17 Ağustos 2010 00:00

Necdet Adalı, Erdal Eren...


Bizler 12 Eylül öncesi Mamak zindanında Necdet Adalı ve Erdal Eren’le birlikte cezaevinde yatmış arkadaşlarıyız.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu iki yoldaşımızı anayasa değişikliği referandumuna malzeme yapma çabalarıyla ilgili “o”nun timsah gözyaşlarını haber yaparken kimi değerlerimizi es geçmeniz bizleri oldukça üzdü!..
Başbakan bu iki devrimciyi boşa seçmedi!..tarihin cilvesine bakın ki bu iki yiğit devrimci idamları öncesi de hiç ayrılmayan iki iyi dosttular..voltada, koğuşlarda, hücrede... Hep birlikteydiler. Sadece idama giderken ayrıldılar... Tarih sırayı önce Necdet’e verdi!
Samimiyetinizden kuşku duymayacağımız “Başbakan samimi değil” haberinizde Necdet Adalı’dan bir cümle olsun söz etmeyişiniz, hatta adını bile anmayışınız affedilir gibi değil. Biz devrimcilerin doğal olarak “Kendi özel örgütsel tarihlerimiz vardır”.. Ancak bazı değerler vardır ki bunlar özel tarihlerimize sığmaz!!! Nasıl Deniz Mahir’den, İbo Hüseyin’den ayrılamaz ve bir örgütün özel tarihine sığdırılamazsa...Necdet Adalı “KURTULUŞ”un, “Erdal Eren de “TDKP”nin özel tarihlerine sığmazlar.
Onlar tüm devrimcilerin ortak tarihidir artık...Bizler Kurtuluş geleneğinden yoldaşlarınızız.. Ancak çocuklarımızın, yeğenlerimizin adları.. Erdal, Necdet, Deniz, Baran....
Dememiz o ki: “bizden” olanı yüceltme... “bizden” olmayanı yok sayma çocukluk hastalığına izin vermeyen bir yaklaşım bu coğrafya devrimcilerinin önündeki kaçınılmaz görevlerimizdendir.
Bu Necdet’i Erdal’ı hak etmenin ve geleceğe tertemiz bir devrimci gelenek bırakmanın bize yüklediği en önemli görevdir..
Devrimci selamlarla.
Ankara’dan Necdet ve Erdal’ın cezaevi arkadaşları

Ayhan Arslan- Bayram Işık- Ankara

Evrensel'i Takip Et