26 Kasım 2010 00:00

Kadınlar devleti göreve çağırdı

25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle birçok il ve ilçede alanlara çıkan kadınlar, kadına yönelik şiddete dikkat çekti.

Paylaş

25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle birçok il ve ilçede alanlara çıkan kadınlar, kadına yönelik şiddete dikkat çekti. Kadınlar, şiddet gören kadınlar için devletin kamusal koruma getirmesini, yasal düzenleme yapılmasını istediler.
Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar, alanlara çıkıp seslerini yükseltti; “şiddete, tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine son” diyen kadınlar, şiddet gören kadınlar için devletin kamusal koruma getirmesini, yasal düzenleme yapılmasını istediler.
Ankara Kadın Platformu bileşeni örgütlerden kadınlar, dün Kolej Kavşağı’nda biraraya gelip, seslerini yükselttiler. “Kamusal koruma”, TCK’da değişiklik yapılması taleplerini seslendiren kadınlar, tecavüzcülerin serbest bırakılmasına yönelik Yargıtay’ın “adli tıp” ısrarından vazgeçmesini de istediler.
Platform üyesi kadınlar “Siyahtan beyaza, ölümden yaşama, cinayetlere karşı kadınlar isyanda” yazılı siyah bir pankartla, slogan, alkış ve zılgıtlarla yürüdüler. Üzerlerinde “polis”, “yargı”, “medya” yazılı siyah pelerin, ellerinde Azrail’i simgeleyen tırpan taşıyan kadınlar, yürüyüşçülerin önünde onları engellemeye çalıştılar. Polis, medya ve yargının kadına yönelik tutumunu simgesel olarak protesto eden grup yürüyüşçü kadınları engelleyemedi. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur da kadınların öfkeli sloganlarına, zılgıtlarına engel olamadı.
Kadınlar, “Namusumuz özgürlüğümüzdür”, “Kadına yönelik medya şiddetine son”, “Kadına karşı şiddeti durduracağız” dövizleri taşıdı, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Devlet koruyor, erkek vuruyor”, “Şiddete karşı susmayacağız”, “Susma haykır, şiddete hayır” sloganları attılar. Kadınlar sık sık Kürtçe-Türkçe, “Jin, Jiyan, Azadi”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganı da attılar. Sakarya Caddesi’nde toplanılmasının ardından Platform adına Kürtçe metni Hande Kaya, Türkçe metni Seçin Tuncel, Tülay Aytekin Sönmez, Tuğba Özcan okudular.
CEZAEVLERİNDE YÜZLERCE KADIN VAR
Yapılan açıklamalarda, kadınlara yönelik şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz olaylarına vurgu yapılarak, son yıllarda kadın cinayetlerinde yüzde 1400 arttığının altı çizildi. Son dönemde öldürülen kadınların isimleriyle örnek verildiği konuşmalarda, medyanın kadına yönelik şiddeti ele alış biçimi de eleştirildi. Barış ve özgürlük, çocuklarının güvende olduğu bir ülke, adalet, çalışma hayatındaki ve her alandaki şiddetin sona ermesini isteyen konuşmacılar, cezaevlerinde olduğu için eyleme katılamayan yüzlerce kadın olduğunu da dile getirdiler. Sadece barış istedikleri için dört duvara hapsedilen kadınlar için özgürlük istediklerinin belirtildiği konuşmalarda, “Ülkemizde barış istemenin suç olmadığı günler görmek istiyoruz” denildi.
“Kamusal koruma, sığınma evleri ve danışma merkezleri açılması ve TCK’da önemli değişikliklerin yapılması” taleplerinin ifade edildiği konuşmalarda, Yargıtay’ın “adli tıp” ısrarıyla tecavüzcüleri serbest bırakması da eleştirildi. Açıklamaların ardından platform üyelerinden oluşan bir heyet, kadınların taleplerini Başbakanlığa dosya halinde iletirken, eylem müzik dinletisiyle sona erdi. (ANKARA)

MECLİS ÖNÜNDE EYLEM
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi kadınlar Meclisin Dikmen kapısı önünde buluşarak, kadına yönelik şiddetin sistematik hale geldiğini belirttiler. Kadın cinayetlerinin son 7 yılda yüzde 1400 arttığına dikkat çekilen açıklamada, “2010 yılının ilk 10 yılında toplam 301 kadın vahşice katledildi. Yılın ilk 7 ayında 478 kadına tecavüz edildi, 722 kadın tacize uğradı” denildi. Açıklamadan sonra kadınlar, milletvekilleri AKP’li Fatma Şahin, CHP’li Canan Arıtman ve BDP’li Sebahat Tuncel’in davetlisi olarak Meclise girdiler.

ŞİDDETİ EN DERİN KÜRT KADINLARI YAŞIYOR
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Meclisi, kadına yönelik şiddetin en yaygın, en sistematik, fakat yasal olarak en az tanımlanan bir insan hakları sorunu olduğuna dikkat çekti.
Kapitalist küreselleşmeyle birlikte savaş, militarizm, yoksulluk, zorunlu göç ve ekolojik tahribatlarla şiddetin daha da yoğunlaştığı kaydedilen açıklamada, “Kimi kadınlar sadece kadın olduklarından, ayrıca kimi kadınlar kültüründen, kimisi cinsel tercihlerinden, kimi kadınlar da bütün bunların yanında etnik kökenlerinden dolayı da devletlerin hedefi olabiliyorlar” denildi.
Açıklamada Türkiye’de kadın olmaktan kaynaklı sorunlar yetmiyormuş gibi Kürt kadınlarının yaşadığı ayrımcılık ve şiddetin, “En derinden yaşanan ve uzun yıllara yayılmış bir ayrımcılık türü” olduğu dile getirildi. Cinsiyet ayrımcı politikalarla beslenen şiddetin, geleneksel ön yargılarla birlikte pekiştiği, devlet eliyle de yani yasalarla meşrulaştığı ifade edilen açıklamada, “Kürt sorununun çözümsüzlüğü çeyrek yüz yıldır sürmekte ve Kürt kadınları da bu şiddeti en derin şekilde yaşamaktadır” denildi.
Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için mücadele eden BDP’li kadınların devletin şiddetine daha fazla maruz kaldıkları belirtilen açıklamada, pek çok BDP’li kadın siyasetçinin aylardır hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğu hatırlatıldı. BDP’li kadınlar, “Cinsiyetçiliğin aşıldığı, cinsiyet özgürlükçü eşit bir toplum için kararlılıkla mücadele edeceklerini” bildirdiler.
ÖNCEKİ HABER

Şiddete, eşitsizliğe, savaşa karşı

SONRAKİ HABER

DURUM

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...