27 Ekim 2010 00:00

Evrensel Gazetesini dağıtmak


24 ekim Pazar günü Evrensel gazetesini elimize aldık, Kayseri’nin Battalaltı mahallesine dağıtmak üzere yola koyulduk. Bu sırada Gizem’in İsviçre’den amcasının yolladığı fotoğraf makinesini yanımıza almayı ihmal etmedik. Bir taraftan gazete dağıtıyor bir taraftan da Gizem Kayseri’ye yeni geldiği için Battalaltı’nı anlatıyor fotoğraflar çekiyoruz. Tabii Gizem de susmuyor o da başlıyor Malatya’dan anlatmaya yok bizim kaysımız var, yok bizim kiraz yaprağı köftemiz var falan...
Neyse sohbet koyu üniversiteden, liselerden, politikadan, kültürden konuşuyor da konuşuyoruz. Evlere giriyoruz gazete getirdiğimizi söylüyoruz sabah dağıttığımız için kahvaltı bizi bekliyor. Başta işçi bir aileye konuk oluyoruz. Fabrikadan konuşuyoruz Gizem sadece battal altıyla kalmıyor Kayseri’de fabrikalardaki koşulları da öğrenmiş oluyor. Bizi konuk eden işçi ağabeyimizin hanımı gündüz vardiyasında çalıştığı için kahvaltıyı bize ağabeyimiz hazırlıyor. O sırada hayat televizyonu açık tabii bu da bizim hoşumuza gitmiyor değil. Oradan kalkıyoruz başka bir yere gidiyor başka sohbetlerde bulunuyoruz. “Her yer farklı bir yaşam” diyeceğiz fakat karşılaştırdığımızda pek de farklı değil sadece isimler farklı konuşulan mevzu aynı:” ekmek zamları, öğrencilerin durumu, türbanın tekrar gündeme gelmesi aynı zamanda iş yeri koşulları veya her geçen gün artan işsizlik”.
Bu sohbetlerin hepsini birden kısaca siz evrensel okurlarına Zeynep Ablalarla yaptığımız sohbetle anlatmaya çalışacağız. Bu arada tanıtalım ablamızı. Zeynep Abla Battalaltı mahallesinde oturan 3 çocuk okutan bir anne. İş yerinden az maaş aldığı yüzünden hatta alamadığı için işten ayrılan ablamızın omuzlarına, çocukların ikisini üniversiteye yollayınca sıkıntı üzerine sıkıntı biniyor. Bu sırada Zeynep abladan bahsettik eşi Orhan Ağabeyden bahsetmezsek bize biraz darılır herhalde. Orhan Ağabey inşaat işçisi lakabı Şıkıdım Orhan. Hayatı az çok Zeynep Ablanın hayatıyla aynı oluyor haliyle. Neyse ne diyorduk sohbeti anlatacaktık. Battalaltı yokuşlarından birinden inerken ekmek yapan dört tane ablamızı gördük Zeynep Abla da onlardan biri. Bizi görünce hemen yanına çağırdı. Bize güzel bir yağlama ekmek sunan ablalarımızın ekmeğini yedik. Orda da ifade ettik çok güzel olmuştu tekrar ellerine sağlık ablalarımızın. Zeynep Ablaya her hafta gazete vermeye geldiğimizde bize daha yeni yazdığımız, yaşadıkları sorunları anlatıyordu bugünde öyle oldu yanında üç ablamız daha var birini tanıyorum ama şimdi adını unuttum bunun içinde buradan özür dileriz. Zeynep Abla “eğitim parasız diyorlar hiçte öyle değil Kütahya ve İzmir’e çocuklarımızı gönderdik yok harç parası yok kitap parası yok ulaşım parası yok yurt parası gibi bir ton para istiyorlar” dedi. Bunun üzerine diğer ablamız hiç boş durmadan hemen lafını kesti, oda kızını Antalya’ya okumaya göndermiş “ aynı sorunlar bizde de var kazandığımız parayı evin mutfak ihtiyaçlarına mı verelim yoksa oradaki üniversitelere mi ? burs desen zaten oda parası olana çıkıyor zengine yani ” diyor ve ekliyor “ekmek fiyatları ortada ekmek alamadığımız için çatı arasına çıkıp kendi ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz” diyor. O sıra Pazar günü Evrensel gazetesinin kadınlara özel kırk yama sayfasında Yıldız İrmek Koluaçık’ın Türban konusunun da yazısını gören ablalarımız bu seferde onun üzerine konuşmaya başlıyorlar “ türban serbest olsun elbette çocuğum” diyor biri, diğeri de “serbest olsun ama ilkokullara kadar indirilmesin çocuklar ne anlar daha onların yaşı kaç ki? benim çocuk din dersi gördüğü için ‘in derken cin derken’ evin içinde bir odadan bir odaya geçerken koşarak geçiyor korkudan.” diyorlar. O sıra Sefer Selvi’nin karikatürü var baş sayfada, ona dikkat ediyorlar. Sefer Selvi, Tayyip Erdoğan’ın “başı açıklar niye türbanlıların hakkını savunmuyor” demesine tepki gösteren bir karikatür yapmış.
Başlıyor sohbet tekrar kaldığı yerden “ kardeşim bizim başımız açık biz türban takana neden takıyorsun mu ? diyoruz ki başbakan öyle bir şey diyor. Elbette herkes kendi inancını özgürce yaşamalı diyoruz biz başı açık olan kadınlar olarak. Bizim de başımız açık bu da bizim düşüncemiz.” diyorlar ama en sonda da diyorlar ki “gecelim bu tartışmayı türbanlı türbansız kadınlar olarak kocamız iş bulamıyor birimiz işten çıkarılıyoruz bu yüzden çocuklarımız zor duruma düşüyor biz zor duruma düşüyoruz.
Çözülmesi geren en acil sorunlardan biride bu ” diyor fotoğrafını çektiriyorlar ki “başbakanımız halimizi görsün”. Bizde Gizem’in “övündüğü fotoğraf makinesiyle” fotoğraflarını çekiyor kırmıyoruz ablalarımızı. Neyse bugüne dair anlatacak daha çok şey var biz kendi aramızda konuşup anlaştık sizlere de anlatmaya çalıştık. Önemli gördüğümüz sohbetleri sizlerle paylaştık. Ve diyoruz ki HAYAT SOKAKTA! öğreneceğimiz daha çok şey var onun için durmayacak mahallelerde dağıtım yapacağız.
GİZEM OĞAN/VELİ ŞAHİN Kayseri

Evrensel'i Takip Et