08 Ekim 2010 00:00

GERÇEK

KESK, zor bir mücadele sürecinden geçerek bugüne geldi. Ve bu zorlukları kendi içindeki birlik ve bütünlüğünü koruyarak aşabildi

Paylaş

KESK, zor bir mücadele sürecinden geçerek bugüne geldi. Ve bu zorlukları kendi içindeki birlik ve bütünlüğünü koruyarak aşabildi. Bunda zaafa düşüldüğünde; özellikle KESK içindeki başlıca grupların arasında grupçuluk, siyasi görüş ayrılığı vb. konusunda rekabete girildiğinde, üye kaybından toplum indinde itibar yitimine kadar önemli kayıplarla karşı karşıya kalındı.
Bugün KESK ve bağlı sendikalar, öteki emek örgütleri ve sendikalar gibi çok zor bir dönemden geçecektir. Daha doğrusu bu örgütler, her geçen gün daha da zorlaşacak bir sürece girmiş bulunmaktadırlar.

EMEK MÜCADELESİ DAHA ZOR BİR
DÖNEME
GİRMİŞTİR
1) AKP Hükümeti ve sermaye güçleri, kendi aralarındaki çelişmeleri çözdükçe, anayasa ve öteki sorunlarda az çok nefes alır duruma geldikçe, emekçilere, onların haklarına yönelik saldırıyı da artıracaktır. Bu güçler; Ekonomik Sosyal Konsey, kamu emekçileri grevi yasağını anayasaya geçirme, bir işçinin birden çok sendikaya üye olmasının önünün açılması, sendikaların kendi aralarında rekabete girmesi yanı sıra her geçen gün zayıflayıp etkisizleşmesi, ... gibi imkanlardan da yararlanarak; genel olarak emekçileri, özel olarak da kamu emekçilerini bölmek ve örgütlerini tasfiye etmek için ellerinden geleni yapacaklardır.
2) AKP ve arkasındaki güçler; sendikalara müdahaleyi, kendi “arka bahçesi” olan konfederasyonlar üstünden derinleştirecek, konfederasyonlar arasındaki rekabeti kışkırtarak ve iki sendikaya birden üye olma imkanını da kullanarak, az çok örgütlü işyerlerinde de sendikal rekabeti kışkırtıp sendikalaşma ve toplusözleşme süreçlerini tıkmamayı amaçlayacaktır. Böylece sendikaları bölmeyi ve emek mücadelesinin tümüyle etkisizleşmesini amaçlayacaklardır. Bunun belirtileri vardır.
DEMOKRASİ
MÜCADELESİNE
MÜDAHALE İÇİN DE KESK ÇOK ÖNEMLİ
3) Kürt sorununun çözümünde süreç çok sıkışmıştır ve emekçi hakları ve özgürlüklerle birlikte “Yeni bir anayasa yapılması” artık sıcak gündemin başlıca konularıdır ve bu sıcak gündem “genel seçim” ve arkasından kurulacak yeni bir burjuva hükümetiyle emek cephesinin her alanda hesaplaşması gündeme gelecektir. Bütün bu konularda, emek örgütleri ve sendikaların nasıl tutum alacağı çok önemlidir. Referandum sürecinde KESK’in nasıl etkisiz kaldığını ve bunun emek cephesi için ne büyük eksik olduğunu gördük. KESK’in böyle; Anayasa tartışmaları ve Kürt sorununun çözümü gibi en önemli siyasi sorunlarla emek mücadelesinin son derce önemli olacağı bir dönemde sürece doğru, etkili ve kararlı bir biçimde müdahalesinin sendikal hareket ve demokrasi mücadelesi açısından önemi tartışılmazdır.

KESK YENİ BİR
MEVZİYE GİRMELİ
Yukarıda kısaca ifade edilen konular bile KESK’in nasıl bir mevziye girmesi gerektiğini göstermektedir.
Açıktır ki; bu zor koşulları göğüslemesinin koşulu ise,
1) KESK’in kuruluşundan beri, doğruları ve yanlışıyla KESK’teki gidişatı belirleyen sendikal akımların; KESK’in üye tabanının genişletilmesi; diğer sendikalar karşısında ve kamu emekçiler sendikaları içinde çoğunluğu temsil eder bir seviyeye getirilmeyi,
2) Sendikalarda aşağıdan yukarı doğru, yönetimlerin belirlenmesinde; tabandaki ağırlığın dikkate alınması, şu ya da bu gurubun en kârlı çıkacağı değil, yönetimlerin tabanının istek ve ihtiyaçları, sendikanın birlik ve bütünlüğünü sağlamayı esas alan bir bileşimle oluşturulması için (Bu konuda son BES seçimleri kötü bir örnek oluşturmaktadır) herkesin elinden geleni yapmayı,

ETKİN, BİRLEŞMİŞ, HESAP VERMEYİ
BİLEN SENDİKALAR OLMAK
3) Gerek emek mücadelesi gerekse demokrasi mücadelesine KESK’in ve bağlı sendikaların etkin bir biçimde müdahalesi için bütün bu sorunları KESK’in tabanda tartıştıran ve sendikaların mücadeleye müdahalesini aşağıdan yukarı kararlara dönüştüren, sendikal ya da siyasi her konuyu yığınların önünde açıkça tartışmak, bu tartışmayı yığınların birleştirilmesinin bir vesilesi yapmayı amaç edinen bir demokrasi anlayışıyla hareket etmeyi,
4) KESK’in kuruluşundan beri gidişatı belirleyen bu üç başlıca sendikal akımın aralarında, kısa gün kârcılığına, ayak oyunlarına, grupçuluğa, yersiz rekabete prim vermeyen bir birlik ve mücadele çizgisini benimsemeyi, açıklık, dürüstlük, işçi ve emekçi mücadelesine bağlılığı, emekçilere hesap vermeyi her tür bağlılığın önüne koyan bir ahlakla davranmayı ilan etmelerinden geçmektedir.
Ve elbette sadece ilan etme de değil, bu sözde durma konusunda da her sendikal akımın tam kararlılık göstermesi gerekmektedir.

KESK’TEKİ
SENDİKAL
AKIMLARIN
SORUMLULUĞU
Aksi halde KESK’i ve kamu emekçilerinin sendikal mücadelesini bekleyen daha etkisizleşeme, daha çok parçalanmadır. Bu genel olarak emek cephesi için de büyük bir sorun anlamına gelecektir.
Ancak bugün tersine; KESK ve bağlı sendikaların yeni bir hamleyle ayağa kalmasının imkanları çok daha fazladır. Tersine eğer KESK, bu zor dönemde geçmiş mücadelesinden ders çıkarmayı başarır, yukarıda ana çerçevesi çizilmeye çalışılan doğrultuda hareket eder mücadeleci bir sendikal merkez olduğunu gösterebilirse; dün KESK’ten uzaklaşan kesimler de dahil kamu emekçileri KESK’in saflarında birleşecektir. Bu aynı zamanda KESK’in emek mücadelesinin en önünde yürüyen sendikası olması imkanını da sınırsız biçimde genişletecektir.
Sözü edilen dönüşümün başarılmasında, KESK’teki sendikal akımların sorumluluğu elbette belirleyicidir ve başarısızlık halinde de hesabını bunu engelleyenler verecektir.
İ. Sabri Durmaz
ÖNCEKİ HABER

‘Utanç davası’nda 5 tahliye daha

SONRAKİ HABER

Sağlıkçılardan angaryaya tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...