23 Ağustos 2010 00:00

YAŞAMA KÜLTÜRÜ

Beş yıl mı oldu, altı yıl mı?

Paylaş

Beş yıl mı oldu, altı yıl mı?
Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi dostlarımla Sagalassos’ a gitmiştik.
Sagalassos da neresi?
Antalya’dan kuzeye doğru yalnızca 110 km. uzaklıkta…
Akdeniz Bölgesi’nin Göller Yöresi’sinde…
Eskil (antik) çağda ‘Pisidia’ deniyor bu ülkeye…
İşte buranın başkenti sayılıyor Sagalassos…
Geçen hafta sonu İstanbul’dan yola çıktık dört dost.
Kütahya, eskil çağdaki adıyla Aizanoi, bugünkü Çavdarhisar üzerinden, Bin Tepelerin arasından, sonra Aydın’dan geçip, Burdur’a ulaştık. Orada geceledik…
Burdur’dan 7.15’te çıkıp, Sagalassos’tan bozma bu günkü adıyla Ağlasun ilçesinin yedi kilometre kuzeyindeki Sagalassos’a geldiğimizde sabahın 8.30’uydu. Kazı başkanı Marc Waelkens ile başkan yardımcısı Ebru Torun karşıladılar bizi. Bir de adaşım onarım uzmanı Cengiz Çetin…
Bütün bunları oradaki, örneğin mozaik onarımlarını yöneten sevgili Hande Kökten örgütlemişti…
Şaşırmadım desem yalan olur… Görmediğim, kazı bilimi için kısacık sürede, neler çıkmıştı ortaya… Hem de 1450 m. – 1600 m. yükseklikteki bir eski yerleşmede… Böylesi yerleşmenin kent olarak tanımlanabilmesi için tüm donanımlar ortadaydı işte. Hamamı, stadyumu, kent meclisi, aşağı-yukarı forumları, kent evi ya da konukların ağırlandığı yer, (daha doğrusu yapı) ana caddesi, anıtsal çeşmeleri, (ünlü Antoninler çeşmesi neredeyse tümüyle ayağa kaldırılmıştı. 28 ağustosta açılacakmış.) Hadriyan çeşmesi de öyle hemen hemen… Önünde ki mozaik kaplamalı yoluyla kütüphanesi, tiyatrosu, Hadrian hereonu…
Size Sagalassos’u bir günce yazısında anlatamam. Bunu tam anlamıyla becerebilmek için pek çok dalda uzman olmak gerekir…
Kazı yapmak için de bu böyle…
Eskiden olduğu gibi, kazı yapabilmek için yalnız arkeolog (kazı bilimci) yetmiyor bugün… Hele hele kazı başkanlığı için pek çok konuda yetenekli olmanız gerekli. Gene de sayısız uzmanla çalışacaksınız. Yaşamın varsıllığınca, çeşitliğince… Tam bir takım çalışmasını örgütleyebileceksiniz…
Ayrıca, bunun için yeterli kazı bilimci olduğu söylenemez…
Ama önceki yıllara göre daha umutluyuz bu konuda…
Bu umudum çiçekler açtı Sagalassos’ta…
Beni orada en çok etkileyen de buydu…
Marc Waelkens’e kazı başkanı olarak çok şey borçluyuz kuşkusuz. Ama kazı başkanı yardımcısı Ankara’lıydı… Bunu sakın ulusalcılık falan sanmayın. Yöreden yöreyi iyi tanıyan, dilini en iyi biçimde konuşan, bizim yönetimsel çıkmazlarımızı, olanaklarımızı iyi bilen biri demek istiyorum. Ebru Torun üstelik Belçika’da da öğretim görevlisiydi. Konusuna tümüyle egemendi… Bunun da ötesinde dalına sevgi doluydu, heyecanlıydı.
İşte bu bir süre önce yazdığım gibi özlediğim bir durum…
Hele orada ki, hemen her üniversitemizden kazı bilimci, mimar gençleri görünce, tanıyınca sevincimden kanatlandım nerdeyse.
İşte bu gençler bilecek, bildirecekler bu ülkeye “sahip”lenmeyi…
Sagalassos’ta bir örnek daha veriliyor: Kazı ile birlikte koruma çalışmalarının başlaması… Neredeyse atbaşı yürütülmesi… Bu işlerin başında da Hande Kökten var… Ortaya çıkarılan mozaiklerde hemen koruma onarımına başlanıyor örneğin…
Kısacası, gün günden daha bilinçli, daha bilimsel, Anadolu’yu daha iyi tanıyan, Roma ya da Grek gibi önyargıları olmayan insanlarımızın eline geçeceğini duyumsuyorsunuz kazı işlerinin.
CENGİZ BEKTAŞ
ÖNCEKİ HABER

‘Kameralı takip özel hayatın gizliliğine aykırı’

SONRAKİ HABER

Divriği Kalesi’ndeki kazı çalışmaları sona erdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...