07 Ekim 2010 00:00

Okullarda harem-selamlık mı?

Milli Eğitim Şurası’nın Ege Bölge Çalıştayı’na sunulan İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü raporunda ortaöğretime erişimde yaşanan sorunları ...

Paylaş

Milli Eğitim Şurası’nın Ege Bölge Çalıştayı’na sunulan İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü raporunda ortaöğretime erişimde yaşanan sorunları gidermede kız ve erkek okullarının belirli bölgelerde ayrı ayrı planlanması önerisi yapıldı. İl Milli Eğitim Müdürü Ragıp Üye raporu kız öğrencilerin okula erişiminde yeni bir alternatif çözüm önerisi olarak savundu. Normalde basına yansıyan bu haber üzerine milli eğitimde ki gericileşme, eğitim öğretimin aldığı boyut, AKP’nin kadrolaşmasına dikkat çeken birkaç makale yazılıp geçiştirilir, olay da unutulurdu. Fakat aynı zamanda kadın olan M. E. Bakanı Nimet Çubukçu da kız ve erkek çocuklarının ayrı okullarda okuma önerisine prensipte ‘evet’ deyince sorunun boyutu değişti.
Nimet Çubukçu ayrı okullaşmayı şöyle savundu: “Bunun savunulabilir bir görüş olduğunu ben söylüyorum. Özellikle belli bölgelerde ortaöğretimde kız çocuklarının okullaşmasının teşvik edilmesi konusunda önemli buluyorum.” Bu öneride sorunun nedenlerinin göz ardı edildiğinden hareketle söyleyene değil, söyletene bakmak gerekir aslında ama yine biz önce soruna ve nedenlerine bakalım. Bu anlayışın temelinde AKP’nin genel ideolojisini ve kadına bakış açısını görmek mümkündür. Cemaat kültüründeki yüzlerce yıllık harem-selamlık anlayışı yeniden tüm topluma kamusal olanak ve yetkiler kullanılarak yayılmaya çalışılıyor. Otobüsler, parklar, düğünler, toplantılar vb. derken toplumsal ilişkiler gerici temelde yeniden yapılandırılmak isteniyor. Ne gariptir ki şiddete uğrayan kadınlara, tecavüz edilen çocuklara sahip çıkmayan sayın bakan kız çocuklarının okullaşmasını savunuyor gibi görünüyor. AKP Hükümetinin niyetini ve hedefini biliyoruz. Olay sadece fırsatçı bir müdürün referandum öncesi pas atması bakanında bunu değerlendirmesi değil; sorunun toplumsal, sosyal, kültürel ve de pedagojik boyutu vardır. Kız ve erkek çocuklarının ayrı okullarda okuması, kız çocuklarının okullaşma oranının artıramaz. Aksine yeni sosyal sorunların oluşmasına neden olur. Cumhuriyet tarihi boyunca en çok da AKP hükümetleri döneminde on binlerce kız öğrenci eğitim-öğretimin dışına itilerek en temel insan hakkı olan eğitim hakkından mahrum kalmıştır. Özellikle AKP hükümetleri döneminde ilköğretim birinci sınıfa kaydolan kız öğrenci sayısı ile sekizinci sınıftan mezun olan kız öğrenci sayısı arasında büyük farklar olduğu bilinmektedir. Okulu terk 5 ve 6. sınıflarda yoğunlaşmasına rağmen özellikle son yıllarda 4 ve 3. sınıflara kadar indiği de gözlenmektedir. MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı verilerine göre 1998-1999 eğitim öğretim yılında 1. sınıfa kaydolan 600 bin kız çocuğundan 2005-2006 eğitim öğretim yılında 8. sınıftan mezun olanın sayısı 520 bin. Görüldüğü gibi sekiz yıllık eğitim-öğretim süresi içinde 80 bin kız öğrenci okulu terk etmiştir-ettirilmiştir.
Kız çocuklarının eğitim-öğretimden mahrum kalmaları sorunu özellikle doğu ve güneydoğu da yoğunlaşmaktadır. Bunun sebebini de halen Kürt sorununun demokratik ve halkçı bir şekilde çözülemeyişinde aramak gerekir. Bir yandan Kürt sorununu çözmek yerine bölgedeki gericilikle ittifak kurarken bir yandan da kız çocuklarının okullaşmasını savunmak samimiyetten uzaktır. Gerici AKP zihniyeti her gün ve yeniden kız çocuklarının okula gönderilmesini engelleyen düşünceler ve dinsel inanışlar üretmektedir. AKP Hükümeti her konuda olduğu gibi bu konuda da sorunu çözmek şöyle dursun aslında bu sorunu derinleştirmektedir. Kız çocuklarının okullaşması önündeki engellerin nedenlerini doğru tespit edip, bilimsel düşüncelerden ve farklı ülkelerdeki örnek uygulamalardan yararlanarak sorun çözülür.
Şimdi soruna gelecek olursak kız çocuklarının okulu terk etmelerinin ekonomik, sosyal, kültürel ve ailesel nedenleri vardır. Bu bizde ve bütün dünyada böyledir. Okulu terk eden çocuklarının neden olarak yüzde 38’i ekonomik nedenlerden, yüzde 20’si çalışmak zorunda olduğu, küçük kardeşine bakmak zorunda olduğu için, yüzde 23’ü ailesi istemediği için okulu bıraktığını ifade etmiştir. Görüldüğü gibi en büyük neden yoksulluk, ekonomik yetmezlik. Kapitalist krizin emekçilere fatura edildiği, on binlerce iş yerinin kapatıldığı, milyonlarca işçinin işten atıldığı, yoksul Kürt halkının göçe zorlandığı, eğitimin paralı hale getirildiği günümüzde kız çocuklarının okuldan ayrılmasının nedenlerini çok da fazla farklı yerlerde aramamak gerekir.
Dünyada, kız çocuklarının okullaşma sorununa bilimsel yaklaşan, çözüm üreten ülke örnekleri vardır. Bunların hiç birinde çözüm ayrı okullarda aranmamıştır. Bangladeş, Kolombiya, Mısır örnekleri vardır. Bu ülkelerde çözüm öncelikle yoksulluğun azaltılması olarak elle alınmıştır. Yeni okul modeli, yerel halkın eğitim-öğretim sürecine katılımı, okullarda uygulanan öğretim programlarıyla kız çocuklarının okullu olmasında önemli yol alınmıştır.
Kuşkusuz sorun, (Önemli etken olsa da) sadece yoksullukla açıklanamaz. Muhafazakar erkek egemen yapının da etkisi yadsınamaz. Bu feodal yapıda siyasi iktidar tarafından her gün yeniden üretilmektedir. Asıl sorunu siyasi iktidarın kadına bakış açısında aramak gerekir. Başbakanın “Üç çocuk yapın” söylemi kadınları istihdamdan alıkoyan bir dünya görüşünün açılımıdır. Kadını annelik, eş ve mutfakla özdeşleştiren bu anlayış eğitimde fırsat eşitliğinin, cinsiyetçi eğitimin kaldırılmasının önünü açamaz. Bu anlamda cinsiyetler arası eşitsizliği körükleyen AKP Hükümetinin rolünü sorgulamadan soruna bilimsel çözüm önerileri getirilemez. Feodal, gelenekçi, ataerkil yapı; kız çocuklarının okutulmamasına ilişkin önyargılar, dini faktörler hükümet tarafından beslenmektedir.
Kız çocuklarının da eğitim-öğretim hakkından eşit, özgür yararlanacağı, toplumsal eşitliğin sağlanacağı toplum mümkündür; ancak öncelikle AKP Hükümetinden ve bu zihniyetteki bakan, milli eğitim politikalarından kurtulmak için örgütlü mücadeleyi yükseltmek gerekir.
NEBAT BUKREK Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı
ÖNCEKİ HABER

Bir imamımız eksikti!

SONRAKİ HABER

AVRUPA GERÇEĞİ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...