13 Aralık 2010 00:00
BAK ALDIĞIN KARARIN SONUCU BU!
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevinde 13 Aralık 1980 günü Erdal Erenin talebiyle infaza tanıklık eden Avukat Nihat Toktay: Erdal Eren davası devrimci mücadeleye gözdağı verebilmek için seçilen, hedeflerden ya da pilot davalardan birisidir. Bu dava en hızlı, en seri şekilde ve hiçbir delil toplanmadan biten davalardan biridir. Üç celse, celseler arası da bir hafta, onar gün. Bu süreyi de mahkeme ile kavga ede ede aldık. Erdal Eren bu cezayı hak etmemişti. Çünkü dava dosyasındaki deliller incelendiğinde Erdal Erenin bu suçu işlemediği açıkça görülür. Ve bu yargılama aşamalarında, en azından bir keşif yapılsaydı, yaşı tespit edilseydi, Erdal Eren bugün yaşıyor olacaktı.
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevinde 13 Aralık 1980 günü Erdal Erenin talebiyle infaza tanıklık eden Avukat İsmail Sami Çakmak:
( ) Sehpaya yürüdü, slogan atıp, kolay geçsin diye boynunu ipe kendi uzattı, aynı anda tabureyi tekmeledi. O sırada Nihat Toktay, Hakim nerede diye bağırdı. Bir kenarda, başını iki elinin arasına almış, sürüklercesine getirdik, Bak, aldığın kararın sonucu bu dedik. İp Erdalın boynuna üçe yedi kala geçti, biz üçü on geçe aynı taksiyle geri döndük. Orada, merdivenin altında ağlayan bir yüzbaşıyı unutamıyorum, hem ağlıyor hem de bunun hesabı nasıl verilecek diye söyleniyordu.
(14.09.2008/Cumhuriyet-Dergi/ Berat Günçıkan)
Evrensel'i Takip Et