5 Ağustos 2010 00:00
Kürt tarım işçileri ayrımcılıktan şikayetçi
FINDIK sezonunun açılmasıyla birlikte binlerce Kürt bölgeden batıya göç etmeye başladı. Kamyon kasalarında, tıka basa doldurulmuş minibüs ya da trenlerle yola çıkan mevsimlik işçilerin, her yaz uğrak yerlerinden biri de Sakarya. Sakaryada İl Emniyet Müdürlüğü tarafından gizli bir genelge ile Kürt işçiler, şehir merkezlerine sokulmadan transit olarak çalışacakları köylere ve bahçelere aktarıldıkları iddia ediliyor. Dikkat çekici bir başka nokta ise, İnegöl ve Dörtyolda Kürtlere yönelik linç saldırılarının ardından işçilerin sayısında büyük oranda düşüşün yaşanması. İşçiler, bunu İnsanlar ırkçı saldırıların hedefi olmamak ve can güvenli sorunu yaşamamak için aç kalmaya razı oldu ve gelmedi diye değerlendiriyor.
ÇEKTİĞİMİZ ÇİLELERİ BİR GÖRSENİZ...
Her türlü saldırıyı göze alarak umut yoluna düşen başta Diyarbakır olmak üzere bölge illerinden gelen mevsimlik işçiler, Sakaryanın Akyayla, Hendek, Karaöcek, Gümüşova, Cumayeri gibi ilçe ve köylerinde en ağır koşullarda kışın yiyeceği ekmeğini çıkarmaya çalışıyor.
Diyarbakırda ailesiyle birlikte göç yoluna düşen 70 yaşındaki Edibe Şahin, yılların verdiği kahır ve tecrübe ile anlatıyor yaşadıklarını. Şahin, ayrımcılık ve yoksulluğa mahkum edilmiş hayatlarını, Sabah 7 den akşam 7ye kadar çalışıyoruz. 20 TL para veriyorlar, bu yetmiyormuş gibi birde üzerine bizi hor görüyorlar diyor. 3 yıldır aynı parayla çalıştıklarını belirten Şahin, Tavuğa bile yılda 3 kere zam geliyor, ancak mecbur olduğumuz için bizi hep aynı paraya çalıştırıyorlar dedi. Bu sıcakta 50 saat trenle geldiğini söyleyen Şahin, bölge illerinde fabrika yada iş koşullarının bulunması halinde buraya gelmeyeceklerini belirterek, Keşke kendi memleketimizde işimiz olsaydı. O zaman buraya gelmezdik. Memlekete gidiyoruz aç perişanız. Keşke bizim yollarda çektiğimiz çileleri bir görseniz diye anlattı.
AHIRLARA YERLEŞTİRİYORLAR
İşçileri tarlalara taşıyan Ferudun Ertem ise, bir başka ayrımcılığa dikkat çekiyor. Bölge illerinde gelen işçilerin şehir merkezlerine sokulmadığını belirten Ertem, üstelik yerli araç sahiplerinin Kürt olduğu için işçileri taşımak dahi istemediğini söyledi. Biz gelmeseydik, kimse bu işçileri ve eşyalarını taşımazdı diyen Ertem, Yolcu taşıdığım için üstüne üstlük benden 5 bin TL para istiyor belediye. Bizim kazandığımız ne ki ne ödeyelim ifadelerini kullanıyor. Fındık toplayan işçilerin ahırlara yerleştirildiğine şahit olduğunu söyleyen Erdem, İnsanları ahırda yatırırsanız bu insanlığa sığmaz. Adam ahırdan hayvanları çıkartıp, insanları kalmaları için ahıra sokuyor. Bu vatandaş ekmek parası için gelmiş. Kimse buraya keyfi için gelmiyor diyerek, yaşanan çarpıcı sorunları sıralıyor.
HANİ KARDEŞTİK?
10 yıldır fındık bahçelerinde çalışan Mehmet Güzel ise ayrımcılıktan şikayetçi. Güzel Hani Türk- Kürt kardeştir diyorlar ya. Hani kardeştik, ama ben her türlü ayrımcılığa maruz bırakılıyorum. Böyle kardeşlik mi olur? Kürtlere her tarafta ayrımcılık yapılıyor. Tıpkı burada onca yolu bir ekmek parası için gelen bizlere yapıldığı gibi diye anlattı.
Ankaranın, İstanbulun bir güzelliği olduğu kadar Diyarbakırında ayrı bir güzelliği olduğunu belirten Güzel, Ama Diyarbakırda neden fabrika yok, bizim bölgemize de fabrikalar yapılsın. buralara gelmeyelim. Köyleri yaktılar, tarımı, hayvancılığı bitirdiler. Bizi yoksullaştırarak, köle gibi buralara sürdüler. Hepimiz kardeşiz diyorlarsa bize iş imkanları sunsunlar. Bizden niye korkuyorlar, çünkü yaptığı ayrımcılığı onlar biliyor, o nedenle vicdanlarından korkuyorlar. Oysa biz alınterimizle ekmeğimizi kazanmaya geliyoruz diye konuştu. İki gözlü bir barınak dahi yapmayan bahçe sahiplerinin insafına bırakıldıklarını belirten Güzel, Hayvanları ahırlarda çıkartıyorlar insanları koyuyorlar. Yemek desen bize ait. Günde en az 12 saat dinlenmeden çalışıyoruz dedi. (Sakarya/DİHA)
Murat Eroğlu - Çağdaş Kaplan
Evrensel'i Takip Et