11 Ekim 2010 01:00

TEKİRDAĞ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklular Kürtçe mektup yazdı ve taahhütlü olarak göndermek için Mektup Okuma Komisyonu’na teslim etti. Cezaevi Disiplin Kurulu ‘Türkçe dışında bir dille yazıldığı’ için mektupları gönderebilmek için 4 sayfalık mektubun her sayfası için 40 TL ücret istedi. Bu ücret verilmediği taktirde ise mektupların tutukluların tahliyesine kadar muhafaza edilip ondan sonra teslim edilmesine karar verildi. AKP’nin ‘Kürtçe’nin artık cezaevlerinde serbest olduğu’ yönündeki propagandasına rağmen cezaevlerinde ‘Ne kadar para o kadar Kürtçe’ dönemi de başlamış oldu.
Başbakan Erdoğan’ın sık sık Kürtçe’nin üzerindeki baskıların kalktığını propaganda ettiği biliniyor. Ancak yaşananlar bunu doğrulamıyor. Anadil konusunda hükümetin baskıcı ve yok sayan tutumu cezaevlerinde de sürüyor. Geçtiğimiz günlerde anadilde eğitim talebine ilişkin ‘Kimse bizden anadilde eğitim beklemesin’ diyen, ancak Almanya ziyaretinde, Başbakan Angela Merkel’den Almanya’daki Türkler için anadilde eğitim olanağı tanınmasını isteyen ve her insan için anadilin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapan Başbakan’ın bu son gelişmeye ilişkin ne diyeceği merak konusu.
MEKTUPLARA EL KONDU
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nden Cüneyt Yeşilyurt Cezaevi Disiplin Kurulu’nun aldığı karar ile birlikte bir mektup gönderdi. Yeşilyurt, 24 Temmuz 2009’da kardeşi Selçuk Yeşilyurt’a göndermek üzere Kürtçe bir mektup yazdığını ve taahhütlü gönderilmesi yönünde Cezaevi Mektup Okuma Komisyonuna teslim ettiğini aktardı. Ancak mektupların Kürtçe olduğunun bilinmesine rağmen dilin ismi dahi belirtilmeden ‘Türkçe dışında bir dille yazılmış’ denilerek sakıncalı bulunup Cezaevi Disiplin Kurulu’na verildiğini kaydeden Yeşilyurt, “Cezaevi Disiplin Kurulu yazdığım 4 sayfalık mektubun çeviri ücretinin benim karşılamam şartıyla Türkçe’ye çevrilmesi halinde yollanabileceğini aktardı. 4 sayfalık mektup için ise benden sayfa başı 40 TL para istedi” dedi. Yeşilyurt aynı şekilde tutuklular Necdet Öztekin ve Cemil Akın’ın da göndermek istediği Kürtçe mektuplara da aynı gerekçe ile el konulduğunu söyledi.
PARAN VARSA ANADİLİ KULLANIRSIN
Kürtçe’nin yeni bir rant alanına dönüştüğünü kaydeden Yeşilyurt, “Paran varsa anadilini kullanabilirsin, yoksa kullanamazsın. Cezaevlerinde Kürtçe’yle ilgili kimi sıkıntılar vardı. Onları da hallettik diyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kürt sorunu ile ilgili sarf ettiği ‘iyi şeyler olacak’ sözleri, maalesef cezaevlerine de ‘kötü şeyler’ olarak dönmektedir” dedi. Yeşilyurt’un mektupların gönderilmesi yönünde yaptığı başvuruya Adalete Bakanlığı Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın verdiği cevap ise tam bir skandal niteliğinde. Yasağın gerekli maddelerini anlatan cevabın karar bölümünde “Gönderilmek istenen taahhütlü mektuplara el konulmasına, gönderilmek istenen taahhütlü mektupların tercüme giderini kendi imkanları ile karşılayacağının ilgililere bildirilmesine, karara itiraz edilmemesi ve itirazların Tekirdağ İnfaz Hakimliği ve Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddi halinde de 3 adet taahhütlü mektubun Ceza İnfaz Kurumumuzda muhafaza edilerek tutukluların tahliyesinde kendilerine verilmesine” diyor.
(İstanbul/DİHA)

Evrensel'i Takip Et