a göre İnegöl’de ki olayların siyasi bir yönü yok! Tamamen sportif! İnegöl’de toplanıp etrafı ateşe veren binlerce insan aslında spor yapıyordu! Atalay’a göre spor amigolarının bu işte büyük payı var!
- Sarııııı kırmızııı
- Yeşilllll
- Allah Allah Allah!
Erzurum’da çıkan ve en azından diğerlerine göre daha zararsız biten olay da yine bir yanlış anlama sonucu! Bir belediye başkanının araba bagajında “Ahmed-i Hani, Said-i Kürdi” konulu panel için hazırlanan broşürleri gören vatandaşlar bunu PKK’nın bayrağı ya da afişi sanarak araca yönelik linç girişiminde bulunmuş:
- Allah Allah Allah!
Nasıl oluyorsa bütün olaylar bir yanlış anlaşılma sonucu meydana geliyor ama her ne hikmetse olayların gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra da kimse çıkıp bir özür bile dilemiyor! Barış için belirli bir grubun dışında kimse çaba sarf etmiyor ve her seferinde analar yeniden ağlıyor. Madem bütün olaylar bir yanlış anlaşılma sonucu meydana geliyor o zaman yazıyı da buna benzer bir fıkra ile bitirelim! Temel iç çamaşırı almak için mağazaya girmiş. Tezgahtar sormuş:
- Slip mi vereyim?
Temel pisliğinin farkında:
- Zahmet etmeyin ben silerim!
Temel’de yanlış anlamış ama en azından “Silerim” demiş! Bunlar saklıyor!..
Veli Bayrak
ÖNCEKİ HABER

Guantanamo Göbelsleri

SONRAKİ HABER

Munzur şenlikti, Pertek şenliktir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...