3 Ocak 2011 00:00

YAŞAMA KÜLTÜRÜ


Bir kez daha kutlu olsun yeni yılınız!
Ne yıldı şu 2010…
2011 daha iyi mi olacak?
2010’a da daha iyi olsun diye başlamadık mıydı?
Ne istiyorduk ki?
Temelde çok açık seçikti isteklerimiz…
Bizim kuşakta varsıllıkla yoksulluk bu denli ayrışmamışlardı.
Kendilerini Müslüman sananlar toplumu varsıl-yoksul diye ayrıştırmak için ellerinden geleni yaptılar mı ne?
Varsıllar “getto”lara çekildiler. Demir kapılı konutlarının çevresine duvarlar çektiler. Kendi içlerine kapandılar. Koptular her şeyden…
TV kanalları bile yalnız onlara çalışıyorlar artık neredeyse… Biri ikisi dışında tümü onlardan geçiniyorlar, izlencelerini onlara göre düzenliyorlar.
Üstelik varsıl-yoksul ayrımına başka adlar takıyorlar… Yoksulu açlık çizgilerinde, daha da altta tutup, varsıllara aktırıyorlar her şeyi…
Yoksulların evlerine barklarına bile göz dikildi, kentsel dönüşüm falan filan diyerek? Okullarına, müzelerine bile göz dikildi. Toplumun ortasındaki okulları, müzeleri kıyılara köşelere atıp, yerlerini alış veriş merkezlerine vermeğe çalışıyorlar.
Biz diyoruz ki kamu alanları çoğalmalı…
İnsanlar birbirleriyle oralarda karşılaşmalı, tanış biliş olmalılar… Etkinliklere katılmalılar… Ortak kültürü geliştirmeliler, üretmeliler…
Barışın yollarını açmalılar, tanışıp, severek birbirlerini…
Onlar kamu alanlarını nasıl ele geçireceklerinin izlencesini yapıyorlar.
Bizim alanlarımızı gittikçe daraltıyorlar.
Biz diyoruz ki taşınım sorunu gittikçe büyüyor.
Ağılanıyoruz gaz atıklarıyla… Yollarımız tıkanıyor, çok ama çok sürez (zaman) yitiriyoruz, toplum olarak, ülke olarak…
Onlar beş bin liraya otomobil veriyorlar…
Onların yolları tıkanmıyor ya…
Uçak alanına çabuk yetişsinler diye “bat-çık” lar yaptırıyorlar…
İnsanların ana caddelerini, kaldırımlarını çalıp yapıyorlar bunları… Onları iki kaldırıma ayırarak…
Biz diyoruz ki kısıtlayın araba sayısını… Arabasını bırakacak kendi yeri olmayana araba satılmasın… Onlar ehliyeti olmayana bile borç-harç araba satıyorlar.
- Kısacası, öyle sanıyorum ki 2011’de varsılla yoksulu birbirinden daha çok koparacaklar.
- Kamu alanlarını, orman alanlarını, yeşili artırmayacaklar, oralarından buralarından azaltacaklar daha da…
Böylece daha da yalnızlaşacağız.
Böylece birbirimize daha da yabancılaşacağız…
-Teneke kutularla (otomobillerle) tıkanacak yollarımız. Atık gazlarla biz de tıkanacağız, ağılanacağız… Yollara sürez (zaman) vermekten, günde en çok üç beş saat verimli çalışabileceğiz… Yoksul daha da yoksullaşacak…
Peki nereye dek?
Bizler uyanıp, yeter deyinceye dek…
2011’de uyanır mıyız dersiniz? Ben umutlarımı yitirmedim daha…
Okurlarıma yeni yıl için en iyi dileklerimi sunuyorum yeniden…
CENGİZ BEKTAŞ

Evrensel'i Takip Et