10 Mart 2011 12:51

SUNU:Yaşasın 8 Mart

Dergimizin Mart sayısını hazırladığımız günlerde açıklandı Türkiye hane halkı işgücü araştırması - 2010 yılı sonuçları. Çok çarpıcı verilerin yer aldığı araştırma sonuçları gösterdi ki, kriz meğerse sadece zenginleri teğet geçmiş, biz emekçileri ise daha da yoksullaştırmış.Araştırm

SUNU:Yaşasın 8 Mart
Paylaş
Ekmek ve Gül


Araştırmaya göre, ülkemiz nüfusunun yüzde 17’si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. En zengin yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, en fakir yüzde 20’lik grubun 8,5 katı. Yani, zenginlerle yoksullar arasındaki makas açıldıkça açılmış. Nüfusun en zengin yüzde 10’luk kesimi gelirin yüzde 32’sini elinde tutar olmuş. Nüfusun yarısından çok fazlası ise eti sofrasında ayda yılda bir kez görür, borç içinde yaşar ve beklenmeyen bir giderle karşılaştığında bunu karşılayamaz hale gelmiş.

Ve ne garip çelişkidir ki iktidarları süresince memlekette böyle bir tablo yaratan AKP hükümeti, önümüzdeki seçimlerde yüzde 50 oy almayı hedefliyor. Bu hedefine varmak için de yine her yola başvuracak. En başta yine kadınlara yalanlar söyleyecek, vaatler verecek, yardım adı altında sadaka dağıtacak...

Oysa AKP, 8 yıllık iktidarı boyunca, hiçbir şey biz kadınlar için iyiye gitmemiş, tam tersine tüm uygulamalarıyla, eşitsizliği daha da derinleştirmiş, cinsiyet ayrımcılığını körüklemiş, emeğimizin daha da yoğun sömürülmesine sebep olmuştur. Bu yüzden Türkiye kadın-erkek eşitliği sıralamasında 135 ülke arasında sondan dokuzuncu, son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı, her gün neredeyse beş kadın öldürülür oldu, kadınların işgücüne katılımı yüzde 26’larda kaldı; 110 bin kız çocuğu ilköğretim çağında olmasına rağmen okula kaydı yapılmadı, çocuk yaşta evlendirilen kadınların sayısı 5,5 milyona ulaştı. İnsanca yaşanacak bir ücret yerine, sosyal yardım dağıtıyoruz diyerek yardım kuyruklarında kadınlar, çocuklar perişan edildi, paran yoksa tedavi de yok denilerek hastane kapılarından döndürüldü...

Biz kadınlarsa buna dur diyeceğiz, bizi bu duruma düşüren, kadın erkek eşitliğine inanmadığını her fırsatta beyan eden AKP’ye oy vermeyeceğiz. AKP’nin yalanlarına kanmayacağımızı yurdun her yanında, bir araya geldiğimiz her yerde, miting alanlarından haykıracağız. AKP’ye ve ikame etmeye çalıştığı erkek egemen zihniyete ve kapitalist sisteme hayır demek için önce 8 Mart alanlarında olacağız.

Tecavüze ceza olarak hadım meselesini tartışırken, bir “profesör” çıkıp dekolte giyen kadına tecavüz edilirse kadın da suçludur diyerek “görüş” bildirdi. Buna olan öfkemiz hala korken, bu kez “yandaş” medyada bir köşe yazarı tüm iğrençliği ile bir yazı kaleme döktürüverdi. Muhalif kadınları faşizme hizmet etmekle başlayıp, kerhaneye düşen kadınlara acıdığı kadar üzüldükten sonra, ne çirkinliğimizi bıraktı, ne pasaklılığımızı ne de boyumuzun kısacıklığını... Bu kendisi dünya yakışıklısı zat-ı muhterem kadınlara karşı ‘savaş’ında nasıl yalnız değilse, biz kadınların da bu tür saldırılara karşı yalnız olmadığımızı bilmelidir. Kendilerini güzel, uzun boylu, sevgi dolu, neşeli, mücadeleci kadınlar görmeleri için 8 Mart alanlarına çağırıyoruz efendim.

Dergimizin sayfalarını bu ay yine mücadele içinde kadınlar süslüyor. Cevriye Aydın’ın sıcacık kaleminden hayatının en verimli çağında aramızdan ayrılan “Cevahir yürekli” ablamız Suna Keskin’i anıyoruz. Nurcan Dursun, kendi kaleminden portremizde sesleniyor okurlarımıza. Ne yazık ki bu satırları basılı olarak göremeden, kısa bir süre önce ayrıldı aramızdan. Ekmek ve Gül olarak buradan acıları taze olan yakınlarına, dostlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Ülkemizde 8 Mart’ın ve kadınların ekmek mücadelesinin serüvenini anlatan Sennur Sezer, tarihten günümüze ışık tutuyor.

8 Mart’ın hemen ardından bize baharı, mücadeleyi, direnci müjdeleyen Newroz’a, pîroz be diyerek selamlıyoruz. İşyerlerinde, mahallelerde kadınların yaşamlarından izler, çalışmalarından ve 8 Mart hazırlıklarından haberler bulacaksınız yine. Ve elbette sizlerden gelen mektupları...

Hayat televizyonunda yayınlanan “Ekmek ve Gül” programı 2008’in Nisan ayından bu yana hafta içi her gün saat 14.30-16.30 saatleri arasında üç yıldır sizlerle. Ekmek ve Gül, kadın örgütlerinin, baronun, tabip odasının, mimar mühendis odalarının kadın birimlerinin, mahalle dernekleri, sendikaların kadın çalışmaları yürüten birimlerinin, demokratik kitle örgütlerinin desteği ve katkısıyla kadına değen her konuyu işlemeye çalıştı. Ya stüdyoda ya dış çekimlerde anlattı kadınlar ya da kameraları ve mikrofonları kendileri yüklendi....İşte bu programla ilgili her ilde, ilçede hatta her mahallede yapılması dileğiyle İstanbul’dan bir duyurumuz var. Bildiğiniz gibi Ekmek ve Gül her sene sizlerle, konuklarıyla ve izleyicileriyle birlikte yılın yorgunluğunu atmak, eğlenmek, birlikte halaya durmak için gelenekselleşen şenliğini düzenliyor. Sunumuzun görseli olarak da bu şenliğin davetiyesinin ön yüzünü seçtik.

Ekmek ve Gül 3. Yıl Şenliği, 10 Nisan Pazar günü, Çağlayan Hürriyet Mahallesi’nde Salon Figaro’da saat 12.00-17.00 arasında yapılacak.
Yaşasın 8 Mart! Pîroz be Newroz!

ÖNCEKİ HABER

KCK’ye de dokunan yanıyor

SONRAKİ HABER

AKP'liler Van’da akrabalarını işe aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...