11 Aralık 2010 00:00

Gençlik tüm barikatları aşacaktır


Okul idareleri ve özellikle belli kadrolar gençliğin kendi sorunlarına sahip çıkması ve politikleşmesi önünde engel oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Yaygın bir hale gelen okul önlerindeki başıboşlar tayfasına aşina hale geldik. Çeteleşmenin uyuşturucunun giderek artmaya başlaması da başıboşların etkin bir halde başrol oynaması anlamına gelmektedir. Kız kavgasından tutunda mekân kavgasına kadar bu başıboşlar başı çekmektedirler. Ve bu başıboşlara zaman zaman devletin kolluk güçleri ve okul idareleri göz yummaktadır; ya da müdahale etmemektedir. Nedeni ise gençliğin apolitikleştirilmeye çalışılmasıdır. Apolitik gençlik yığınları hem devletin hem kolluk güçlerinin hem de okul idarelerinin bir bakımdan yaratmak istediği gençlik profilidir. Düşünmeyen, sorunlara göz yuman, hakkını aramayan geçlik yığınları kapitalist sistemin bir ürünüdür aslında. Buna karşın düşünen sorunların çözümü için mücadele eden hakkını arayan gençlik yığınları ise baskı ve şiddete maruz kalmaktadırlar. Bugünler de ise baskı ve şiddete ek olarak okul idarelerinin öğrencilere yönelik tehditleri de eklenmektedir; kışkırtmalar ise işin tuzu biberi olmaktadır. Emek Gençliği’nin faaliyetleri kolluk güçleri ve okul idareleri tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. 17 yaşında olmasına rağmen yaşı büyültülerek idama götürülen ERDAL EREN’i anma etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek olan ‘Oğlunuz Erdal belgeseli’ gösteriminin duyuru bildirileri kartal Süleyman Demirel lisesi önünde Emek Gençliği üyeleri tarafından dağıtılırken kolluk güçleri keyfi bir şekilde engellemeye çalışmıştır. Bu engelleme kartal İMKB kız meslek lisesinde öğrencileri okuldan atma tehdidine kadar varmıştır. Okul müdür başyardımcısı A.A. bu bildirileri alan okul içerisine sokan öğrencileri okuldan atmakla tehdit etmekle yetinmeyip bazı öğrencileri kışkırtarak okul etrafındaki ERDAL EREN afişlerini söktürmeye kadar işi götürmüştür. Okul idarelerinin baskılarına ve kolluk güçlerinin engellemelerine rağmen her iki okul öğrencilerde ERDAL EREN’E sahip çıkarak Emek Gençliği üyelerinin yanında durarak dağıtıma katılmak istemişlerdir. Aslında okul idarelerinin ve kolluk güçlerinin baskı, tehdit ve engellemeye çalışmasının nedeni ise burada belirginleşmektedir. Apolitik olmak istemeyen gençler; iş eğitim barış için mücadele edeceklerini ve ERDAL EREN’in mücadelesini sahiplenerek işçi sınıfının yolunda emeğin saflarında yer alacaklarını belirttiklerinden dolayı bu baskı ve şiddetten ve tehditlerden nasibini almaktadır ama geri adım atmamaktadır. Yeni Ogün Samastlar yaratmak isteyen AKP düzeninin demokrasi yalanı açığa çıkmaktadır. Referandum oylamasında halktan evet oyu isteyen tayip efendinin demokrasi anlayışı anlamını kaybetmiştir. Hrant Dink’in katili Ogün Samast 18 yaşından küçük (?) olduğu gerekçesiyle çocuk mahkemesine sevk edilirken, 17 yaşındaki ERDAL EREN 12 eylül faşist cuntası tarafından meşhur ‘asmayalım da besleyelim mi?’mantığıyla idama mahkum edilmiştir. Daha çocuk yaştaki Kürt çocukları mayınla, topla, tüfekle, kolluk güçlerinin kurşunuyla katledilirken apolitik olmak istemeyen politik bir yapıya sahip olmak isteyen gençlik yığınlarının sahiplenmesidir aslında okul idarelerinin ve kolluk güçlerinin korkmasına neden olan. Politik bir yapıya sahip olmak isteyen gençlik yığınları 12 Aralık Pazar günü saat 17.00’de Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde yapılacak olan ‘Oğlunuz Erdal Belgeseli ile’ dosta ve düşmana karşı; ‘Denizlerden Erdallara işçi sınıfının yolunda gençlik emeğin saflarında’ şiarını daha gür bir şekilde haykıracaktır…
Başar Bölük/Kartal - İstanbul

Evrensel'i Takip Et