10 Ekim 2010 00:00
SADEDE GELELİM
7 Ekim 2001de ABD Afganistanı bombalamaya başladı. Afganistanda NATO devletleri önderliğinde Birleşmiş Milletler üyesi 40 küsur devlet bu dokuz yıl zarfında işgal kuvvetlerine asker verdi.
7 Ekim 2001de ABD Afganistanı bombalamaya başladı. Afganistanda NATO devletleri önderliğinde Birleşmiş Milletler üyesi 40 küsur devlet bu dokuz yıl zarfında işgal kuvvetlerine asker verdi. Kimi ülke 3-5 asker, kimsi birkaç yüz, kimisi birkaç bin. İşgal kuvvetlerinin yüzde 65i ABDye aittir. Dokuz yıl geçti; işgal kuvvetleri Afganistanda çıkmazdadır.
Yakınlarda bir ABD uçağı Afganistan-Pakistan sınırında Taliban kuvvetlerini bombalayayım derken Pakistanlı askerleri vurdu. Şimdiye kadar (Pakistan halkı ile birlikte) Pakistan istihbarat teşkilatının gizliden gizliye Talibana sempati duyduğu, hatta desteklediği biliniyordu. Bombalama olayı üzerine ABDnin müttefik bildiği Pakistan ordusu da Pakistandan Afganistandaki NATO kuvvetlerine malzeme taşıyan konvoylara saldırdı.
Afganistanın Devlet Başkanı Karzai, Talibanla ulusal bir uzlaşmaya ulaşmak için çalışmaktadır. (Devlet başkanını tırnak içinde yazmak lazım çünkü başkent dışında adamın sözü geçmiyor.) Yakınlarda Afganistanda işgal altında ikinci defa meclis seçimi yapıldı. Meclise yeniden mütegallibeler ve hempaları seçildi. Mütegallibelerden her birinin kendi silahlı gücü var; uyuşturucu ticareti yapan, haraç kesen, eli kanlı zalim tipler. İddiaya göre meclise seçilenlerden birçoğu yolunu bularak Dubaide villa sahibi oluyor.
Taliban yenilmemekte, bilakis güçlenmektedir. Obama Afganistandaki ABD kuvvetlerini yenilmiş görüntüsü vermeden çekmek için çare arıyor. NATO askerleri Afganistanda kentlerde çocuklara horoz şekeri dağıtırken CIAya bağlı gizli örgütler Karzainin düşmanlarını itlaf etmeğe çalışmaktadır.
Türkiye neden Afganistanda 1700 küsur asker bulunduruyor? ABD ve diğer merkez devletlerinin Afganistanı işgal etmekteki amacı bellidir: Orta Asyadan Hint Okyanusuna emniyetli bir petrol, doğal gaz taşıma hattı ve ticaret yolu açmak istemektedir. Kazakistandan, Türkmenistandan vs. Hint Okyanusuna güzergah, Afganistan ile Pakistandan geçmektedir. ABD ve Avrupalı müttefikleri, kendilerine boyun eğmeyen Taliban rejimini yıkıp yerine istikrarlı, ülkeyi onların isteğine göre yönetecek, her türlü yabancı yatırıma izin verecek dost bir rejim kurmak için ülkeyi işgal etti. Peki bundan Türkiyeye ne ?
Önce Türkiyeyi ve Afganistanı dünya devletler hiyerarşisi içinde yerine koymak gerek. Türkiye dünya sisteminde bir yarı çevre ülkesidir. Yarı çevre ülkeleri dünyadaki hiyerarşik devlet ve sınıf sisteminin istikrarına hizmet etmektedir. Afganistan ve Pakistan ise çevre ülkeleridir. Çevre ülkeleri dünyada halkı en yoksul, en çok sömürülen ülke grubudur. Burjuva siyasetçileri, yarı çevre ülkeleri çevre halklarına başarılı kalkınma örneği diye göstererek Siz de bunlar gibi olabilirsiniz ümidini vermekte kullanmaktadır.
Yarı çevre ülkelerin dünya devletleri içinde bir işlev daha görmektedir. Yarı çevre devletleri, çevre ülke halklarının merkez ülke devletlerinin tahakkümü, sömürüsü ve zulmü karşısında duyduğu öfkeyi, infiali hafifletmeğe, hedefinden saptırmağa yaramaktadır. Türkiye devleti, Müslüman bir toplumun devleti olarak Afganistanda NATO işgaline katılmakla işgal kuvvetlerine Müslüman toplumların da dahil olduğu uluslararası bir görüntü vermeye, dünya halklarının bu işgali sorgulamasının önünü almaya hizmet etmiş olmaktadır.
Yarı çevre ülkelerinin dünya sistemindeki siyasî işlevi, sınıflı toplumlarda orta sınıfın işlevine benzetilebilir. Hiyerarşili örgütlerde orta düzey idarecilerin işlevine de benzetilebilir. Sınıflı toplumlarda egemen sınıflar orta sınıfı düzenin mağdurlarını idare etmekte kullanır. Orta sınıf mensupları egemen sınıfa intisap etme ümidi içinde yaşarken, düzen yoksul emekçilerde orta sınıfa geçme ümidini körükler.
Hiyerarşik örgütlerde de üst mevkilerde olanlar orta düzeydeki idarecileri örgütün tabanındaki çalışanları idare etmekte kullanır. İş yerlerinde ve kamu sektöründeki orta kademe görevliler, düşük rütbeli yöneticiler, küçük sosyal birimlerin başındaki insanlar, konumları gereği egemenlerin zulüm emirlerini yerine getirir, tepkileri kendi üzerlerine çekerek saptırır; öte yandan, mağdur olanlara bu konumlara gelerek kurtulma ümidi verir.
Dünya ülkeler hiyerarşisinde yarı çevre devletlerin görevi bunlara benzetilebilir.
NATOnun İnternet sitesinde bir video filminde Afganistandaki toplamı 2 bini geçen Türk asker ve sivilin, NATO işgal teşkilatını hoş göstermek için yerine getirdiği askeri eğitim, sivil öğretim ve sağlık hizmetlerini övgüyle anlatılmaktadır. Videoda bir Afganlı kadın, Afgan halkının Türk askerlerini Müslüman oldukları için yabancı saymadıklarını anlatmaktadır. Gazetelere göre 7 Ekimde (Savaşın 9. yıldönümüne rastlıyor) NATO Genel Sekreteri Rasmussen Başbakan Erdoğanı ziyaret ederek Afganistanda Türkiyenin NATOya katkısından ötürü teşekkür etmiş. Sayın Başbakanın ne cevap verdiğini yazmıyorlar. Teşekküre verilecek en münasip cevap: Rica ederim, vazifemiz! olurdu.
CEM SOMEL