21 Kasım 2010 00:00

Vay Angus Vay!..


Kurban Bayramının unutulmazlarından birisi de kurban ile kurban sahiplerinin ya da kurbanı kesmek için satın alan kişilerin aralarında yaşadıkları meydan muharebeleridir. Büyük pazarlıklar sonucu kurban satın alan kişiler dini vecibelerinden en kanlısını yerine getirmiş olmanın rehaveti içerisinde çoğu zaman belayı da birlikte satın aldıklarını düşünmezler. Ta ki kurban kendini yollara vurup da önüne ne çıkarsa yakıp yıkıncaya kadar!
Zaten her kurban bayramında renkli görüntülere sahip olan yurdum toprakları, bu sene angusların da işin içerisine katılması ile daha da renklendi. Özellikle son yıllarda haberden ziyade geyik muhabbetine dönen televizyonların haber saatleri, ilk 3 günde kendilerine büyük malzemeler çıkardılar. Haber saatini rodeo saatine çeviren görüntüler izleyicilerin büyük ilgisini çekerken, ellerinde urganlarla kaçan hayvanları yakalamaya çalışan vatandaşların görüntüleri kovboy filmlerinin bir süre yayından kaldırılmasına sebep olacak cinstendi. Kurban keserken kendini kesen vatandaşlarımızın sayısı ise yayın akışını kestirecek fazlalıktaydı. Üstelik bunun il il dökümünü vermek de bir habercilik başarısı sayılmalıydı!
-Sayın seyirciler şimdi de resmi olmayan sonuçlara göre kurban keserken kendini kesen ya da kurbanla arasında husumet yaşayan vatandaşlarımızın il il dökümünü veriyoruz; Önce İstanbul! Kendine zarar veren vatandaş sayısı 820! Dana tepen 101! Angus çarpan 159! Parmağını doğrayan 470! Ayağının altını yaran 70! Kolunu kıran 20!
Bu sene kurban bayramının renkli geçmesine etken olan en büyük sebeplerinden birisi de şüphesiz Güney Amerika’dan ve Uruguay’dan ithal edilen Angus cinsi hayvanlardı! Yurdum topraklarının teslimiyetçi hayvanlarının aksine daha asabi ve daha başkaldıran bir yapıya sahip olan bu Anguslar, yurdun dört bir yanında gösterdikleri direniş ile kendinden sonra gelecek olan hayvanlara da büyük örnek oldular! Özellikle Güney Amerika’nın siyasi duruşundan ve başkaldıran siyasi yapısından etkilendikleri her halinden belli olan ve doğduğu toprakların dışında kendilerine göre direniş biçimleri geliştiren Angusların, önümüzdeki seneden itibaren yurdum hayvanlarından uzak tutulması da yetkililer tarafından bir kenara yazılmış olmalıydı! Zira tıpkı sahipleri gibi biat kültürüne sahip olan ve bıçak altına yatarken bile bir iki ayak salladıktan sonra kuzu kuzu kesilmeyi bekleyen yurdum sığırlarının Angusların bu direnişinden etkilenme ihtimali çok büyüktü!
Öte taraftan Angus cinsi hayvanların bu asi ve baş edilemez tutumlarını iklim farklılığına ve hava değişikliğine bağlayan yetkililerimiz de oldu! Yetkililer tarafından sık sık gazete ve televizyonlardan “Angus cinsi hayvanların geldikleri ülkelerde çok yağış ve ciddi miktarda ot bulunduğu, meralarda özgürce beslendikleri” ifade edilerek “dolayısıyla zapt edilmelerinin güç olduğu” bildirdi.
Kuşkusuz buna ülkenin siyasi ve ekonomik yapısının yanı sıra insanların içerisinde bulunduğu maddi sıkıntılar da eklenmiş olmalıydı. Normalin üzerindeki yağışların sel felaketine ve çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet verdiğini anlayan Anguslar, ekonomik zorluklardan dolayı doğada yetişen otların da insanlar tarafından tüketildiğini görünce “böylesi bir ülkede ancak isyan edilir” diye iç geçirmiş olabilirlerdi! Zira kendi doğduğu topraklarda özgürce dolaştıkları ve otladıkları meralar, kurban edilmek için getirildikleri topraklarda kimileri için büyük ve bulunmaz birer rant yerleriydi! Ve bu duruma da sığır bile isyan ederdi!
Öte taraftan yurdum insanının ve hayvan yetiştiricilerinin etnik kökeninden dolayı Anguslara karşı olumsuz bakışları da bayram öncesi ve sonrasında bir hayli tartışılır oldu. Din ve dil sorununun sürekli gündemde olduğu yurdum topraklarında bir süredir de Anguslarin din ve dili de tartışılıp durdu! Angusa kısa yoldan Angut diyen yurdum insanının yanı sıra hayvan satıcıları da Anguslar ile ortak dili konuşamamaktan şikayetçi oldular:
-Bunlar Türkçe bilmiyor spiker bey kardeşim! Oha diyorsun mal gibin yüzüne bakıyor! Deh diyorsun kirşi kırıp kaçıyor! Satıyorsun alıcı “Yem ve su Angusca da nasıl deniyor” diye bize soruyor! Sonram uyuşturuyoruz yerinden kalkmıyor!
Peki ya kurban bayramının özeti mi? Kurban satıcılardan birisi kendine uzatılan mikrofona şöyle demiş:
-Bu Anguslar çok ahlaksız hayvanlar! Hiç insan görmemişler, dikkat etmek lazım!
Oysa Anguslar insan görmüşlerdi görmesine de kendilerini böylesine katleden sistem görmemişlerdi! Ne diyelim Anguslar sisteme karşı elinden gelen direnişi gösterdiler göstermesine de, darısı bizim hayvanların başına!...
Veli Bayrak

Evrensel'i Takip Et