8 Kasım 2010 00:00

‘Özgürlüğümüz için ÖRGÜTLENMELiYiZ’


Toplumsal hayatın her alanında olduğu gibi, eğitim camiası içerisinde de cinsiyete dayalı eşitsizlikler artarak devam ediyor. Sözkonusu eşitsizlikleri yaratan uygulamaları tespit ederek onlara karşı mücadele etmekte de son derece önemli.
İşte tam da bu noktada Eğitim Sen’li kadınlar “Yeniden üretilen bu eşitsizlikler karşısında durmak ve kadınları ikincil olmaktan kurtarmak kadınların özgün örgütlülüğü ile mümkün” diyerek, kadınları çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal ve siyasal yaşamda rollerinin değişmesi için mücadeleye çağırıyor. Kadınların örgütlenmesi, birlikte mücadele etmesi ve dayanışması için kendi kararlarını vermelerinin gerekliliğini vurgulayan Eğitim Sen’li kadınlar, bunun için 4-5 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirecekleri 2. Kadın Kurultayı’nın hazırlıklarını sürdürüyorlar.
Kurultayın hazırlıkları kapsamında Eğitim Sen üyesi kadınlar “Özgürlüğümüz İçin Örgütleniyoruz, Eğitim Sen 2. Kadın Kurultayına Giderken” adıyla bir kitap hazırladı. Kitabın önsözünde 2. Kadın Kurultayı’nın gerekliliği ve hedeflerine değinilerek hazırlık aşamasının nasıl örgütlendiği anlatılıyor. Şubelerden gelen öneriler doğrultusunda her bölgeden seçilen ikişer Kadın Sekreter ve Merkez Kadın Komisyonu’yla birlikte yapılan toplantı sonucu kurultayın iki ana temada olması ve altı atölye çalışmasıyla yürütüleceğinin belirlendiği ifade ediliyor.
‘KADININ EV İÇİ EMEĞİ GÖRÜNÜR KILINMALI’
Kitap da kurultayda tartışılacak konular doğrultusunda hazırlanmış. İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümü “Örgütlenme Sorunları ve Çözüm Önerileri.” Kadının toplumdaki yeri ve konumu başlığında, geçmişten günümüze insanlık tarihinde kadının konumuna göz atılarak, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramları arasındaki farklılıklara, her toplumun kadın ve erkek yaşamlarına ilişkin kodlamalarına, eril ve dişil etiketlere, kadın ve erkek denildiğinde akla gelen özelliklere dikkat çekiliyor.
İstihdamdaki dönüşüm ve bu dönüşümün eğitim alanındaki yansımasının kadınlar açısından incelendiği bir diğer başlıkta ise neo-liberal uygulamalarla birlikte istihdamda gözlemlenen yeniden yapılanma süreci incelenerek, yaşanan dönüşümün en büyük mağdurlarının kadınlar olduğuna dikkat çekiliyor. Kitapta, kadın emeğinin ataerkil sistemde ve kapitalist toplumlardaki karşılığına ilişkin tespitlerde bulunularak Türkiye’de kadın istihdamına ilişkin veriler paylaşılıyor. Cinsiyete dayalı işbölümü, ev ve aile hayatından kaynaklanan sorunların tartışıldığı bir diğer başlıkta toplumsal cinsiyete bağlı olarak kadınlık ve erkeklik rollerinin yeniden üretildiği başlıca alan olan aile kurumu incelenerek kadının ev içindeki karşılıksız emeği ve kültürel normlardaki kadın algısı masaya yatırılıyor. İlk bölümün sonunda ise sendikalardaki erkek egemenliği, kadınların sendikalarda karar alma süreçlerine müdahalesi, sendikal katılım ve temsil konusunda kadınların özeleştirel yaklaşımları ve sendikada kadın dayanışması önündeki engeller ele alınarak önerilerde bulunuluyor.
‘CİNSİYETÇİ İŞBÖLÜMÜ EĞİTİMDE ŞİDDETİ TETİKLİYOR’
Kitabın ikinci bölümünde ise “Eğitim Alanında Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet” mercek altına alınıyor. Eğitimde şiddetin nedenlerine değinilen bölümde resmi ideoloji, cinsiyetçi işbölümü, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Milli Güvenlik, Hayat Bilgisi gibi ötekileştirici dersler okullarda yaşanan şiddetin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. Kadın eğitimcilere ve öğrencilere yönelik şiddet üzerine yapılmış bir anketin sonuçlarına da yer verilen bölümde eğitimde cinsiyetçi şiddet konusunda Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO) ve Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru çocuklar ele alınıyor. Bölgedeki çocukların “pembe tişört ve mavi gömlekleri”ne ayrışmanın ötesinde doğrudan şiddetin en üst noktası olan ölümü yaşadıkları ifade edilen bölümde, TMK’ya dayandırılarak tecrit edilen “taş atan çocuklar”ın sistemli şiddet yoluyla eğitim haklarının ellerinden alındığı tespitine yer veriyor. (Ankara/EVRENSEL)
Derya Kaya

Evrensel'i Takip Et