17 Kasım 2010 00:00

ASGARİ ÜCRET ASGARİ HAKLAR 1

Tanımı başka uygulaması BAMBAŞKA

Paylaş

Bülent Falakaoğlu

İşçi sınıfı için en önemli süreçlerden biri asgari ücretin belirlenme sürecidir. Çünkü asgari ücret sadece, asgari ücretle çalışacakları ilgilendirmiyor. Asgari üretin düzeyi, kayıt dışı çalışanları, asgari ücretin durumuna göre ücretlerinin düzeyi belirlenen tüm işçileri doğrudan etkiliyor. Böylesi geniş etkisi nedeniyle asgari ücret en büyük toplu sözleşme rolü oynuyor. Bu nedenle işçi sınıfı için hayati önemdedir.
Yasalar da bile, asgari ücretin tanımı ve işlevine dair çok önemli vurgular yer alıyor. İş Yasası çerçevesinde çıkarılan Asgari Ücret Yönetmeliği asgari ücreti şöyle tanımlıyor: “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret...”
ÜLKE GERÇEĞİ MAZERETİ
Asgari ücretin belirlenmesinde, ne yasalar ne de tamında yer alan kriterler dikkate alınıyor.
Asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında göz önünde tutulması gereken temel husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşulları olması gerekir. Ama ne yazık ki süreç böyle işlemiyor. İşçinin durumu yerine ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma bakılıyor. Ve ülkenin içinde bulunduğu durum gerekçe gösterilerek asgari ücret çok düşük bir seviyede tutuluyor.
Asgari ücret Temmuz’dan itibaren net 544* lira. Peki, bu rakam işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yeter mi? Sorunun cevabını bulabilmek için Türk-İş’in her ay düzenli olarak yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” çalışmasına bakmak yeterli. 4 kişilik ailenin gıda harcamalarının yanı sıra kira, ulaşım, giyim, eğitim, kültür gibi temel ihtiyaçları için harcaması gereken asgari tutarı gösteren rakama yoksulluk sınırı deniyor. Türk-İş Eylül ayı yoksulluk sınırını 2 bin 757 TL olarak açıkladı. Asgari ücret 544 TL. Asgari ücret dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarını gösteren açlık sınırının bile altında. Türk-İş Eylül ayı açlık sınırını 846 lira olarak açıkladı.
Açlık ve yoksulluk sınırı tutarı ile asgari ücret arasındaki fark, asgari ücret gelir düzeyinde
gelir elde edenlerin içinde bulunduğu geçim sıkıntısının boyutlarını ortaya koyuyor. Bugün ele geçen asgari ücret günlük 18 lira. Bu rakamla, işçinin beslenmesi, giyinmesi, kira ödemesi, elektrik-su-yakıt-ulaşım vb zorunlu giderlerini karşılayabilmesi mümkün değildir.
BİR DE BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET ÇIKTI
İşçi sınıfı açısından asgari ücret ne kadar önemliyse patronlar açısında da asgari ücretin düşük tutulması o kadar önemli.
Ekonomide yaşandığı söylenen kriz bahane edilerek, ücretli çalışanlar fedakârlığa zorlandı. Sorumlusu olmadıkları politikaların faturasını ödemek durumunda kaldılar. Ancak ekonominin yeniden büyüme sürecinde yine çalışanlardan fedakârlık beklendi.
Son süreçte uluslararası düzeyde büyümelere imza atıldı. Kârlar arttı, ihracat rekorlar kırıldı. Ucuz ithal girdi var. Ucuz ithal girdiyle rekabet için emeğin daha ucuza, daha çok çalışması var.
Buna iyice alışan patronlar ve örgütleri (TİSK, MÜSİAD, TÜSİAD, TOBB…) “Bölgesel Asgari Ücret”ten bahsediyor. Hükümet, ‘istihdam atağı’ söylemiyle ‘bölgesel asgari ücret’ fikrini gündeme getiriyor. Bu asgari ücretin belli bölgelerde daha da aşağı çekileceği anlamına geliyor. Bugüne kadar sürekli asgari ücretin yüksekliğinden söz eden patronların asgari ücreti yukarı çekmelerini beklemek olası değil.
Sınıfı bölen ve yoksullaştıran bir bölgesel asgari ücret uygulaması ile aynı zamanda, diğer ücretlerde de bölgeler arası eşitsizlik yaratılacak. Sonra dönüp patronlar, görece ücretlerin yüksek olacağı illerin işçilerine dönüp, “Bak diğer illerde ücret düşük deyip” onları baskı altına alacaklar. Ücret artışlarını sınırlı tutma olanağı elde edecekler. Bu nedenle patronlar asgari ücretin düşük tutulmasının kendileri açısından öneminin farkında...
DÜZEYİ NE OLMALI?
Asgari ücretle ilgili bir diğer sorun asgari ücretten yapılan kesintiler… Asgari ücretten sosyal sigorta içi primi, gelir vergisi, işsizlik sigortası gibi kesintiler yapılmakta. Ayrıca sosyal güvenlik için kesilen primlerde asgari ücretli için oldukça yüksek düzeyde. Asgari ücretten şu anda toplam 216 lira kesinti yapılmakta.
Asgari ücret üzerindeki vergiler kaldırılmalı. Ayıraca sosyal güvenlik için kesilen primlerde, işçinin payı azaltılarak, devletin katkısı sağlanmalı. Bugünkü asgari ücretin düzeyi başbakan tarafından çay simit hesabıyla savunulmuştu. Ama şimdi simit 40 YKr’tan 750 YKr’a çıktı. Başbakanın hesabı şaştı. Bu utanç verici hesaptan çıkılıp derhal asgari ücretin tanımına uygun bir hesaplamaya geçilmeli.
Asgari ücretin tanımında “...zorunlu ihtiyaçları günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek” deniyor. Zorunlu ihtiyaçlara (gıda, elektrik, su) sürekli zam geliyor. Artık 2010 yılının ikinci altı ayı için belirlenen 544 TL’lik net asgari ücret çok yetersiz kalmakta.
Bu nedenle 2011 yılı için belirlenecek rakam, asgari ücreti en azından açlık sınırının üzerine (900 TL) çekecek düzeyde olmalı…

* Asgari ücret temmuz ayında itibaren 600 TL’nin üzerinde telafuz edilmekte. Bu rakam asgari geçim indiriminin eklenmesiyle elde edilmektedir. Vergi iadesi yerine getirilen bu uygulamanın eklenmesiyle elde edilen rakamın asgari ücret olarak tanımlanması gerçeği yansıtmamaktadır.

AÇLIK SINIRI 778 LİRA

Türk-İş Kasım ayı verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 778 TL, yoksulluk sınırı 2 bin 533 TL oldu. Türk-İş, Kasım 2009 açlık ve yoksulluk sınırı verilerilerine göre, dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır geçim düzeyi sağlayabilmek için yapması gereken günlük harcama tutarı günlük asgari ücretin yaklaşık 5 katına ulaşarak, 85 TL düzeyine çıktı. 2009 itibariyle Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık harcama tutarı 777.53 TL oldu. Gıda ile birlikte yapılması zorunlu olan kira, yakacak, elektrik, su gibi konut, ulaşım, giyim, sağlık, eğitim vb harcamalar da dikkate alındığında, insan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyi sağlamak için yapılması gereken harcama tutarının ise 2 bin 532.68 TL olarak hesaplandı. Söz konusu dönemde, halen geçerli olan asgari ücretten bir aylık çalışmanın karşılığı olarak ele geçen tutarı ise sadece 546.48 TL.

ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU
ASGARİ Ücret Tespit Komisyonu, 5’i işçi, 5’i işveren, 5’i de hükümet temsilcisi 15 kişiden oluşuyor. Komisyonda işçi sendikaları adına Türk- iş, patronlar adına TiSK yer alıyor. iş Kanunu gereğince, ücretlerin asgari düzeyinin komisyon aracılığı ile en geç iki yılda bir belirlenmesi gerekiyor. Asgari ücretin belirlenmesinde, “Ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum, ücretlilerin geçinme endeksleri, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumu ve geçim şartları” göz önünde bulunduruluyor deniyor. Oysa gerçek hiçte böyle değil. Komisyon, Çalışma Bakanlığı’nın tespit edeceği üyelerden birinin başkanlığında Çalışma Genel Müdürü veya yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’ndan konuyla ilgili dairenin başkanı veya yetki vereceği bir görevliyle bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşundan değişik işkolları için seçecekleri beş, bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren kuruluşundan değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden kurulur. Asgari Ücret Tespit Komisyonu en az 10 üyesinin katılmasıyla toplanır. Kurul, üye oylarının çoğunluğuyla karar verir. Oyların eşitliği halinde, başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır. Komisyon kararları kesindir. Kararlar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer.


‘İSTERİZ AMA...’
Ücretlerin yükseltilmesi ve çalışma saatlerinin düşürülmesi gibi temel talepler, yıllarca işçi sınıfının öncelikli mücadele başlıklarından oldu. Verilen mücadeleler ve ödenen bedellerin sonunda patronlar, işçi sınıfının insanca yaşayacak ücret talebini ‘asgari ücret’ adı altında kabul etmek zorunda kaldı. Asgari ücretin kabul edilmesi, işçi sınıfının yaşadığı sömürüyü ortadan kaldırmadı. Ama sömürünün kısmen de olsa sınırlandırılması açısından önemli bir adımdı. Asgari ücretin bir hak olarak kazanılması, sermayenin dayattığı ağır sömürü koşulları karşısında işçilerin öncelikle fiziki varlığının korunmasını hedefledi.
Türkiye’de ilk kez 1969’da uygulanmaya başlanan asgari ücret, önce 26 ili kapsadı. 1989 yılına kadar asgari ücret, tarım ve orman işçileri ile sanayi ve ticaret işçileri için belirlendi. 1989’dan sonra tüm ülke düzeyinde tek bir asgari ücret düzeyi tespit edilmeye başlandı.
Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 4. maddesinde asgari ücret; ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret’ olarak tanımlanıyor. Ama asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca işçi için, kağıt üstündeki bu tanım hiçbir şey ifade etmiyor. Milyonlarca asgari ücretlinin ve emekçinin çalışma ve yaşama koşullarının tamamen dışında kıdem tazminatı, iş güvencesi, esnek çalışma ve asgari ücret üzerinden hesaplar yapılıyor. Hükümetin ve patronlar işçilerin zaten ‘asgari’ olan haklarını nasıl geri alacaklarının planlarını yapıyorlar.
Bir süre sonra asgari ücrete yapılacak artış için hükümet, patron ve işçi temsilcileri bir araya gelecek. Her yıl olduğu gibi hükümet ve patron temsilcileri ‘en iyi zammı vermek istiyoruz’la başlayan peşi sıra ‘ama’larla devam eden açıklamalar yapacaklar. Peşi sıra bakanlar hatta başbakan işçiyi enflasyona nasıl ezdirmediklerini grup toplantılarında, açılışlarda, yurtdışına gezilere gidip gelirken açıklayacaklar. Ekonominin ne kadar iyiye gittiği, kişi başına düşün milli gelirimizin kaç bin dolara yükseldiği anlatılacak işçilerin,emekçilerin gözlerinin içinne baka baka. İşçi temsilcilerinin ‘asgari ücret açlık-yoksulluk sınırının üzerine çıksın’ talebi, ekonomi temsilcilerimiz, hükümetimiz tarafından tepkiyle karşılanacak. Hatta onlar Türkiye’yi, işçiyi düşünmemekle bile suçlanabilecek.
Hazırladığımız bu dosyada Türkiye’nin değişik bölgelerinden işçilere yer açacağız. Adıyaman’dan, Trakya’dan, İstanbul’dan Diyarbakır’dan, Kayseri’den, Gaziantep’ten işçilere asgari ücretle nasıl geçindiklerini, iyiye gitti, gidiyor denilen ekonominin işçiler için ne ifade ettiğini, asgari ücretle nasıl geçindiklerini konuştuk.
HAZIRLAYANLAR: Ercan Karakaya - Vural Nasuhbeyoğlu
ÖNCEKİ HABER

BUNLAR TARiH DEGiL Mi?

SONRAKİ HABER

hasta

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...