8 Aralık 2010 00:00

Kendisini alkışlayan öğrenci istiyor


Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe’de rektörlerle yaptığı görüşme sırasında polisin saldırısı ile karşılaşan öğrencileri hedef aldı
Partisinin grup toplantısında, kendisini protesto ettiği için polisin saldırısı iler karşılaşan gençlere yüklenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Yakında gençlerle de toplantılarımız olacak. Ama kusura bakmayın, elinde sopayla, taşla, molotofkokteyliyle, yumurtayla gezen gençlerle biz toplantı yapmayız” dedi.
“Birkaç gündür, gazeteler televizyonlar sürekli olarak oradaki bazı gençlerin provakatif eylemlerine geniş şekilde yer veriyor” ifadelerini kullanan Başbakan şöyle devam etti: “Bakınız, protesto şüphesiz ki bir demokratik haktır. Daha önce de söyledim, emniyet tabi ki bu tür bir organizasyonun güvenliğini tesis etmekle mükelleftir. Fakat buraya gelen öğrenciler bir siyasi partinin çatısı altında toplanıp, değişik siyasi partilerden orada toplanmak suretiyle, kalkıp da buraya gelip, burada protesto değil, söyledikleri şey anlamlı, ‘Biz de bu toplantıya girmek istedik’... Davetli olan toplantılar vardır, tamamiyle halka açık toplantılar da vardır. Biz sizi davet etmedik.”
‘GENÇLERLE
GÖRÜŞECEĞİZ AMA...’
Yakında gençlerle de toplantıları olacağını belirten Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ama kusura bakmayın, elinde sopayla, taşla, molotofkokteyliyle, yumurtayla gezen gençlerle biz toplantı yapmayız. Bunu çok açık net söylüyorum. Biz düşüncesiyle, fikriyle, entelektüel zemini oluşturmaya katkı sağlamaya çalışan gençlerle ülkenin sorununu konuşuruz. Diğerleriyle siz zaten bunu konuşamazsınız ki... Karşı düşünceye saygısı olmayan ve o düşünceye karşı herhangi bir sabır göstermeyen gençlerle neyi konuşacaksınız? Orada önyargılar var... Demokrasi bu değil, demokrasi katkıdır. Özgürlükler bu değil, özgürlükler özgürce düşüncenizi ifade etmektir. Taşla, sopayla, kasaturayla değil... Şimdi önümüzde inşallah yine Dolmabahçe’de gençlerle bir araya geleceğiz.”
DİĞER KONULAR
Erdoğan, 2011 Genel seçimler öncesi, yasama faaliyetleri konusunda milletvekillerine şu mesajları verdi: “Seçim öncesi Meclis kapanıncaya kadar her saati dakikayı değerlendirerek hizmete devam edeceğiz. Aziz milletimiz bize oy verirken bizi buraya gönderirken, geceyi gündüze katmamızı istedi. Muhalefet bıkabilir, yorulabilir bunlar bizim çalışma tarzımızda yer almıyor. Son ana kadar aşkla şevkle çalışmaya devam edeceğiz.”
Başbakan Erdoğan, İsrail’de çıkan yangını hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İsrail’de orman yangınına da elimizi uzattık, iki yangın söndürme uçağımız gitti. İsrail’le meselelerimiz sorunlarımız var diye ormanların yanmasına insanların ölümüne seyirci kalamazdık. Bu ne insanlığa yakışır ne de bizim manevi değerlerimize uygun düşerdi.Biz Gazze için haykırırken, Mavi Marmara için sesimizi yükseltirken, hangi hassasiyetle yaptıysak orman yangınına da o hassasiyetle sitle elimizi uzattık. Bizim hassasiyetimiz manevi değerlerimiz ölen insanlara tabiata sahip çıkmayı emrediyor. Bu konuda kafa karışıklığı yaşayanlar varsa onlar bizi yanlış tanımıştır. Biz Mavi Marmara’yla ilgili hassasiyetimizi koruyoruz.”
WİKİLEAKS BELGELERİ
Erdoğan, Wikileaks belgelerine de değinerek, şunları söyledi: “Özellikle Amerikan diplomasisin kendi diplomasisiyle ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Kendi diplomatlarıyla çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Tabii ki bu sorun birinci derecede ABD’nin sorunudur. Dünyanın bir numaralı ülkesinin şu anda diplomaside böyle bir noktaya gelmesi gerçekten düşündürücüdür. Bu çapta bir olayın sıradan, önemsiz kendi halinde münferit bir hadise gibi takdim edilmesi mümkün değildir. Yalan yanlış bilgilere, nezaketsiz yorumlara dayanan bu yazışmaların sızdırılmasını ve yayımlanmasını bir erdem veya şeffaflaşmayı sağlayan olumlu bir gelişme olarak göstermek isteyenler resmin tamamını gözden kaçırmış oldular. Ortada büyük bir ciddiyetsizliğin olduğu ne kadar açıksa birilerinin bundan farklı hesaplar içinde olduğu da o kadar açıktır. Sağduyu ve serinkanlılık özellikle diplomaside hayati derecede önemlidir. Birileri diyor ki şeffaflık. Hayır. Kimse her yerde, her zaman şeffaflığı savunamaz. Eğer birileri sır kavramını, şeffaflık kavramını sınırsız diyorsa bu kendini inkardır. Böyle bir şey sözkonusu değildir. Bir meseleyi daha anlamadan, önünü ardını görmeden, niyetini hedefini analiz etmeden verilen her tepki erkendir, eksiktir. Onun için de bizler süreci sürekli takip ediyoruz. Gelişmeleri izliyoruz, izlediğimizi ilk günden söyledik. Ne yazık ki anamuhalefet partisi meseleye böyle yaklaşmaktan hep kaçındı. Daha ilk çıkan belgelerle birlikte konuyu iç politika malzemesi yapmak gibi bir fırsatçılığını içine girdi. CHP’nin yabancı diplomatların hezeyanlarına, yalanlarına sarılarak götürdüğü kampanyanın CHP kitlesinde bile rahatsızlık doğurduğunu görüyoruz.” Erdoğan, bu belgelere temkinli davranmaya devam edeceklerini de belirterek, “Dış politikada hiç kimse bize rota çizemez; rotayı, istikameti yalnız ve yalnız aziz milletimiz çizer” dedi. (ANKARA)

Evrensel'i Takip Et