03 Kasım 2010 00:00

GERÇEK

Metal iş kolunda, özel sektör işletmelerini kapsayan toplusözleşme görüşmelerinde MESS’in ücretlere yüzde 0.18 zam ...

Paylaş

Metal iş kolunda, özel sektör işletmelerini kapsayan toplusözleşme görüşmelerinde MESS’in ücretlere yüzde 0.18 zam ve fazla mesailer ve sosyal haklarda var olanın bile gerisine çekilmesini isteyen teklifi, görüşmeleri yeni bir safhaya taşıdı.
İşkolunda, MESS’in muhatabı olan Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş sendikalarının bu “ahlaksız teklifi” reddettikleri belirtiliyor. Ancak teklifin kendisi bile üstünde durulmaya değerdir. Bu köşede sıkça belertildi ama yineleyelim: Metal işkolu Türkiye’de çok övünülen, kriz dönemindeki birkaç aylık durgunluktan sonra durmadan rekorlar kıran ihracatın, Türkiye’nin sanayisinin “lokomotif” sektörüdür. Metal işkolundaki sözleşme ise, kamunun büyük ölçüde tasfiyesinden sonra; “en önemli toplusözleşme” haline gelmiştir. Dolayısıyla sendikasız işyerlerindeki ücret ve sosyal haklar ile öteki işkollarındaki sözleşmelerin ve fiili zamların ölçütü de bu sektördeki sözleşme tarafından belirlenmektedir.
Oysa krizin zirvesinin geride kalmasından sonra, gerek hükümet gerekse patron örgütlerinin sözcüleri, otomotiv ihracatındaki ve otomotiv firmalarının kârlarındaki artışı göstererek hem öteki sektörleri motive ediyor hem de halkı “Büyüyen Türkiye”ye inandırmayı amaçlıyorlardı. Yüzde 30’lara varan kâr artışlarıyla övünen bu firmalar şimdi işçinin, sendikaların karşısına yüzde 0.18 gibi hiçbir ölçüyle açıklanmayacak bir “zam” rakamıyla çıkıyorlar.
İşyerlerinden gelen haberler; işçilerin metal patronların teklifini; işçileri ve sendikaları aşağılama amaçlı bir teklif olduğunu, sert biçimde karşı çıkılması gerektiğin söylüyorlar. Ayrıca işçiler, sendikaların bu utanç verici teklifi reddettiklerini doğru buluyorlar. Ancak bundan sonra ne yapılacağı konusunda da her kafadan bir ses çıktığı da anlaşılıyor.
Kuşkusuz ki MESS’i cesaretlendiren ve yüzde 0.18 zam ve öteki haklarda “indirim” öneren teklifiyle sendikaları aşağılamayı göze almasına yol açan şey işkolundaki sendikaların birbiriyle rekabeti ve patronlarla Türk Metal ve Çelik-İş yöneticilerinin çoğunun aşırı içli dışlılığıdır. Ancak; ikinci dereceden görünse de onları cesaretlendirmede daha da önemli etken vardır ki; o da işçi sınıfının sermaye karşısındaki köşeye sıkıştırılmışlığıyla da birleşen parçalanmışlığıdır.
Dolayısıyla; MESS patronlarının geriletilmesinin koşulu da;
1) İşkolundaki sendikaların aralarındaki rekabete son vererek, bugüne kadar patronlarla yakın olmaktan işçinin zarar gördüğünü görerek; birbiriyle yakınlaşıp; ortak bir mücadele stratejisi etrafında birleşmeleridir.
2) Metal işkolundaki bu sözleşmenin tüm sınıfı yakından ilgilendirdiğini gören her işkolundan sendikacıların metal işkolundaki sendikalarla dayanışmaya girmesi; konfederasyonların bu sorunu kendi sorunları olarak ele alarak metal patronları karşısında aktif tüm emek güçlerini birleştirmesi için harekete geçmeleridir. Bu belki çok alışılmamıştır; ama bugün bir zorunluluktur. Çünkü bu girişim bırakalım genel olarak önemini, aynı zamanda işkolundaki sendikaların da ortak bir mücadele çizgisinde birleşmeleri için zorlayıcı etken olacaktır.
3) Burada üçüncü etken olarak; yerel platformların, son günlerde çeşitli illerde ortaya çıkamaya başlayan sendikal konferans ve işçi kurultaylarındaki inisiyatifin (Konferans ve kurultay komitelerinin, bu toplantıların düzenlenmesine katlan işçilerin), sorunu işletmelerde tartışmaya açması ve işçi tabanından bir hareketlenmenin sağlanarak “yukarı doğru” sendika ve konfederasyon yönetimlerini baskılayan; sınıftan yana sendikacıların girişimlerini destekleyen bir çabaya girmesidir.
Şu açıktır ki; metal işkolundaki MESS’in saldırısı, tüm sınıfa saldırı olarak, işçilerin birliğinin ve dayanışmasının bir dayanağı olarak ele alındığı ölçüde; metal patronlarının karşısına onların yenemeyecekleri bir güç biriktirilebilir. Nitekim işçi kurultaylarında ve her türden sendikal toplantıda da zaten; işçilerin arsında birlik ve dayanışmanın olmayışının mücadelenin en önemli eksiği olduğu söylenmiyor muydu?
Aksi halde sadece masa başındaki tartışmalarla bir yere gidileceği yoktur. Bunu önceki sözleşmelerden biliyoruz.
İ. Sabri Durmaz
ÖNCEKİ HABER

Meclis topu taca attı!

SONRAKİ HABER

Yol-İş delege seçimleri yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...