01 Aralık 2010 00:00

BAŞYAZI

Wikileaks belgeleri, beklendiği gibi dünyayı bir hayli karıştırdı. Ama en çok da Türkiye’yi karıştıracağa benziyor.

Paylaş

Wikileaks belgeleri, beklendiği gibi dünyayı bir hayli karıştırdı. Ama en çok da Türkiye’yi karıştıracağa benziyor.
“En çok Türkiye’yi karıştıracak olması”nın nedeni, ABD’nin Türkiye’deki “elemanlarının” en çalışkan ajanlar (diplomatlar) olması ya da bu görevlilerin Türkiye’yi jurnallemekten hoşlanmasından değil elbette. Tersine bu yoğunluk, ABD’nin dünya hegemonyasını yenilerken Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeyi müdahale merkezi alması ve Türkiye’yi de bu müdahalenin ileri karakolu olarak görevlendirmek istemesinden gelmektedir.
Hal böyle olunca Türkiye’de “kıpırdayan yaprak” bile ABD’nin dikkatini çekmektedir. Hele söz konusu “kıpırdamalar” hükümet düzeyinde olunca bu dikkatin daha da yoğunlaşmış olması hiç de yadırganacak bir şey değildir. Bu yüzden de bütün bu belge yığını içinde en çok belge gönderilen ülkenin Türkiye olması da kaçınılmaz olmaktadır.
Ancak burada önemli olan ABD görevlilerinin belge göndermesi değil; bu belgelerin ne ile ilgili olduğudur. Eğer bu belgeler sadece; hükümetin tutumundan, “bakanların hizmetlerinden” ABD yetkililerinin hoşlanmamasına ilişkin olsaydı; “Bir de hoşlanmaları mı gerekirdi?” diye soruyu tersten sorabilirdik. Nitekim açıklanan ilk belgeler, Davutoğlu’nun “neo Osmanlıcılığı”, “tehlikeli kişi” olması biçiminde olunca hükümet yalakası takımı; “Onur duyarız!” diye patırtı yapmış; ama sonra “Erdoğan’ın İsviçre’de gizli hesapları”, “Aksu’nun eroin kaçakçılığı, küçük kızlara düşkünlüğü”, “Maliye Bakanı’nın Aydın Doğan’ı çökertmek için piyasaya müdahalesi”, “Gönül”ün “ABD’ye istihbarat veren eleman” gibi değerlendirmelerine gelince bu çevreler; “Hele bir diğer belgeler de çıksın da sonra değerlendiririz” demeye başlamışlardır.
Yandaş basının bu tutumu bile Cumhurbaşkanı Gül’ün, “Bunlar zaten bilenen şeylerdi; yeni bir şey yok!” ve Başbakan Erdoğan’ın, “Hele Wikileaks eteklerinde taşları döksün de bakarız!” demesine endekslenmiştir. Ve genel olarak bakıldığında “yandaş basın” ve “yandaşı basın”; “Bunlar önemsiz şeylerdir; dedikodudur!” çizgisinde hareket etmekte; bütün o belgeler içinde İsrail’in Türkiye için “şüphelerini” öne çıkarıp; “Bu belgelerden en çok İsrail yararlanacak” propagandasıyla ve Wikileaks’in patronunun kimliği ve kişiliğini öne çıkararak ortama sis bombaları atmaya yönelmiş bulunmaktadır.
Burada Cumhurbaşkanı Gül’ün “Bunlar bilenen şeyler, yeni bir şey yok!” demesi manidardır. Çünkü; Cumhurbaşkanının böyle demesi; “Ben Erdoğan’ın gizli hesaplarını, Savunma Bakanının bilgi sızdırdığını, eski İçişleri Bakanı’nın eroin kaçakçısı ve uçkur düşkünü olduğunu, Kardeş Aliyev’in Türkiye’ye komplo kurduğunu biliyordum!” anlamına gelir ki, bu da ortalığı çok karıştırır!
Tabii bir de basında siyaset dünyasında “komplo teoricisi”, “cin gazeteciler”, “uyanık siyasetçiler” var. Onlara göre de, “bu belgelerin yayımlanması ABD’nin bir oyunu”dur: Böylece ABD, Arabistan’la İran’ın Ürdün’ün, Türkiye ile Azerbaycan’ın, AB’nin ... arasını açmış; bölgedeki kendine karşı çıkan ülke ve liderleri birbirine düşürüp balans ayarı yapmak için bu belgeleri ortaya atmıştır!
Öyle görünmektedir ki; hükümet cenahı, en başta da Erdoğan; bir yandan bu belgelerde; “Bunlar İslamcı, gizli ajandası var” gibi nitelemeleri , “Bakın biz bağımsızlıkçı, ABD’ye endeksli olmayan politika izliyoruz” diyerek lehlerine kullanırken, “gizli hesap”, “kaçakçı” vb. gibi suçlamaları ise, “Bizi karalamak için uydurulmuş iddialar” diye zamanla unutturacak bir taktik izleyeceklerdir.
Ancak suçlamalar “güneşin balçıkla sıvanamayacağı” kadar nettir. Yeter ki unutulmasına başka olaylarla üstünün örtülmesine izin verilmesin, vermeyelim!
Her şey açık seçiktir; komplo teorileri ve öteki türden sis bombalarının yaratacağı “alaca karanlıklarda” yollar kaybedilmemelidir. Çünkü bu ülke menfaatleri üstünden rant sağlayan ve bu belgelerde marifetleri sırıtan etkili ve yetkili kişilerin işine gelir.
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

Eğitim Sen Kadın Kurultayı Aralık’ta yapılacak

SONRAKİ HABER

Hacettepe’de ‘kriz ve işsizlik’ sempozyumu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa