Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür!

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın dinleyen herkesi şaşırtan ve ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ dedirten konuşmalarından birini de dün yaptı. Daha geçtiğimiz ay Türkiye’nin kendi hükümetleri döneminde silahlanmada ne büyük mesafeler katettiğiyle övünen Başbakan dün, “Türkiye’nin Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya barışı ve adaleti savunurken, dünyanın güçlü ülkelerinin ‘Acaba kaç tane daha atom bombası yaparım?’ gayretinde olmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Erdoğan, “Dünya genelinde savunma sanayiine yılda 1 trilyon dolar harcanıyorsa insanlık kendini sorgulamaya mecburdur. Aksi taktirde bu yoksulluğun, fakirliğin bedelini er geç o daha zengin olma hırsında olanlar ödeyecektir” dedi. Başbakan partisinin 5 Ekimdeki grup toplantısında ise yeni silahlar ürettiklerini, savunma sanayiinin cirosunu 1 milyar dolardan 3 milyar dolara çıkartacaklarını söylemiş ve “Bunları görmek gerçekten gurur veriyor. 8 yılda çok farklı noktalara geldik” demişti. Erdoğan’ın silahlanmaya övgüler dizdiği bu konuşmasını gazetemiz, ‘Türk Silahlı Hükümeti’ başlığıyla manşete taşımıştı.
“Dünyanın önündeki en büyük tehlike yoksulun daha çok yoksullaştığı, zenginin ise daha çok zenginleştiği sistemin devamıdır. 21. yüzyılın projeler yüzyılıdır. Ancak adalet, hukuk, barış ve medeniyetler ittifakı dünyada yerleştirilemediği sürece tüm projeler anlamsız olacak. Dünya genelinde savunma sanayiine yılda 1 trilyon dolar harcanıyorsa insanlık kendini sorgulamaya mecburdur.” Başbakan bu sözleri dün İstanbul’da gerçekleşen Uluslararası Proje Yönetim Birliğinin (IPMA) 24. Dünya Kongresi’nin açılış konuşmasında söyledi. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye’de son yıllarda başlatılan ve devam eden Marmaray, hızlı tren, İstanbul-İzmir Otobanı gibi projeleri göklere sığdıramadı. “8 yıl içinde ekonomiden dış politikaya kadar hemen her alanda büyük projeleri hayata geçirdik” diyen Erdoğan, yine inşa ettikleri ‘bölünmüş yollarla’ övündü. Her alanda devam eden projelere paralel olarak aktif bir dış politika perspektiflerinin de bulunduğunu söyleyen Erdoğan, 21. yüzyılın dünya için projeler yüzyılı olduğunu ancak tüm projelerle birlikte adalet, hukuk, barış ve medeniyetlerin ittifakı projelerinin de mutlaka dikkate alınması gerektiğini söyledi.
TÜRKİYE’DEKİ TABLOYU UNUTTU
“Yoksulun daha çok yoksullaştığı, zenginin daha da zengin hale geldiği bir süreçte, bütün projeler bize göre anlamsızdır. Bütün projeler nihayetinde başarısızdır. Zira bu günün dünyasında en büyük sorun olan gelir dağılımında eşitsizlik, tüm projeleri bir noktada geçersiz ve başarısız kılacak mahiyet arz ediyor” diyen Erdoğan, Batı ya da Kuzey’in hızla kazanıp harcadığı, Güney ya da Doğu’nun her gün umudunu daha da yitirdiği bir dünyada hiç kimsenin gelecek güvencesi olmadığını söyledi.
BU SÖZLER ERDOĞAN’IN!
Erdoğan, kendi ülkesinde binlerce insanın ölümüne neden olan savaşın bitmesi için, Kürt sorununun barışçıl çözümü için yapılan çağrılara kulak asmayan ve PKK’nin ilan ettiği ateşkes sürecini 2011’deki seçimlere kadar uzattığını açıkladığı gün gerçekleşen bu etkinlikte yaptığı konuşmanın devamında Türkiye’nin Ortadoğu’dan Balkanlara, Kafkasya’dan Afrika’ya kadar her bölgede barış ve adaleti savunduğunu öne sürdü. Türkiye’nin bu ‘barışçıl’ çabalarına rağmen dünyanın güçlü ülkelerinin daha çok atom bombası yapma gayretinde olduğunu söyleyen Erdoğan, “Savunma sanayiinde, silahlanmada, ‘Daha ne kadar yatırım yapabilirim?’ bunun gayreti içerisinde. Eğer dünyada silahlanmaya, savunmaya ayrılan rakam 1 trilyon doların üzerine çıkıyorsa o zaman insanlık kendini check etmeye, sorgulamaya mecburdur. Aksi takdirde bu yoksulluğun, fakirliğin bedelini er geç o zengin olan, daha çok zengin olma hırsı içerisinde olanlar ödeyecektir. Biz Filistin derken, Irak derken, Afganistan derken bunu adalet, barış, insanlık adına söylüyoruz” dedi.
BU SÖZLER DE ERDOĞAN’IN!
Başbakanın konuşmasının devamına bakmadan önce 5 Ekim 2010 tarihinde partisinin grup toplantısında yaptığı ve gazetemizin ‘Türk Silahlı Hükümeti’ başlığıyla manşete taşıdığı sözleri hatırlayalım. Konuşmasında TSK’nin ihtiyaç duyduğu ileri teknoloji ürünü çok sayıda teçhizatın artık Türkiye’de üretildiğini söyleyen Erdoğan, savunma sanayinin 2002 yılında TSK’nin ihtiyacının yüzde 25’ini karşıladığını ve bunu, bu yıl sonu itibariyle yüzde 50’ye çıkardıklarıyla övünmüştü. Savunma sanayi cirosunu 1 milyar dolardan 3 milyar dolara çıkaracaklarını, artık Türk yapımı piyade tüfekler kullanılacağını söyleyen Erdoğan, “İlk kez kendi tanklarımızı üretiyoruz. ANKA adını verdiğimiz insansız hava aracının prototip üretimine başladık. ATAK isimli milli helikopterlerimizi üretiyoruz. Göktürk adını verdiğimiz Türk mühendislerin yaptığı istihbarat uydumuzu inşallah 2012 yılında uzaya fırlatıyoruz. Bunları görmek gerçekten gurur veriyor. 8 yılda çok farklı noktalara geldik” diye konuşmuştu. O günkü konuşması boyunca ‘barış’tan söz etmeyen Erdoğan, partisinin yeni yasama dönemindeki ilk grup toplantısında silahlanmayla övünmüş ve silah sanayiinde daha fazla adım atacaklarını söylemişti.
Başbakan Erdoğan ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ deyimini sık sık kullanır. ‘İnsan hafızasının çok çabuk unuttuğu’ anlamında kullanılan bu sözü sık sık tekrarlayan Erdoğan’ın, dünkü konuşmasını dinleyenler, “Ya onun hafızası da ‘nisyan ile malul’ ya da gerçekten de hafızaların zayıflığına çok güveniyor ve bunun rahatlığıyla konuşuyor” dedirtti.
(HABER MERKEZİ)