11 Eylül 2010 00:00

Diyarbakır Cezaevi mağdurları cezaevini yıktırmayacak

DİYARBAKIR Cezaevinde yaşanan vahşeti yaşayanlardan Abdurrahman Sevgat ve Halil Bedir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Diyarbakır Cezaevinin dili olsa da konuşsa” ve “Orayı yıkacağız” sözlerine tepki ...

Paylaş

DİYARBAKIR Cezaevinde yaşanan vahşeti yaşayanlardan Abdurrahman Sevgat ve Halil Bedir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Diyarbakır Cezaevinin dili olsa da konuşsa” ve “Orayı yıkacağız” sözlerine tepki göstererek, “Diyarbakır Cezaevinin dili biziz. Bizler orada her türlü vahşete maruz kaldık. Oranın yıkılmaması için elimizden geleni yaparız. Orası bir tarihtir, o nedenle müze olması gerekiyor” dedi.
12 Haziran 1980’de gözaltına alınıp PKK davasından Diyarbakır Cezaevine konulan Abdurrahman Sevgat, gözaltında 9 gün tuvalette aç bırakıldı. 9 gün sonra Diyarbakır Askeri Mahkemesine çıkarılan Sevgat, tutuklanarak açık cezaevine konuldu. Darbenin ardından Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi 32 koğuşa götürüldüklerini söyleyen Sevgat, burada 1981 Ocak direnişinin başladığını belirtti. Hücreye konulanların direndiğini dile getiren Sevgat, ağır bir işkenceden geçtiklerini 4-5 ay hücrede kaldıklarını ifade etti. Kışın battaniyelerinin ve tüm elbiselerinin hücreden alındığını anlatan ve kışı beton üzerinde geçirdikleri belirten Sevgat, suyun verilmediğini, tuvaletin tıkandığını, buna rağmen her sabah traş olduklarını ve sabahları yemek geldiğinde yemek duası okuduklarını belirtti.
‘DİLİ BİZİZ’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Eylülde Diyarbakır Cezaevi için sarf ettiği sözlere değinen Sevgat, “Başbakan, ‘Diyarbakır Cezaevinin dili olsaydı da konuşsaydı’ diyor. Dili vardır. Dili de biziz. Biz de konuşacağız, hatırladığımız her şeyi anlatacağız. Diyarbakır Cezaevini neye mal olursa olsun kesinlikle yıkmalarına izin vermeyeceğiz. Gerekirse ölürüz de, o cezaevini yıktırmayız” dedi. Diyarbakır Cezaevinde 12 Eylül vahşetini yaşayan herkesin cezaevinin yıkılmasına karşı çıkması gerektiği çağrısında bulunan Sevgat, Diyarbakır Cezaevinin bir tarih olduğunu belirtti.
LAĞIMDA ÜÇ GÜN
Darbe sırasında Mardin’nin Nusaybin ilçesi Duruca beldesinde olan 12 Eylül mağdurlarından Halil Bedir, Diyarbakır Cezaevinin kapısında kendilerini Esat Oktay Yıldırım’ın karşıladığını söyledi. Yüzbaşının, “Götürün bunları banyo yapsınlar” talimatı üzerine 3 kişi 36. Koğuşun birinci katının 3. hücresine konur. Cezaevine geldikleri ertesi günü, tutuklar ölüm orucuna girmiştir. Bedir, bunlardan habersiz içi lağım suyuyla dolu olan hücrede 3 gün kaldığını anlattı. Banyoya götürülüp 3 dakika içerisinde üstünü çıkarıp, yıkanıp tekrar kıyafetlerini giymelerinin istenildiğini belirten Bedir, banyoya götürülüp getirilene kadar dayaktan geçirildiklerini belirtti. Ziyaretçinin gelmesini istemediğini anlatan Bedir, görüş yerine ve görüş yerinden dönüşte işkence gördüklerini anlattı. Başbakanın Diyarbakır Cezaevini yıkıp yeni bir cezaevi yapılacağı sözlerine tepki gösteren Bedir, “İnsanlık onurunu rencide eden, insanlığın ayaklar altına aldığı bir mekan yok edilmek isteniyor. Cezaevini yıkmak, işledikleri suçu örtmek istiyorlar. Yeni bir cezaevi ile sistemli işkencelerini sürdürmek istiyorlar. Diyarbakır Cezaevinin kapatılıp, müze haline getirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
(DiyarbakırDİHA)
Safiye Alağaş - Kamuran Sunbat
ÖNCEKİ HABER

Psikologlardan psikologa tepki

SONRAKİ HABER

Şeker toplayan çocuğa ateş açıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...