18 Aralık 2010 00:00

30 yıl geçse de hâlâ yüreklerde...


Yöremizde çok sık kullanılan bir deyim vardır; ‘dert inletir, ölüm ağlatır’ diye. Bu atasözünü özetleyen, küçük yaşta idam edilen halk önderini anımsayıp, anlamak idallerini yaşatmak, insanım diyen herkezin vicdan borcu ve görevi olmalı...
İnsanlar unutulunca ölürler! Bazı insanlar vardır, öldükten sonrada yaşamaya devam ederler.
Çünkü unutulmazlar. Hayatta iz bıraktıkları için ölümsüzdür onlar. Yüreklerde, vicdanlarda, akıllarda yeniden doğarlar ve hiç ayrılmazlar aramızdan.
Erdal Eren; 17 yaşında, tutkulu, yaşamayı seven, kafa tutan, itirazı olan bir genç...
Erdal Eren, 12 Eylül faşist darbesinden sonra, işçi sınıfına ve halka göz dağı vermek için Kenan Evren’in ‘Asmayalım da besliyelim mi’ sözlerinin gereği olarak cunta mahkemelerinde yaşı büyütülerek, işlemediği suçtan idam edilmişti. O “Pişmanım, kandırıldım’ dersen idam cezasından kurtulursun” telkinlerine, işçi sınıfına ve partisine bağlılıkla cevap verdi. “Karşıma ölüm çıkacaksa bundan korkmam, cesaretle karşılamam gerekir” dedi. Dediğini de yaptı. Darağacına dim dik yürüdü. Mahkemeye, “Bir gün, mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir” diyerek seslendi. 30 yıl sonra da gençler, muhalifler devlet gözetiminde öldürülüyor. Dün ‘Asmayalım da besliyelim mi’ diyen Cunta Başı Kenan Evren vardı, bugün ‘Kadın da olsa çocuk da olsa güvenlik güçleri gerekeni yapacaktır’ diyen Başbakan Recep Tayip Erdoğan var. Sıranın bize gelmesini beklemeden sorumluluklarımızın bilinciyle, haklarımız için halklarımız birleşmelidir. Müslüm ÇELİK/Çorum

Evrensel'i Takip Et