05 Kasım 2010 00:00

Aİle hekİmlİĞİ beklenİldİğİ gİbİ!

TÜRKİYE’DE 62 ilde uygulanan ‘‘Aile hekimliği’’ uygulaması meslek odalarının karşı çıkmasına rağmen 1 Kasımda İstanbul’da da başladı

Paylaş

TÜRKİYE’DE 62 ilde uygulanan ‘‘Aile hekimliği’’ uygulaması meslek odalarının karşı çıkmasına rağmen 1 Kasımda İstanbul’da da başladı. “Nasıl işleyecek? Aksaklıklar olacak mı?’’ soruları yanıt beklerken, İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Taner Gören ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fethi Bozçalı’nın gidişatı görmek için acil serviste yaptıkları araştırma, zamanında müdahalenin yetersiz, branşlarda hasta bulmanın zor olduğunu gözlemlediler.
Türkiye’de 62 ilde uygulanan ‘‘Aile hekimliği’’ uygulaması, meslek odalarının itirazlarına rağmen 1 Kasım’da İstanbul’da başladı. Nüfus olarak 13 milyon civarında bulunan mega-kentin bu uygulamaya ayak uydurup uyduramayacağı tartışılırken, “Aile hekimliği bu şehirde nasıl işleyecek? Aksaklıklar olacak mı?” sorusunun yanıtı da uygulama süresince ortaya çıkacak. Toplam 3 bin 645 aile hekiminin hizmet vereceği ve bir hekime ortalama 3 bin 500 hastanın düşeceği öngörülürken, uygulamadan yararlanmak için kayıt yaptırmak gerekiyor.
KAYITLAR TATİL YERLERİNE ÇIKTI!
Ancak uygulama vatandaşa da, hekime de yük yükleyecek gibi görünüyor. Beyoğlu Sarıselviler Sağlık Ocağına giden vatandaşlar kayıtlarının nereye yapıldığını öğrenmek istedi. Sağlık ocağının bulunduğu mahallede kaydı bulunmasına rağmen bazı vatandaşların hekimi tatil yerlerinde ya da köylerinde olduğu bilgisi verildi. Uygulamanın getirilerini tam olarak anlayamayan vatandaş bu uygulamanın ilk günlerde zorluklar yaşadı. ‘‘Aile hekimliği’’ uygulamasının doktorunu tanımak için iyi bir yöntem olmasına rağmen bu uygulamanın oluşan kuyrukları engellemeyeceği öngörüsü ağırlıkta.
TABİB ODASI HEKİMLERİ UYGULAMAYI YERİNDE GÖRDÜ
Öte yandan İTO Başkanı Prof. Dr. Taner Gören ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fethi Bozçalı, 1 Kasım 2010’da başlayan uygulamanın acil servislere yönelik sonuçlarını, acil servis hizmetlerinin nasıl yürüdüğünü, olası sorunları yerinde görmek üzere 2 Kasım 2010 gecesi 22.00-23.30 arasında Eyüp Devlet Hastanesi acil servisini ziyaret ederek, hastalardan ve doktorlardan bilgi aldı.
‘DOKTORLAR OLDUKÇA ZORLANIYOR’
Yaptıkları kısa gözlemi aktaran hekimler, hastane acil servisinde çalışan 8 pratisyen hekimin görevinden ayrılması sonrası uzman hekimlerin acil nöbeti tuttukları görülürken, günde yaklaşık 350 hastanın başvurduğu Eyüp Devlet Hastanesi acilinde Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Salime Kangusuz’un gün boyu kendi branşıyla ilgili yaptığı 128 poliklinik sonrası acilde nöbetçi hekim olarak çalıştığı ve oldukça zorlandığı gözlendi.
‘KALP KRİZİ GEÇİREN SEVK EDİLEMEYEN HASTA ÖLDܒ
Dahili branş nöbeti tutan Dr. Edip Özilhan, Gören ve Bozçalı’ya, bu nöbetleri bazen nöroloji uzman hekimleri ve cildiye uzman hekimlerinin de tuttuğunu, 4 çocuk hekiminin Bağcılar EAH acil nöbeti için görevlendirildiğini dolayısıyla çocuk hastaları sevk etmek zorunda kaldıklarını, kalp krizi geçiren bir hastanın bir önceki akşam 112 ekibiyle sevk edilemeden yaşamını yitirdiği bilgisini verdi.
‘SİSTEME HAZIRLIKLI DEĞİL’
Dr. Gören, bu sıkıntıların yaşanacağını öngördüklerini, Sağlık Bakanlığını zamanında uyardıklarını ancak yeterli hazırlık yapılmadan hareket edildiğini, oysa acil gibi bir birimde çalışacak hekimlerin önceden bu sisteme hazırlanması gerektiğini vurgulayarak, “Bundan sonraki süreci yerinde görerek meslektaşlarımızın ve halkın mağdur edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. (İstanbul/DİHA)

AİLE HEKİMLİĞİNDEN VAZGEÇİN
İstanbul’da da başlayan aile hekimliği uygulamasını eleştiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, Aile hekimliğinin uygulandığı her ülkede yıkımlara ve acılara neden olduğu belirtilerek, “Toplumu ve insanları acımasız ilaç ve tıbbi malzeme tekelleriyle özel sektörün bitmek tükenmek bilmez kâr hırsına kurban etmeyin” denildi.
Bu sistemin Almanya’da da uygulandığı ifade edilen açıklamada “Almanya gibi gelişmiş bir ülke bile bunun bedelini ödeyemiyor ve sistem çöküyor” denildi. Reform denilen her şeyin yeni alanların özel sektöre devri anlamına geldiğine dikkat çekilen açıklamada “SGK’nın sağlık uygulama tebliği nedeniyle insanlarımız daha bugünden özel sigorta şirketlerinin pençesine düşmektedir. Binlerce hekim ‘aile hekimi’ adı altında taşeron yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Daha bugünden tıbbi malzeme ve ilaç tekellerinin para istasyonu haline gelen eczanelerin ve SGK’nın yanında yakında aile hekimleri de zorunlu olarak yer alacak” denildi.
Aile hekimliği uygulamasının, bedelinin halka yüklemeden götürülmesinin imkansız olduğu vurgulanan açıklamada “İstanbul semalarını ‘Ücretsiz aile hekimliği başlıyor’ diye süslemeniz doğru değil. Çünkü sizin aile hekimine başvuran her bireyden almak istediğiniz 2 liralık katkı payını biz mahkeme kararıyla iptal ettirdik. Şimdi de aile hekimliği ücretsiz diye propaganda ediyorsunuz. Ameliyata, ilaca daha fazla para harcanması, sağlığa daha fazla kaynak ayrılması anlamına gelmiyor. İngiltere, Amerika ve Almanya örneklerinin tekrar incelenmesini öneririz. Her işin başı sağlıksa, sağlıkla oynamak bütün bir toplumun hayatıyla oynamaktır” denildi.
ÖNCEKİ HABER

Köylülere jandarma müdahalesi: 2

SONRAKİ HABER

Hastalara ‘Başka kapıya’ dediler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...