15 Ekim 2010 00:00

BU BAKANLAR NEYE BAKAR?

AKP’li bakanların kendi sorumluluklarında olan alanlarla ilgili yaptığı açıklamalar komediye dönüştü.

Paylaş

AKP’li bakanların kendi sorumluluklarında olan alanlarla ilgili yaptığı açıklamalar komediye dönüştü. Bakanlar gerçeklere gözlerin ikapayarak, yaşanan sorunların sorumluluğunu almamakta ısrar ediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu... Üçü de AKP Hükümeti’nin bakanları. Son iki günde yaptıkları açıklamalara bakıldığında, bakmakla yükümlü oldukları alanlardaki sorunları, kendi sorumluluklarını gizlemek üzere görmezden geldikleri ya da sorumluluğu başkalarına yükledikleri görülüyor. Bu nedenle de bu bakanlara ‘neye bakarlar’ sorusu gündeme geliyor. Dinçer’in Şili’deki madende aylarca mahsur kalan madencilerin kurtarılmasıyla ilgili sözleri, Eker’in et fiyatlarındaki yükselişin gerekçesini gündeme getirdiği iddialar ve Eroğlu’nun günlerdir bütün dünyanın konuştuğu Tuna nehrine dökülen zehirli atıklarla ilgili söyledikleri, gerçeklerin tersyüz edilmesini yanında sorumlu oldukları alanlarda sorumluluktan kaçma olarak değerlendiriliyor.
‘BİZDE OLSA 3 GÜNDE ÇIKARIRDIK’
Şili’deki maden kazasında mahsur kalan 33 işçinin 69 gün sonra yeryüzüne çıkarılmasını ‘yorumlayan’ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Böyle bir kaza bizde olsaydı, madencilerimizi üç günde çıkarırdık” dedi.
Sky Türk’te yayınlanan bir haber programına katılan Bakan Dinçer, Şili’deki maden kazasını küçümseyerek “Zonguldak’da grizu patlaması ile kazaya uğradık. Şili’de ise göçük oldu. Şayet Zonguldak’da grizu patlaması yerine, göçük olsaydı, işçilerimizden hayatını kaybeden olmayacaktı ve sadece 3 günde çıkaracaktık” dedi. Her yıl ‘iş kazalarında’ ölen onlarca işçiyi unutan, yakın tarihteki Balıkesir, Bursa ve Zonguldak’ta onlarca işçinin ölümüne görmezden gelen, aylar önce ölen işçilerin cesetlerin ebile ulaşılmadığını ‘unutan’ bakan, kendisine haksızlık edildiğini iddia etti. “İşçilerimizi 560 metreden 3 günde çıkarırdık. Biz çok daha iyiyiz. Şimdi siz, madenin bir köşesinde göçük olmuşken öbür tarafta güvenli bir yerde bekleyen insanları görüp ‘Bizde niye böyle değil’ derseniz, bize haksızlık edersiniz” diyerek sözlerini sürdüren Dinçer, Türkiye’deki madenlerde işçilerin güvenle ve aylarca kalabilecekleri mekanlar olduğunu savundu. Daha önce Zonguldak’ta yaşamını yitiren madenciler için ‘Çok güzel öldüler’ diyerek kamuoyunun tepkisini çeken Bakan Dinçer, Şili’deki kurtarma çalışmalarının büyütüldüğünü belirterek şunları söyledi: “Niye o kadar büyütüyoruz Şili’de olup biten hadiseyi? Şöyle örnek vereyim, içeriye indirilen sondajın genişliğiyle, aslında yapılan kafes birbirinden farklıydı, uyumlu değildi. Kafes sondaj deliğinden içeriye giremediği için geciktiler. Çok da basit bir hadiseydi halbuki.”
‘ET FİYATLARI REFAHTAN DOLAYI YÜKSEK’
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise, et fiyatlarının düşmemesini, “Et üretimi arttı ama talep de arttı. Refah ve gelir seviyesinin yükselmesi, krizin de sona ermesiyle birlikte insanların et tüketimi arttı. Fiyatlar o yüzden yükseldi” diye açıkladı. Açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların sayısının arttığını, milyonlarca ailenin evine ayda bir kez bile et girmediğini ve bu durumun kendisinin üyesi olduğu hükümetin politikalarından kaynaklandığını görmezden gelen bakanı et fiyatları ve tüketimine ilişkin veriler yalanlıyor.
Kişi başına gelirle dana etinin kilosuna bakıldığında, geliri ve et tüketimi Türkiye’nin çok üzerinde olan ülkelerde etin kilosunun çok daha ucuz olduğu görülüyor. Örneğin ABD’de 2009 verilerine göre, kişi başı yıllık gelir 46 bin dolar olmasına karşın dana etinin kilosu 8-10 dolar arasında değişiyor. Kişi başı milli geliri 40 bin dolar olan Hollanda’da ise etin kilosu yaklaşık 9-10 dolar aralığında. Buna karşın kişi başına milli geliri 13 bin dolar Türkiye’de dana etinin süpermarket reyonundaki kilo fiyatı 19 dolar. 12.888 dolarla Türkiye’ye yakın milli geliri olan Bulgaristan’da ise dana etinin kilosu 8-10 dolar arasında değişiyor.
Kişi başına et tüketimine ilişkin verilerde de durum farklı değil. Türkiye kişi başına en az et tüketen ülkelerden biri olmayı sürdürüyor. Bakanın ‘varsayımı da’ bu durumu değiştirmiyor.
‘RAHATLIKLA HAMSİ YİYEBİLİRSİNİZ’
Kızıl çamurun Karadeniz’i tehdit etmediğini iddia eden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da, bütün dünyanın gündeminde olan Tuna nehrindeki zehirli atıklarla ilgili ‘sorumluluk dolu’ bir açıklama yaptı. Atıklarla ilgili “Bize gelebilir ama o kadar çok sel yok ki. Bu şartlarda Karadeniz kıyılarında herhangi bir sorun olmayacak” diyen Bakan Eroğlu, bir gazetecinin ‘Bu olay Çernobil sonrası radyasyonlu çay işine dönmesin’ sözleri üzerine, “Bilimsel olarak konuşuyoruz. Olsa çıkar söylerim. Hamsiyi rahatlıkla yiyebilirsiniz. O zehirli maddelerin çoğu yüzde 90’ı çökecek. Merak etmeyin” dedi.
Son bir hatırlatma... aynı bakan bilim insanlarının, halkın apaçık gördüğü Allianoi için ‘bilimsel’ bir değerlendirme yaparak ‘Allianoi diye bir yer yok’ demişti. Bakanın söylediklerinin güvenilir olup olmadığını bundan iyi ne gösterebilir ki! (HABER MERKEZİ)
ÖNCEKİ HABER

AiLELERiN FERYADI

SONRAKİ HABER

HAYATIN İÇİNDEN

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa