4 Aralık 2010 00:00

EMO: Yüce divanlık suç!


TORBA yasayla özelleştirme davalarına karşı yargıyı baypas etme girişimine tepki gösteren Elektrik Mühendisleri Odası, “AKP hukuk devletini sora erdirmeye hazırlanıyor” dedi.
AKP Hükümetinin Meclise gönderdiği, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda alt komisyona sevk edilen kamuoyunda “torba yasa” olarak ifade edilen, “Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması” tasarısı birçok kesim gibi elektrik mühendislerinden de tepki aldı.
ŞİRİN SÖYLEMLERİN ARDINDA…
Tasarıyla mahkemelerin özelleştirme davalarında verdiği yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının uygulanmamasının hüküm altına alındığının hatırlatıldığı açıklamada, “Yani mahkemelerin varlık gerekçesi ortadan kaldırılmaktadır” denildi. Açıklamada, kamuoyuna “Vergi, sigorta affı” gibi “şirin görünen” söylemlerle duyurulan tasarının, AKP’nin “Kontrolsüz güç” dayatmasının örneği olarak tarihe geçeceği ifade edildi.
Referandumda anayasa değişikliğine “Hayır” demelerinin gerekçesini, “Özelleştirme işlemlerindeki yasa ve Anayasaya aykırılıklara karşı yargı denetiminin ‘Yerindelik denetimi’ bahanesiyle ortadan kaldırılmak istenmesine dayandırdıkları” vurgulanan açıklamada, “Anayasa değişikliğinin ardından iktidar seçim öncesinde kendisini ve yandaşlarını garanti altına alma gayreti içerisinde pervasızlığının boyutunu daha da öteye taşımıştır” derildi.
EMO AYAK BAĞI OLDU
Özelleştirme uygulamalarındaki yandaş çıkarlarının korunmasına yönelik hukuka aykırı uygulamaları dile getiren, yargıya başvuran kurum ve kuruluşların yaftalandığı, EMO’nun özelleştirme işlemlerine dava açtığı için terörist bile ilan edilip, ayak bağı olmakla suçlandığı” kaydedilen açıklamada, “Bugün de hukuka aykırı özelleştirmelere ilişkin mahkemelerin verdiği iptal kararlarının uygulanmayacağı ilan edilmektedir. Düzenleme ile AKP adeta kendisi ve yandaşları için saltanatlık kurmaktadır” denildi.
AKP’nin düzenlemeye ilişkin gerekçesindeki, ‘Fiilen geri dönülemeyecek yapının oluştuğu’ iddiasının doğru olmadığı kaydedilen açıklamada, “Doğrusu, AKP’nin yasaya ve Anayasaya aykırı uygulamalarından geri dönmeye niyeti olmadığı, yandaşlarına sağladığı çıkarları geri almak istemediğidir” denildi.
‘GEREKÇE GERÇEKÇİ DEĞİL’
Gerekçede birkaç sermayedara teslim edilmiş olan kamu varlıklarının yargı kararı gereği geri alınmasının yaratacağı mali külfetten söz edildiği, terazinin bir kefesinin sermayedarlar lehine doldurulduğu, kamu tarafındaki kefenin ise boş bırakıldığı vurgulanan açıklamada,
“Böyle bir hesabın yapılabilmesi için öncelikle söz konusu şirketlerin yasalara aykırı olarak kamu varlıklarını elinde bulundurduğu dönemde elde ettiği kazançlar hesap edilmelidir” görüşü dile getirildi.
ANAYASA’YA AYKIRI
Bu düzenlemenin, Anayasanın “Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” hükümlerine açıkça aykırı olduğunun altı çizilen açıklamada, bu tasarının Mecliste görüşülmesinin bile “Yüce Divanlık bir suç” oluşturduğunun altı çizildi. (Ankara/EVRENSEL)


13 İLDE 6 SAAT KESİNTİ
Yok, şirketin kazandığı para da cebine kalsın deniyorsa, o zaman ÖİB’nin 19 grup HES ihalelerinde toplam 141 megavatlık 52 santral için 432.8 milyon dolar teklif edildiğini, Oymapınar’ın kurulu gücünün ise 540 megavat olduğunu hatırlatalım.
Yani şirketin bedavaya aldığı HES’in bugünkü ihale sonuçlarına göre değeri 1 milyar 657 milyon dolar. Ne yazık ki kamu zararının boyutu yalnızca santralın değeriyle sınırlı değil. Ce-Ka’nın sahibi olduğu Oymapınar Santralı, Türkiye’nin elektrik sisteminin sıkıntıya girdiği 2006’da TEİAŞ’ın yük al talimatına uymadı, elektrik vermeyi reddetti. Sistem çöktü ve 13 ilde 6 saat gibi uzun süren bir kesinti yaşandı. Yani 6 saat boyunca sanayi üretimi durdu, turizm felç oldu, insanlar evlerinde karanlıkta kaldı.
Af tasarısında özelleştirme ile ilgili yargı kararı gereği geri alma işleminin kamuya mali külfet doğuracağını iddia edenler bunun zararını da hesaba katmışlar mıdır?”


SEYDİŞEHİR ÖRNEĞİ
Seydişehir Eti Alüminyum Tesisleri Temmuz 2005’de AKP’ye yakınlığıyla bilinen Cengiz İnşaat’a (Ce-Ka) devredildi. Özelleştirme öncesinde Eti Alüminyuma elektrik sağlayan Oymapınar HES tesise bağlanarak, bedavaya Ce-Ka’ya verildi. Danıştay 13. Dairesi 27 Kasım 2007’de özelleştirme işlemini iptal etti. AKP Hükümeti yargı kararını şirkete tebliğ etti, tesisi geri alamadığı için dostlar alışverişte görsün misali yeniden yargıya başvurduğunu açıkladı. Yargı kararı 3 yıldır uygulanamazken, AKP Hükümeti şirket kârına kâr katsın diye bakın neler yaptı…

YANDAŞ CE-KA’NIN KÂRINA KÂR KATILDI
EPDK kararıyla Ce-Ka şirketi, Oymapınar’dan yüksek fiyata elektrik satabilsin diye otoprodüktör lisansına sahip olan santrallerin piyasaya satış hakkı 2009 sonuna kadar yüzde 20’den 50’ye çıkarıldı. Sadece 1 yıllık kâr olanağı da yeterli görünmedi, kararın geriye dönük olarak 2007 ve 2008’i de kapsaması sağlandı. Şirket, söz konusu santralin yatırım maliyetini üstlenmedi, hazır santrale hiç para ödemeden sahip oldu. Şirketin DUY’daki ortalama satış fiyatı üzerinden ürettiği elektriğin parasal karşılığı hesaplandığında, yalnızca 2 yıl içinde 326 milyon TL (Yüzde 50 satış sınırını aşan ve bedeli kamuya aktarılan satış hariç) kazandığı ortada.


CE-KA PARASINI ELEKTRİK SATIŞINDAN ZATEN ÇIKARDI
Hidroelektrik santralleri, yatırım maliyeti yüksek, ancak yakıt gideri olmayan dolayısıyla işletme maliyeti 0.065 sent gibi oldukça düşük olan santral tipi. Üstelik Ce-Ka’nın 2006 ve 2007’deki elektrik üretiminden kazandığı paralar ve Eti Alüminyum Tesisiyle ilgili veriler de bu hesaba dahil değil. Ce-Ka’nın Eti Alüminyum Tesisi için ödediği para 305 milyon dolar. Yani şirket ödediği parayı sadece elektrik satışıyla geri aldı. Ce-Ka, santral üzerinden sağladığı kârları kamuya iade ederse, kamu da şirketin ihalede verdiği 305 milyon doları zaten ödeyebilecek.

Evrensel'i Takip Et