11 Ağustos 2010 00:00

Ataması yapılmayan öğretmenler öğrencilerini istiyor


ATAMALARININ yapılarak, öğrencilerinin kendilerine verilmesini isteyen Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYOP) üyeleri, 15 Ağustos Pazar günü Ankara’da seslerini yükseltip, “atamamızı yapın” diyecekler. AYOP’e eylemlerinde Eğitim Sen ile Sosyal-İş de destek verecek.
AYOP yönetici ve üyeleri eylemlerine ilişkin dün bir basın toplantısı yaptılar. Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan toplantıda konuşan Ömer Aybakır, yüzbinlerce ataması yapılmayan öğretmene dikkat çekerek, “her atama döneminde içlerinde bir umut dalgası oluştuğunu, ancak bunun gerçeğe dönüşmediğini” söyledi.
Ataması yapılmayan öğretmenler olarak bir yığın sorunla boğuştuklarını, intihar eden ya da rahatsızlığı nedeniyle yaşam mücadelesi veren meslektaşları bulunduğunu belirten Aybakır, Şafak Öğretmen örneğini verdi.
Başbakan Erdoğan’ın “Öğretmen olamayanlar birliği” sözünü kasteden Aybakır, “Bize istedikleri kadar ‘öğretmen olamayanlar’, istedikleri kadar ‘yığılmayı biz yaratmadık’ diyerek sorunları hiçe saysınlar, biz yılmayacağız ve öğretmen olarak atanana kadar mücadeleden kimse bizi alıkoyamayacak” dedi.
‘GİDİŞE DUR DEMELİYİZ’
15 Ağustos’ta Ankara’da yapacakları eyleme vurgu yapan Aybakır, “Güvenceli ve kadrolu bir istihdam” isteklerine dikkat çekti. Ölümleri, acıları, intiharları değil, yaşamayı göze aldıklarını ve bunu birlikte olurlarsa başaracaklarını ifade eden Aybakır, artık her evde, ailede bir ataması yapılmayan öğretmenin olduğunu, buna “dur” demek gerektiğini söyledi.
Tekirdağ Çorlu’da kalp krizi sonucu ölen öğretmene, Şafak Öğretmen’e dikkat çeken Aybakır, “Güvencesizlik, işsizlik öldürüyor. Buna ‘dur’ diyecek olan da yine biziz” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun “320 bin öğretmenin yığılması bizim suçumuz değil” sözlerini ve sözleşmeli öğretmenlere verdiği “siz de sözleşmeli öğretmen olmayı tercih etmeseydiniz” yanıtını protesto eden Aybakır, “Sayın Bakan kadrolu, güvenceli atama yaptınız da biz mi başvurmadık?” diye sordu.
EYLEMLERİNE DESTEK İSTEDİLER
Aybakır bütün bu haksızlıklara karşı 15 Ağustos’ta yapacakları eylemlerine sendikalardan, siyasi partilerden, eğitim hakkından mahrum kalan yüz binlerce çocuğun ailesinden, halktan destek istedi.
AYOP’ten Yusuf Yıldırım da Başbakan Erdoğan’ın sözüne atıf yaparak, “Her ne kadar ‘öğretmen olamayanlar birliği’ deseler de biz öğretmeniz ve öğrencilerimizi istiyoruz” dedi. Yıldırım, “Bizim Abdi İpekçi Parkı’nda kuracağımız çadır iftar çadırı değil, ihtar çadırı olacak” diye konuştu.
Eğitim Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Serpil Açıl Özer de güvenceli, kadrolu istihdam sorununun her alanda, her işkolunda yaşandığını belirterek, eğitim işkolunda yaşananın genel sorunun ufak bir parçası olduğunu söyledi. Özer, Eğitim Sen olarak AYOP’u desteklediklerini ve 15 Ağustos’ta başlayacak toplu görüşme (ortaoyunu) masasında da gündeme getireceklerini söyledi.
Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk de atanamayan öğretmenlerin mücadelesinin yanında olduklarını belirterek, eğitim ve sağlığa her geçen gün azalan kaynak aktarımına ve bunun bir sistem sorunu olduğuna dikkat çekti. (Ankara/EVRENSEL)

ÇUBUKÇU’YA ‘HAMAL ÖĞRETMEN’ SORULARI

BDP istanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, atanamadığı için ücretli öğretmenlik yapan ancak aldığı 700 TL ile geçinemediği için hamallık yaparken hayatını kaybeden Ahmet Fazlı Elçi’nin akıbetini meclis gündemine taşıdı.
BDP’li Tuncel, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde ücretli öğretmen olarak çalışan, ancak geçinemediği için hamallık yapan ve hamallık yaptığı sırada kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Ahmet Fazlı Elçi’nin durumunu Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya sordu. Tuncel, Çubukçu’nun yanıtlaması için TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, Elçi’nin ortalama 700 TL maaşla geçinmeye çalıştığını, yaz aylarında ise maaşının ve sigortasının yatırılmamasından dolayı ek iş yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
Tuncel, öğretmenlerin kadrolu ve ücretli olarak ayrılmasının adaletsiz bir politika olduğuna dikkat çekerek, ücretli öğretmenlerin çoğunun ek bir iş yaptığını hatırlattı.
Tuncel, Çubukçu’ya şu soruları yöneltti: Türkiye’de kaç ücretli, sözleşmeli ve kadrolu öğretmen çalışmaktadır? Ücretli öğretmenlerin, aynı işi yapmalarına rağmen daha düşük ücret almalarının eşitlik ilkesine aykırı bulmuyor musunuz? Toplumda çeşitli çevrelerin talepleriyle, ücretli ve sözleşmeli öğretmen uygulamasını kaldırmayı düşünüyor musunuz? (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et