7 Kasım 2010 00:00
BAŞYAZI
Türkiyenin, NATOnun Füze kalkanı sisteminin kendi topraklarına konuşlandırılmasını kabul ettiği belirtiliyor. 4 Kasımda tüm NATO üyelerine iletildiği belirtilen kabul taslağında Türkiyenin Cephe ülkesi olmama şartı konulmuş. Yine bu taslakta, füze kalkanı kurulma nedeni olarak İran ve Suriyenin adından da söz edilmediği belirtiliyor. Çünkü Türkiye, İran ve Suriyenin anlaşma metninde Tehdit eden ülke olarak gösterilmesine karşı çıkmış!
NATO, gelecek 10 yılına yön verecek NATO Stratejik konseptinin temel belgesini hazırlamak için çalışıyor. Ve bu belgenin en önemli yanını da NATOnun batı ülkelerine karşı girişilecek Balistik silahlarla yapılacak bir saldırıya karşı füze kakanı kurulması oluşturuyor. Bu kalkanın da, son 5 yıldır, Polonya, Romanya, Doğu Avrupa, filan derken, Türkiyeye yerleştirilmesinde karar kılınıyor. NATO Türkiyeye başvuruyor. Cumhurbaşkanı Gül, AKP Hükümeti ve askeri yetkililer de bu Füze kalkanının Türkiyeye yerleştirilmesine Türkiyenin cephe ülkesi ilan edilmemesi şartıyla evet diyorlar. Anlaşmanın 19-20 Kasımdaki NATOnun Lizbon Zirvesinde karara bağlanacağı da gelen haberler arasında.
Aslında durum çok açık: Batı emperyalizminin en büyük savaş gücü olan NATO, batı ülkelerine yönelecek saldırıları daha batı ülkelerinin hava sahasına girmeden karşılamak üzere bir füze kalkanı sitemi kuruyor. Bu kalkanı Türkiyeye yerleştiriyor. Ama Türkiyenin yetkilileri, bu kalkanın İrana, Iraka, Suriyeye ya da başka bir ülkeye karşı kurulmadığını iddia ediyorlar. Ve bu arada NATO için en önemli tehdit terörizmdir! demeye devam ediyorlar. Öyle olunca da; bu füze sisteminin kimi Terör örgütlerine karşı kurulduğu izlenimi ediyorsunuz. Yani el Kaide, Taliban ya da onlar gibi birileri batı ülkelerine en az 3-5 bin kilometre öteden füzeyle saldırı yapacak; bu füzeleri Türkiyede kurulu füze kalkanı sistemi, Türkiye ya da Türkiyeye bile gelmeden yakalayıp imha edecek!
Bu iddianın abesliği ortada olacağı için bir madde daha sıkıştırılmış taslağa;
Nükleer silahların yayılmasına öncülük yapan, istikrarsız, düşmanca tutum içerisinde, konvansiyonel silah birikimi yapan, kendini yönetme kabiliyeti olmayan aktörlere karşıymış bu füze kalkanı!
Kimmiş bu aktörler? derseniz; bunu da NATO belirleyecek! Batının stratejisiyle uyum sağlamayan ülkeler bu kategoriye, alınacaktır! Örneğin, Nükleer silahların yayılmasına öncülük yapan, Düşmanca tutum içinde, derken bugün en başta İrandan söz edildiğini anlamamak için her halde aşırı aptal olmak gerek!
Hiç kimsenin, Hiç kimseye karşı olan bir füze kalkanı için milyarlarca dolar yatırmayacağı ortadadır. Bu yüzden de Füze kalkanı elbette en başta İrana karşıdır, sonra Suriyeye, Rusyaya, belki yönetim değişecek Pakistana, Çine karşı kurulmaktadır ve bu füze kalkanı Avrupanın doğusundaki batının Arka bahçesi ülkelere sığdırılamayıp Türkiyeye kadar getirilmesinde de böyle; Türkiyeyi İranla Rusyayla, Suriye ile kapıştırma amacının olduğunu söylemek çok derin bir gerçeği ifade etmek olmaz.
Türkiye, Füze kalkanını topraklarına konuşlandırılmasına izin vererek, en doğrudan biçimde; batının doğusundaki cephe ülkesi olmayı kabul etmiş olmaktadır. Anlaşmaya, Biz cephe ülkesi olmak istemiyoruz, Füze kalkanı komşularımıza karşı değildir diye yazdırsa bile bu acı gerçek değişmez! Böylece, aynı zamanda Türkiye, öncelikle İranla, sonra da Rusya ve Çin ile diğer komşu ülkelerle düşmanlaşmayı peşinen kabul etmiş, üstelik de batı emperyalizminin çıkarları uğruna düşmanlaşmayı göze almış olmaktadır.
Tayip Erdoğan Hükümeti, herhalde, tüm Ortadoğu haklarının ABDyi, batı emperyalizmini lanetlediği bir dönemde, Türkiye topraklarında yeni füze üsleri kurulmasana onay vererek, silinemeyecek biçimde lekelenmiştir ve böyle bir lekeyle tarihe geçecektir!
İHSAN ÇARALAN
Evrensel'i Takip Et