20 Eylül 2010 00:00
Türkiyeyi Milli Türk Talebe Birliği yönetiyor
DİĞER HABERLER
BM Genel Kurulu Toplantılarına katılmak üzere üç bakanla ABDye giderken, uçakta gazetecilerle sohbet eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 12 Eylül döneminde gözaltına alındığını ve gözleri bağlı olarak sorgulandığını anlattı. Milli Türk Talebi Birliğinin önde gelenlerinden biri olduğu için gözaltına alındığını belirten Gül, işkence görmediğini söyledi. Turancı bir kimlikle kurulan ve Vatandaş Türkçe Konuş kampanyasına da imza atan örgüt, soğuk savaş dönemi boyunca ABDnin komünizmle mücadele politikasıyla uyumlu hareket ediyordu. Cumhurbaşkanı Gülün yanı sıra, bugünkü Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın da yolu aynı örgütten geçti.
GEÇMİŞ YARGILANMASIN MI?
Gül, anayasa referandumu ardından 12 Eylül 1980 darbesinde yaşadıklarını anlatırken, Geçmişin yargılanmasından çok, geleceğe bakmak gerektiğini de söyledi. İktidarın 12 Eylül ile ve darbecilerle hesaplaşmak adına halktan oy istediği referandum sonrası, anaya değişikliklerine yüzde 58 oranında evet çıkmasının ardından pek çok kurum 12 Eylül cuntasının lideri Kenan Evren ve darbecilerden hayatta olanların yargılanması için savcılıklara suç duyurusunda bulunmuştu. Gülün, Geçmişin yargılanmasından çok, geleceğe bakmak gerektiği yönündeki açıklaması, savcılıklara 12 Eylül darbecileri hakkında yapılan suç duyurularının gündemde olduğu bir döneme denk gelmesi, yargıya siyasi müdahale sayılabilecek bir tabloyu da oluşturdu.
MTTBDEN ALINDIM
Gazeteci Derya Sazakın uçakta Gül ile yaptığı ve dün Milliyet gazetesinde yer alan söyleşiden bazı bölümler şöyle:
12 Eylül askeri darbesinde neler yaşadınız?
Kayseride evlendik, bir hafta sonra İstanbula geldik. Darbeden habersiz Sahrayıcedit Camiine Cuma namazına gittim. Baktım, bir anormallik var. İhtilal oldu dediler, Ne ihtilali? Sağ mı sol mu diye sordum. Öğrencilik yıllarından bilinen insanız, bizimle ne ilgisi olabilir, diye düşündüm. Evi yeni tutmuşum, nasıl olsa kimse bilmez diye rahatım. Cumartesi sabahı erken saatte zil çaldı, kapıyı açtım, bir üsteğmen, elinde liste var, Gözaltına alacağız dedi. Hayrünnisa hanıma söyledim, çok şaşırdı. Üsteğmene bir kahve, misafirimiz dedim. Telefon yok, kimseye haber veremiyorum. Dışarı çıkınca Kayseriye telefon açtım, Beni götürüyorlar dedim. Ciple Metrise götürdüler. Bir koşuğa koydular. Tek başınaydım. İşkence görmedim ama gözlerim bağlı sorgulandım.
Metristen 10 gün sonra Gayrettepeye götürdüler. İki gece kaldım. Oradan Adapazarına, Sakarya Üniversitesinde çalışıyor görünüyordum. Milli Türk Talebe Birliğinin önde gelenlerindendim. O yüzden alınmışım.
Nasıl bırakıldınız?
Toplam bir ay içeride kaldım. Bir dosya hazırlandı ama bana yönelttikleri bir suç yoktu. Kardeşim Macit çok daha ağır şartlarda içeride kaldı, işkence gördü.
Bugün neler hissediyorsunuz?
Üzerinden çok zaman geçti. Daha başka acılar yaşandı; 60 var, 71 var, 80 sonrası farklı acılar var yaşanan... Siyasi tarihten herkesin ders alması gerekir. Ancak geriye takılıp kalmamak lazım. Bugün AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış Türkiyeden bahsediyoruz. Geçen gün Tarabyada bir polis merkezini ziyaret ettim. Tertemiz, her yerde kamera, işkenceye sıfır tolerans.
ABD ve AB İnsan Hakları raporlarında Türkiyede yine ihlallerde artış olduğundan söz ediliyor.
Mükemmel bir haldeyiz demiyorum. Önemli mesafeler almış, eskiyle mukayese edilmeyecek bir Türkiye var bugün. Her fırsatta söylüyorum, reform süreci devam etmeli. İnsan hakları ihlalleri varsa bunları görmezden gelmek doğru değil...
ÖZERKLİK TALEBİ MASUM DEĞİL
BDPnin demokratik özerklik talebine ne diyorsunuz?
Bunların hepsi çok yanlış. Zihin bulandırıcı. Güven azaltıcı. Ayrıştırıcı düşünce tarzları. Masum değil. Kurgusu var, arka planı var. Hiçbirini doğru bulmuyorum. Ademi merkeziyetçilik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olabilir. Bunlar ayrı konular. Yerel yönetimler reformu çerçevesinde bakmak gerekir.
Demokratik açılımın sonunda PKKya silah bıraktırmak hedef alınmıyor muydu? Şimdi yeniden çatışmalı döneme mi girilecek?
Türkiye silahlı terörle mücadelede asla taviz vermez. Hiçbir hükümet vermez. Devletin gücü hiçbir terör örgütüne karşı yenilmez.
(HABER MERKEZİ)
MTTB: TÜRKÇÜLÜK, İSLAMCILIK VE ANTİKOMÜNİZM
Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) 14 Aralık 1916 yılından Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı içersinde iken Dar-ül Fünun (üniversite) gençliğini bir araya getirmek amacı ve Türkçü bir düşünce ile İttihat ve Terakki Fırkası tarafından kuruldu. Millî Mücadele döneminde sessizliğe bürünse de cumhuriyetin ilk yıllarında yeniden aktif olmuştur. Birlik 1936 yılında Hatayın ilhakını destek mitingi nedeniyle kapatıldı.
Millî Türk Talebe Birliğinin ilk kuruluşunu Devlet-i Âlinin son dönemlerinde, İttihat ve Terakki tarafından gerçekleştirdi. İttihat Terakki bu dönemde Pan Türkist bir düşünce hareketi geliştirdi. Bu amaçla kurulan teşkilatlardan birisi de Milli Türk Talebe Birliği idi.
Bu dönemde MTTB resmî ideoloji ile ortak tavır izlemiştir. Bu dönemin ilk yıllarında MTTB aktif bir teşkilat değildir. MTTB bu dönem içerisinde etkinliklerini genelde Türk Ocakları ile işbirliği içinde yürütmüştür. Bu dönemde Birlik adlı bir dergi çıkarılmıştır. MTTB bu dönemde Turancı çizgide yer almıştır. Vatandaş Türkçe Konuş kampanyası bu dönemin önemli faaliyetlerindendir.
Daha sonraki yıllarda Demokrat Parti döneminde çeşitli bakanlıklar yapan ve Yassıada mahkemelerinde yargılanan İTÜ Yüksek Mühendislik Okulu talebesi Tevfik İleri bu dönemde MTTB genel başkanlığı görevini yürütmüştür.
Bu dönemde Türkiyenin önemli sorunlarından biride Hatay sorunudur. Bu nedenle MTTB Hatayın Türkiyeye ilhakını desteklemek amacıyla bir miting organize etmek istediyse de, bu isteği reddedildi. Buna rağmen Birlik programından vazgeçmedi ve mitingi düzenledi. İzinsiz yapılan bu miting dolayısıyla İçişleri Bakanlığının yazılı emri ile 22 Kasım 1936 tarihinde Millî Türk Talebe Birliği kapatıldı.
MTTB 1946 yılında Edebiyat Derneği Başkanı Reha Köseoğlu, Hukuk Derneği Başkanı Tahsin Atakan, Tıp Derneği Başkanı Rehai İslam tarafından, merkezi İstanbulda olmak üzere, Türk Talebe Birliği adıyla tekrar kuruldu.
Bu tarihten 1980e kadar pek çok farkı görüşleri içerisinde barındıran bir öğrenci hareketi olan MTTB, bu dönemde ABDnin Soğuk Savaş politikalarının bir ürünü olan Komünizmle Mücadele konseptine uygun hareket ediyordu. Siyasi içerikli derneklerin genel olarak kapatıldığı 12 Eylül Darbesinin ardından kapatılan MTTB, 27 Mart 2008 tarihinde Talebe Birliği Federasyonu olarak yeniden kuruldu.
DEVLETİN YOLU, MTTBDEN GEÇMİŞ
Milli Türk Talebe Birliğine üye olan isimlerden bazılarına bile bakıldığında, Devletin yolu MTTBden geçmiş demek mümkün: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür Eski Bakanı İsmail Kahraman, İçişleri Eski Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli Eğitim Eski Bakanı Hüseyin Çelik.
Evrensel'i Takip Et