18 Aralık 2010 00:00

MECLiSTE KIRMIZI CiZGi KURTCE


BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Bundan sonra Kürtçe’nin kullanımında devletin yasal ve anayasal düzenlemelerini beklemeyeceğiz. İki dilli hayat olacak” şeklindeki açıklamaların yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı BDP’lileri uyarırken, Meclis Başkanı ise savcıları göreve çağırdı.
ŞAHİN: SAVCILAR GÖREVE!
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube ziyareti sırasında, “Bundan sonra Kürtçe’nin kullanımında devletin yasal ve anayasal düzenlemelerini beklemeyeceğiz. Esnaflar ana dilin gelişimi için işyerlerinin tabelalarını Kürtçe yapmalılar. Kürtlerin yaşadığı her bölgede iki dilli hayat olacak” açıklamasının ardından Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ilk tepki göstermiş ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin devletinin resmi işlemlerdeki dili Türkçe’dir. Bu konuşmaları seçim öncesi propaganda olarak değerlendiriyorum. Bununla ilgili kuşkusuz ki yasalarımız var, Cumhuriyet savcıları ilgili kurumların üzerlerine düşen görevi yerine getirirler yerine getirmek durumundadırlar” yanıtını vermişti.
CUMHURBAŞKANI:
RESMİ DİL TÜRKÇE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara Büyükşehir Belediyesini ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, BDP’nin Bölge’de Kürtçe’nin ikinci bir dil olarak kabul edilmesi istemini değerlendirirken Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğunu ancak başka dillerin de konuşulduğunu söyledi. Gül konuşmasını şöyle sürdürdü: “Halkımızın konuştu diller bizim dillerimizdir. Bu ayrı bir konudur. Ama Türkiye Cumhuriyetinin dili Türkçedir. Türkçe herkesin ortak dilidir. Türkçe bilmeyenlere öğrenmeyenlere Türkçe öğretmemiz gerekiyor, ama herkes Türkçe biliyor. Hiç kimse Türkiye’de ikinci sınıf vatandaş olmak istemez. Herkes birinci sınıf vatandaştır. Ama vatandaşlarımızın konuştuğu farklı diller bunlar da bizim kültür mirasımızdır.
Anayasamız bize bütün kültür mirasımızın korunması emrediyor. Kürtçe de Türkiye’de konuşulan bir dildir o da bizim dilimizdir.” Gül, gazetecilerin BDP’li milletvekillerinin TBMM’de Kürtçe konuştuğunu hatırlatması üzerine, TBMM’nin bir çalışma tüzüğü olduğunu nasıl konuşulması nasıl çalışılması gerektiğinin bu tüzükte belirtildiğini ifade etti. “Bunların karşısında iş yapmamak gerekir fayda getirmez” diyen Gül, Türkiye’nin daha çok demokratikleştiği bir dönemde herkesin daha sorumlu, daha dikkatli hareket etmesinin Türkiye’nin yolunu açacağını dile getirdi.
CHP: ANAYASA GÖRE RESMİ DİL TÜRKÇE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ye kefil olduğunu ifade etmesine ilişkin Mecliste açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’e bir gazetecinin BDP’nin iki dil talebine yönelik soru sordu. Milletvekillerinin Anayasa üzerine yemin ettiklerini hatırlatmasında bulunan Özyürek şöyle konuştu: “Herkesi bağlayan metin Anayasa’dır. Anayasamıza göre resmi dil Türkçe’dir. O nedenle resmi yazışmalarda, resmi haberleşmelerde Türkçe kullanılması gerekir. Ama insanlar sokakta kendi dillerini konuşabilirler, kendi dillerinde yayın yapabilirler. Bunlarda engel yok. Ama resmi dil Türkçe’dir. Bunun dışındaki girişimler olayı zorlamaktır. Anayasa hepimizi bağlayan metindir. Anayasa üzerine yemin etmiş milletvekillerini öncelikle bağlar.”
“Bu konuda Meclis Başkanı ne yapmalı?” sorusuna Özyürek, “Meclis Başkanı’nın takdirinde bazı şeyler yapılabilir. Anayasaya bağlılık yemini ettik. Anayasa da resmi dilin Türkçe olduğu açıkça ifade edilmiştir” dedi.
MHP: MÜSAADE EDİLEMEZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BDP’den gelen iki dil açıklamasına sert tepki gösterdi.
Şeb-i Arus törenleri için geldiği Konya’da habercilerin “iki dil uygulaması” tartışmasıyla ilgili sorularını cevaplayan Bahçeli, “Türkiye’nin bölünmesine müsaade edilemez. Türkiye’yi coğrafyalara ayırmaya müsade edilemez. Çok dilli, çok kimlikli yapıya müsaade edilemez. Milli devlet üniter yapının tahribatına müsaade edilemez” dedi. Herkesin istediği gibi konuşabileceğini ifade eden Bahçeli, “Gerçekleştirme şansları yoktur, zira MHP vardır” şeklinde konuştu. İçişleri Bakanı Beşir Atalay da TRT Haber’de yayınlanan “45 Dakika” programında söz konusu tartışma için “Herkes istediği dili konuşabilir ama resmi dil Türkçe’dir” açıklamasında bulundu.
TÜRK’ÜN KÜLTÜR BAKANI!
BDP’lilerden gelen ikinci dil açıklamalarına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan da tepki geldi. Günay, resmi ortamlarda ikinci bir dili zorlamanın hukuksal anlamda hiç kimsenin hakkı olmadığını ileri sürerek şöyle konuştu: “Bir kamu kanalı uzunca bir süredir Kürtçe’nin farklı lehçelerinde yayın yapıyor. Biz tiyatro sahnelerinde yerel dillerde oyunlar açıyoruz ama Türkiye Cumhuriyeti’nin bir anayasası var. Anayasa’ya göre devletimizin resmi dili Türkçedir. Bunun ötesinde resmi ortamda başka bir dilin kullanılmasına dönük şu anda yasaların verdiği imkanları zorlamak hiçbirimizin hukuk çerçevesinde hakkı değildir. Benim gördüğüm kadarıyla arkadaşlarımız da bu gelişmeyi görüyorlar. Bu gelişmeyi iki ikiye konuştuğumuzda bize itiraf ediyor, hatta teşekkürle karşılıyorlar ama kamuoyu önünde bizi aşan bazı adımlar atma ihtiyacı hissediyorlar. Buna Anadolu deyimiyle ’Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek’ gayreti derler. Bu gayrete yardımcı olmayacağız.” (HABER MERKEZİ)



BDP: ŞAHİN İHBARCILIK YAPIYOR
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, kendilerine yönelik ‘savcıları harekete geçmeye’ çağırmasının sorulması üzerine Kaplan, Meclis Başkanlığı’nın tarafsız bir makam olduğunu belirterek, “Sayın Meclis Başkanımızın Türkiye’de anadilde eğitim, öğretim, konuşma gibi konularda bir sorun olduğunu, bunun da bir anayasa değişikliği ve yasa değişikliğiyle, daha önce parti gruplarıyla yaptığı gibi ‘gelin bir anayasa yapalım’ çerçevesi içinde, değerlendirilip çözülebilecek bir sorun olduğunu söyleyip yasamanın önemini ortaya koymasını beklerdik. Sayın Meclis Başkanı yasamanın bu çok önemli fonksiyonunu göz ardı ederek, yasamanın çalışması yerine, ihbarcılık, ihbar etme tercihini kullanıp sorunun çözümünü de yargıya havale etmiştir” dedi. Yasamayı tercih eden Meclis Başkanı’nın ihbar edip, savcıları göreve davet etmesinin kendileri için yabancı bir şey olmadığını da söyleyen Kaplan, “Zaten savcılar partimiz söz konusu olduğu zaman otomatiğe bağlanmış gibi fazla mesai yapıyorlar. Bu tür bir ihbara gerek yok, her zaman, her davranışımız, her konuşmamızda soruşturma açıyorlar. 555 fezleke şu an Meclis’te. Bu açıdan doğrusu yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum. Meclis Başkanını yasamanın temsilcisi olduğunu, sorunların çözümünün de yasama olduğunu idrak etmeye davet ediyorum. İhbarcılığın da hoş bir şey olmadığını ifade ediyorum. Biz de bu meclisin bir grubu, üyesiyiz. Bizim de başkanımız olduğunu da unutmaması gerekir” dedi.


TÜRK: KÜRTÇE KONUSUNDA KARARLIYIZ

Bitlis’in Güroymak (Norşîn) ilçesinde halka hitap eden DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, halktan Kürtçe’yi her alanda kullanmasını istedi. Türk, “Türkiye’ye bakıyorum, dil üzerine çok tartışma yürütülüyor, bize diyorlar ki siz bu dil tartışmasını toplumun gündemine getiremezsiniz. Resmi bir statü kazandıramazsınız. Ama biz kararlıyız, biz ekonomimizi, kültürümüzü, yaşamımızı dilimizle yapacağız” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a seslenen DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ise, “Biz Türkçeyi öğrendik siz de bir zahmet Kürtçe’yi öğrenin” diye konuştu. (BİTLİS)


Özçelik: Arınç Kürtçe konuştu, AKP de kapatılsın

Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde konuşan BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in Kürtçe konuşan BDP’li milletvekillerine ilişkin yaptığı açıklamayı eleştirerek, “Bülent Arınç’ta burada Kürtçe konuştu. O zaman bu konuşma AKP için kapatma nedenidir. AKP kapatılsın. Tabi onlar her şeyi kendileri için hak görüyorlar” dedi. Özçelik, konuşması sırasında bölge illerinden resimler göstererek, “Burası Gazze değil Cizre, burası Filistin değil Türkiye, işte bunlarla mı barışı sağlayacaksınız?” diye sordu. (ANKARA)


Öcalan: Demokratik çözüm için son şans

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, avukatlarıyla yaptığı son görüşmede, “Barışa yakınız diyemiyorum. Önümüzdeki altı ay demokratik çözüm için son şans. Aksi taktirde korkunç bir savaş gelişebilir” dediği belirtildi.
ANF’nin haberine göre Öcalan, cezaevi koşullarının ağırlığına da değindiği ve “Nefes almakta bile zorlanıyorum. Küçücük bir odada nasıl nefes alınır, nasıl yaşanır!” dediği belirtildi. Şu ana kadar yazmış olduğu bütün savunmalarının özeti niteliğinde olacak beşinci kitabı yazdığını dile getiren Öcalan’ın, kamuoyunda tartışılan Gülen Cemaati ile görüşme haberlerine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu.
Amacının ittifak olmadığını dile getiren Öcalan’ın, “Kamuoyunda yanlış tartışılıyor, ittifak ayrı, uzlaşma ayrıdır. Biz uzlaşma arıyoruz. İslam’ın temelinde de uzlaşma vardır. Hz. Muhammed’in yaşamına ve yaptıklarına bakıldığında uzlaşmanın önemi görülecektir” dediği belirtildi.
Önümüzdeki döneme dair de değerlendirmelerde bulunan Öcalan, önemli bir altı aya girildiğini dile getirerek, “Aksi taktirde kimsenin hesaplamayacağı kadar korkunç bir savaş gelişebilir. Doğrudur, nihai kararı Haziran’da vereceğiz ama gelişmelere göre Mart ayı’nda da tavrımı netleştirebilirim. Olumlu gelişmeler olmazsa Haziran’ı beklemem Mart’ta da aradan çekilirim. Bu süreçte kritik olan AKP’nin tavrıdır. Herkesin şunu iyi bilmesi gerekir ki, gelmiş geçmiş bütün iktidarlar içinde en kurnaz iktidar ve en kurnaz lideri ile karşı karşıyayız. Kendi iktidarlarını sürdürmek için yapmayacakları bir şey yok” dedi.
AKP’YE OY, SAVAŞA OYDUR
AKP’yi Kürt sorununun çözümünün önündeki en büyük engel olarak nitelendiren Öcalan, AKP’ye verilen oyun, savaşa verilen oy anlamına geleceğini dile getirdi. Öcalan’ın, şu değerlendirmeler de bulunduğu belirtildi: “AKP’nin Kürtleri bölme oyunları görülmeli ve farkında olunmalıdır. 2002’lerden bahsetmiştim. Bir de 2005-2006’larda yaşanan süreç vardı, o zaman her şey benim bilgim dışında gelişti. Sonradan bana gelindi. Bu da AKP’nin farklı bir oyunuydu. Bütün bunları yaşadık, geride bıraktık. İşte şimdi 2010 bitiyor. Kimsenin hata yapmaması gerekir. Herkesin rolünü iyi oynaması gerekir. Evet 2010 bitiyor ama hala ciddi belirsizlikler var. Erdoğan çok ilginç, emin olamıyorum.”(HABER MERKEZİ)


Evrensel'i Takip Et