21 Ekim 2010 00:00
Önyargıları yıkmak için: Yaşayan Kütüphane
GÜNÜN YAZILARI
ODTÜ öğrencileri, kültürel, mesleki, cinsel kimlikleri ya da sağlık durumları gibi nedenler sonucu önyargılara maruz kalabilen veya toplum tarafından dışlanan insanlara karşı olan önyargıları azaltmak, diyalog ortamı yaratmak ve toplumun barış içerisinde yaşamasına katkı sağlamak amacıyla canlı kitaplardan oluşan Yaşayan Kütüphaneyi kurdu. Kütüphaneye kitap okumaya gidenler önyargılarının bulunduğu konuları bir kitaptan değil, bir insanla sohbet ederek yıkıyor.
Türkiyede en çok ön yargılara maruz kalan konular kitaplara başvurmak yerine canlı tanıklarla giderilmeye çalışılıyor. ODTÜ öğrencilerinin başlattığı bir insan hakkı projesi olan Yaşayan Kütüphane 18-19 Ekimde ODTÜde yaşama geçirilmeye başlandı. Yaşayan Kütüphane fikri ilk olarak Danimarkada gençlik STKsı Şiddeti Durdur (Foreningen Stop Volden) tarafından ortaya çıkmış ve 2000 yılındaki Roskilde Festivalinde gerçekleştirilmişti. Ayrıca 2003ten beri her yıl Avrupa Konseyinin Budapeşte Avrupa Gençlik Merkezi tarafından Sziget Festivalinde düzenleniyor. Türkiyede ilk kez 2007 yılında Toplum Gönüllüleri ve Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi tarafından Barışarock Festivalinde gerçekleştirilen Yaşayan Kütüphane, Ankarada ise AEGEE-Ankara İnsan Hakları Proje Grubu tarafından ilk kez 2009 ODTÜ Bahar Şenliğinde gerçekleştirildi. Yaşayan Kütüphane; etnik, kültürel, mesleki, cinsel kimlikleri ya da sağlık durumları gibi nedenler sonucu önyargılara maruz kalabilen veya toplum tarafından dışlanan insanlara karşı olan önyargıları azaltmak, bir diyalog ortamı yaratmak ve toplumun barış içerisinde yaşamasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen bir İnsan Hakları projesi.
SİZİ BEKLEYEN KİTAP DEĞİL İNSAN
Yaşayan kütüphane gerçek bir kütüphane gibi işliyor. İlk olarak salondaki kayıt standına gidip kayıt olunuyor ve bir görevli tarafından okumak istenen kitaba yönlendiriliyor. İşte Yaşayan Kütüphanenin farkı da burada başlıyor. Karşınızda okunmak üzere bekleyen bir kitap yerine sizinle sohbet etmek için hazır bekleyen bir insan buluyorsunuz. Farklılıkların ve çeşitliliklerin renklerini önceden yazılmış satırlar yerine, samimi bir sohbet aracılığıyla öğreniliyor. Bu aşamada kitapta merak edilen sorular sorulup, anında cevap alma şansına erişiliyor. Yarım saat süren, sadece kitap ve okuyucudan oluşan sohbet sonrasında, bilinmeyen şeyleri öğrenerek aydınlanmanın ve belki de farklı yaşam tarzlarına sahip insanlarla tanışmanın mutluluğu ile kütüphaneden ayrılıyorsunuz.
EN BÜYÜK İLGİ ŞİZOFRENİ, KÜRT, ERMENİ, RUM SORUNUNA
Konuya ilişkin bilgi veren Yaşayan Kütüphane organizatörlerinden Eylem Algı, Bazı okuyucular benim hiç ön yargım yok, ama bir okuyalım diyorlar. O insanlar ile konuştukları zaman, benim böyle böyle önyargılarım vardı, yanlış bilgilendirilmişim diyebiliyorlar dedi. Algı, çalışmaya yoğun katılımın olduğunu en büyük ilginin ise şizofreni, Kürt, Ermeni, Rum sorununa ilişkin konular olduğunu belirtti. (DİHA)
Çağla Yeleser
Evrensel'i Takip Et