15 Eylül 2010 00:00

İşte insanlığın ‘en mutlu 10 yılı’


ABD’de yayımlanan Foreign Policy dergisi, 1999–2009 yıllarının, insanlığın küresel ölçekte yaşadığı en barışçı, en sağlıklı en müreffeh 10 yıl olduğunu iddia etti.
DURUM İYİYE GİDİYOR!
Derginin iddialarına göre, “1990 yılında insanlığın yüzde 50’si günde 1 doların altında yaşarken 2007 yılında bu oran yüzde 28’e indi. 2010 sonu itibariyle daha da düşük bir orana ulaşacak. Çünkü ekonomik krize rağmen son 10 yılda genel olarak tüm dünyada gayri safi milli hasılalar yükseliş eğiliminde geçti. Yine, dünyanın kişi başına yıllık gelir ortalaması 2000 yılından beri yüzde 25 artarak 10 bin 600 dolara ulaştı. 1,3 milyar insan yılda günde 10 dolardan fazla gelirle yaşıyor. Bu da dünyadaki orta sınıfın tarihte hiç olmadığı kadar büyümesine yol açıyor. Daha önemlisi, Sahara’nın güneyindeki Afrika’da gelir oranı dünyanın geri kalanından daha hızlı oranda büyüyor.” Geçtiğimiz yıl yaşanan gıda krizi ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerin “gıda ve su savaşları çıkabilir” şeklindeki uyarılarına rağmen, Foreign Policy’nin iyimserliği devam ediyor: “Dünyada hala akşamları yatağa aç giren 1 milyar insan var ancak tahıl fiyatları 1960 ve 1970’lerde olduğundan artık çok daha düşük. Az gelişmiş ülkelerin yetersiz beslenme sınırındaki nüfus oranı 1970’teki yüzde 34’ten 2008’de yüzde 17’e geriledi. Tarımsal üretim de artıyor. Az gelişmiş ülkelerdeki tahıl üretimi 2000 – 2008 yılları arasında iki katına çıktı.
İnsanlık bulaşıcı hastalıklarla mücadelesinde de önemli başarılar kazandı. 2009’da başlayan domuz gribi şu ana kadar 18 bin kişinin ölümüne neden oldu. Ancak etkisi birkaç yıl önceki kıyametvari öngörülerin çok altında oldu. Salgınların etkisi azalıyor. Dünyada yaygınlaşan aşılar nedeniyle 1999 – 2005 yılları arasında kızamıktan ölen çocuk sayısı yıllık yüzde 60 oranında azaldı. 1985 – 2008 yılları arasında difteri, boğmaca, tetanoz aşısı olan çocuk oranı yüzde 40’lardan yüzde 82’ye yükseldi. 2000 – 2008 yılları arasında yıllık çocuk ölüm oranları yüzde 17 oranında azaldı. Ortalama insan ömrü 2 yıl uzadı.”
Dergide yer alan rakamlara göre, çatışmalarda ölen insan sayısı 2000 – 2008 yılları arasında yüzde 40 azaldı. Sahara’nın güneyindeki Afrika’da çatışmalarda 2000 yılında 46 bin kişi ölürken, 2008 yılında 6 bin kişi hayatını kaybetti.
GERÇEKLER ‘İYİMSER’ DEĞİL
Derginin iddialarına rağmen, son yıllarda yaşanan birkaç olay bile, geçtiğimiz yıllar hakkında iyimser konuşmaya izin vermiyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre 1 milyara yakın insan açlık çekiyor ve bunun 200 milyondan fazlasını beş yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor.
Yoksulluk sınırının altında yaşayan insan sayısı ise yaklaşık 2 milyar. Temel besinlerin, vitamin ve minerallerin yeterli alınamaması biçimindeki yetersiz beslenme (buna gizli açlık da denebilir) 3 milyara yakın insanı etkiliyor. Güvenli su tüketim olanağı bulamayan insan sayısı 1,2 milyar. Sağlık hizmetinden yararlanamayan insan sayısı da 1 milyardan fazla. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, dünyada yükselen gıda fiyatlarının, hükümetlerin yıkılması ve hatta savaşların patlak vermesi gibi korkunç sonuçları olabileceği uyarısında bulundu.
ÇATIŞMALAR YAYILIYOR
Foreign Policy, “çatışmalarda ölenler azalıyor” diyor ancak bugün dünyanın 33 ayrı bölgesinde sıcak çatışma ve can kayıpları yaşanıyor. Uluslararası Çatışma Araştırmaları Enstitüsü, 2003 yılında yayınladığı Çatışma Barometresi verilerine göre; o dönemde dünyada 80 çatışma alanın bulunduğunu ve bunlardan 35’inde yüksek ölçüde şiddet kullanıldığına işaret etti. Kuruluş 2009 yılında yayınladığı son raporda ise, dünya genelinde 365 çatışma tespit ederek, bunlardan 7’sinin savaş, 24’nün ağır krizler, 31’nin de yüksek oranda şiddet olduğu tespitini yaptı.
Merkezi İngiltere’de bulunan Oxfam isimli kuruluşun yayınladığı son verilere göre; dünyada yaşanan çatışma ve savaşlar nedeniyle her gün ortalama 2 binden fazla kişi hayatını kaybediyor. Yani, geçen her dakika birden fazla insan silahlı şiddet yüzünden ölüyor. Araştırmaya göre, ölenlerin ve hayatını kaybedenlerin çoğu, çatışmanın tarafı olmayan sivil insanlardan oluşuyor. Araştırmaya göre, 2006 yılından bu yana 2 milyon 100 bin dolayında kişi doğrudan ya da dolaylı olarak silahlı şiddet sonucu öldü.
Somali’de ise, 1990’ların ortalarından bu yana bir merkezi hükümetin devrilmesinden hemen sonra başlayan çatışmalar ve iç karışıklık bitmiş değil. Ülkenin bir bölümü isyancı grupların elinde iken, yaşanan çatışmalarda yüzlerce insan hayatını kaybetti ve etmeye devam ediyor. 1.5 milyonun üzerinde insan göç etmek zorunda kaldı. Asya’nın en uzun savaşlarına ev sahipliği yapan Filipinler de ise, 40 yılda 40 binden fazla insan öldü. Balkanlarda, Gürcistan, Çeçenistan, Osetya bölgeleri halen çatışma halinde. Nepal, Peru, Kolombiya, Özbekistan ve benzeri çok sayıda coğrafi mekanda halen sıcak çatışma alanları. (DIŞ HABERLER)

FİLİSTİN, IRAK VE AFGANİSTAN MUTLU MU?

Yaklaşık 3 bin kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarının ardından 7 Ekim 2001’de ABD ve İngiltere tarafından işgal edilen Afganistan’da 18 binin üzerinde Afganistanlı hayatını kaybetti. 2 bin işgal askeri hayatını kaybederken 15 bin asker yaralandı.
20 Mart 2003’de başlayan ve hâlâ fiili olarak devam eden Irak işgalinde 30 binden fazla Iraklı hayatını kaybetti, yaklaşık 20 bin Iraklı tutuklandı, 11 bin Iraklı polis ve asker öldü. Bu süre içerisinde ABD 4 binden fazla, İngiltere 178, diğer ülkeler ise 138 kayıp verdi. Irak’ta tüm şiddet olaylarında ölenlerin sayısı ise 1 milyonu geçti.
2008’in son günlerinde İsrail’in Gazze Saldırısı’nda, bin 600’e yakın Filistinli hayatını kaybetti. 4 bin 500’den fazlası yaralandı.

Evrensel'i Takip Et